Meşhur hikâyedir: Gece gündüz sarhoş olan Bekri Mustafa, her gün değişik kılıkla dolaşırmış. Cübbeli ve sarıklı (imam kıyafeti) olarak giderken yolu, caminin bitişiğinde cenaze namazı için bekleyen kalabalığa çıkar. Bekri’yi imam sanan cemaat onu apar topar tabutun başına getirirler ve “Hadi hoca efendi, geç kaldık” deyip namazı kıldırmasını isterler.
Cenaze namazından sonra, hocanın (!) tabutu açıp, mevtanın kulağına bir şeyler söylemesi cemaatin dikkatini çeker. Meraklı birisi ne dediğine sorduğunda, Bekri Mustafa şu cevabı verir: “Öbür tarafa gittiğinde bu dünyanın halinden sorarlarsa, Bekri Mustafa’nın imam olduğunu söylersin, onlar gerisini anlarlar!”
Bekri Mustafa kendi imamlığından maada, bu günkü dünyada medeniyetin (!) temsilcisi olarak ABD’nin hallerini görseydi ne derdi acaba?
Belli ki dünyanın tek bir çivisi kalmıştı, onu da ABD çıkarıyor ve çıkaracak.
Dün (Soğuk Savaş dönemi), bu yalanlarla yatsıya kadar gidebilirdiniz ama bugün iletişimin baş döndürücü hızıyla birlikte yalanınız anında ortaya çıkıyor.
Dün yalan ortaya çıkıncaya kadar atı alan Üsküdar’ı geçiyordu. Bugün ise anında rezil ve rüsva olunup, yalanı yüzüne çarpılıyor.
Adalet mülkün (devletin) temelidir. Devlet adaletle ayakta durur ve adalet olduğu müddetçe yaşar. Zulüm payidar olmaz.
ABD’nin tarihteki zalimlerden farkı, zulmünü yalanlar üzerine kurmasıdır. Böylece aklı sıra, suret-i haktan gözükecek.
Dünya kamuoyunun gözünde en güvensiz ve dolasıyla en itibarsız ülke ABD’dir.
ABD, bu çukura ardı arkası kesilmeyen yalanlarıyla ve sürekli işlediği zulümleriyle düştü.
Onları itiraf etmeden ve herkesten özür dilemeden ve daha da önemlisi, yapmakta olduğu zulümlerden vazgeçmeden alnındaki kara lekeyi silemez.
Neymiş efendim; istikrarı temin maksadıyla Suriye’deymiş ve PKK/PYD’yi bu amaçla silahlandırıp eğitiyormuş. PKK/PYD ile İran’ı ve DEAŞ’ı dizginleyecekmiş. ABD, PKK/PYD’ye verdiği silahları Türkiye’ye karşı kullandırtmayacakmış.
Kendini akıllı, âlemi sersem sanmak buna denir işte! Bırakın Suriye’deki PKK/PYD’nin elindeki silahları, Türkiye’nin içinde savaşmakta olan PKK’ya 40 yıldır o silahları sen veriyorsun, sen!
Bunu görmediğimizi ve bilmediğimizi mi sanıyorsun ey ABD?!
Senin foyan yıllar öncesinden ortaya çıkmıştı ama sana karşı koyacak güç ve iradeden maalesef yoksunduk! Yıllar yılı birbirimizin yüzüne acıyla güldük; yalnızca dişlerimizi gıcırdatmakla yetinebildik!
Ama artık bıçak kemiğe dayandı ve ok yaydan çıktı!
Bunca zamandır ya sabır dedik; sabrın da bir sonu var. Zira bitmez tükenmez yalanlarınla ve düşmanca eylemlerinle sabır taşını çatlattın!
Türkiye’yi Irak’la ve Suriye ile karıştırdığına çok pişman olacaksın!
Unutma ki mazluma kefen biçenin ölümü korkunç olur!