Bir kısım sanatçının Cumhurbaş-kanı’nın refakatinde Suriye sınırına gidip savaşmakta olan Mehmetçiğe moral vermesi, polemik konusu olmaya devam ediyor.
Gerilimi her zamanki gibi ana muhalefet lideri Sayın Kılıçdaroğlu başlattı ve bu denli bir eylem karşısında sanatçıları, hiç kimsenin hak etmediği ve etmeyeceği ‘rezil’ ve ‘güruh’ gibi aşağılık sıfatlarla yaftaladı.
Eskiler ne güzel ifade etmişler: ‘Uslubu beyan ayniyle insan’; yani bir insanın karakteri, kişiliği, değeri konuşmasına yansır. Kişinin ne menem bir şahsiyet olduğu ifade tarzında, uslubunda görülür.
Bununla birlikte; ‘Kem söz sahibine aittir’ deyip yetinebilir miyiz? Sözün sahibi sıradan biri ise, belki ama böyle olmayıp, kalabalıkların önüne düşmüş ve onlara yön veren konumdakiler içinse, asla!
Önder kişilik, iyi örnek olmak zorundadır. Zira toplumlar önderlerini örnek alırlar. Bundan dolayıdır ki, lider kişilerin davranışları, şahsi olmaktan ziyade temsil ettikleri grubu da bağlar. Çünkü şahısları adına değil, grupları adına konuşurlar.
Siyasi rekabetin belli bir seviyede icrası, siyaset ortamı ile birlikte toplumu da rahatlatır. Zira insanlar üstün kişiliklere meftundur. Seviyesiz çekişme ve bel altı vuruşlar, siyaset ortamını germekle kalmaz, toplumu da çığırından çıkarır!
İmam-cemaat meselesi...
Hiçbir liderde, temsil ettiği grubu ‘çukur’a çekmek hakkı olmasa gerektir!
Türk siyaseti, tarihi boyunca çok polemikler gördü ama bu denli ayağa düştüğü görülmemiştir.
Tüm bu kepaze tavırlar, sözde vatandaşa yaranmak adına ve de partilerinin oylarını artırmak için sergileniyor, öyle mi?!
Lider ve etraflarındaki yağdanlık yaverler böyle zannedebilirler ama vatandaş nezdinde durum, bunun tam aksidir. Vatandaş bunları görünce tek kelime ile iğreniyor; nerde kaldı ki
oy versin!
Velev ki size göre yanlış yapılmışsa bile; doğrusunu göstermek, rezilane kelimeleri art arda sıralamakla mı olur? Her gördüğünüz çirkinliğin, daha beter çirkinliklerle temizlendiğini nerede gördünüz?
Kan kanla temizlenir mi?
Şehitlerimizin evlerine taziyeye gidip, bizzat Kur’an-ı kerim okuyup dua eden Sayın Cumhurbaşkanı için; ‘şehitlerin ruhunu incitti, onlara saygısızlık etti’ denilebilir mi?
Bu milleti ve bu milletin değerlerini tanımadıkları nasıl da belli! Yahu! Bu millet çocuklarını davul-zurna eşliğinde asker ocağına (şehadet diyarına-cenge) gönderiyor.
Bu millet şehadete, kimilerinin zannettiği gibi karalar bağlayıp matem tutmaz; bilakis sürur (sevinç) duyar ve coşar. Çünkü bilir ki; şehitlikle rütbelerin en üstününe erişmiş ve sevgili Peygamberimize (aleyhisselam) komşu olmuştur.
Bu inceliği hissedebilmek için bu ruhu taşımak lazım.
Yazık ki, ne yazık!