ABD, belli ki, jandarmalığına soyunduğu dünyaya huzur vermeyecek.
Hele de Trump’ın gelmesiyle, akıl almaz fütursuzlukları ayyuka çıktı. Avrupa ülkeleriyle birlikte İran’la yaptıkları anlaşmadan çekildiği yetmemiş gibi, bir de yaptırım uyguladı. Diğer ülkelerin de aynı şekilde hareket etmesini istedi.
İngiltere, Fransa, Almanya böyle bir hukuksuzluğa ortak olamayacaklarını söyleyerek İran’ın yanında yer aldılar.
Başta petrol ürünleri olmak üzere İran’la önemli ölçüde ticaret yapan Avrupa ülkeleri, ABD’nin bu talebine sıcak bakmadılar.
Çılgına dönen Trump, Fransa ve Almanya’yı tehdit etti; bununla da kalmayıp tüm AB’ye gözdağı verdi. NATO’dan çekilebileceklerini ve Avrupa’yı savunmasız bırakacaklarını ima etti.
Avrupa ülkeleri de, ister istemez Avrupa ordusu fikrine yöneldi.
İsrail’in güvenliği için, İran’ın kuşatılmasını şart gören ABD, İran karşıtı Arap birliğini önerdi. Kendi güdümünde, İsrail destekli bir Arap birliği ve hatta bir Arap NATO’su oluşturmak için gayret sarf ediyor.
ABD, İran karşıtı toplantı için, Avrupa’da Varşova’dan başka yer bulamadı. Zaten AB ülkeleri de gerekli rağbeti göstermediler ve toplantıya alt düzeyde temsilci gönderdiler.
Belli ki, ABD, kendi karşısında hür ve bağımsız, milli çıkarları doğrultusunda hareket eden ülke istemiyor. NATO ülkelerini de kendi arka bahçesi gibi görüyor.
Dünya nizamını ben kurdum, ben koruyup kolladığıma göre; benim istediğim doğrultuda hareket edeceksiniz diyor. Aksine davrananı yakarım diyor!
Kürtleri ve bir kısım Arap ülkelerini kullanıp, Türkiye’yi de kuşatmak istedi ancak Türkiye’nin dik duruşu ve onca darbe girişimini engellemesi; bununla birlikte sınır ötesinde gerçekleştirdiği harekâtlar, şimdilik buna mani oldu.
Suriye’den çekileceğim demesi de, zamana oynadığının resmidir. Terör örgütlerine verdikleri silahlarla teröristleri eğitiyorlar. Irak’tan çekildi mi ki, Suriye’den çekilsin?
Aynı şekilde, İran’a ambargo konusunda Türkiye’yi de sıkıştıracak; Türkiye kabul etmeyince de, İran’la birlikte hedef tahtasına konacaktır!
Bölge zaten; Irak’ıyla, Suriye’siyle, Yemen’iyle, Filistin’iyle cayır cayır yanmaktadır. Bu yangınlara İran ve Türkiye’yi de katarak tüm bölgenin alev topuna dönmesi isteniyor.
Dünya üzerinde bağımsızlık kaygısı taşıyan her ülke, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ‘ Dünya beşten büyüktür!’ sözüne er ya ada geç gelecek ve bunun için gerekli adımları atacaktır.
Bakınız; ABD’nin dolar hegemonyasından kurtulmak isteyen birçok ülke, aralarında kendi milli paralarıyla ticaret yapmak için anlaşmalar yapıyorlar. Buna, NATO üyesi Fransa, İngiltere ve Almanya da eklendi; onlar da kendi aralarında dolar’sız ticaret yapma kararı aldılar.
ABD, kendini hala 2. Büyük Savaş’ın galibi ve nizam dikta edicisi olarak görüyor. Aradan geçen bu 70 sene zarfında, eski çamların bardak olduğunu görmeli ve ayağını denk almalıdır. Aksi halde, bir anda tüm dünyayı karşısında bulması işten bile değildir.
