Başkanlık sistemiyle ilk yerel seçimleri yaptık. Milletimiz her zaman olduğu gibi engin sağduyusuyla kararını verdi ve yeni bir macera istemediğini gösterdi.
İktidarda bulunan Cumhur İttifakı’nı %52’ye yakın oyla destekledi.
Bize göre seçimin galipleri: Elbette yerel düzeyde ipi göğüsleyen, partili partisiz belediye başkanları ve girdiği her seçimden zaferle çıkan Sayın Erdoğan’dır. (On yedi senedir iktidar olmasına karşın, başında bulunduğu parti %45’e yakın oy aldı.)
Muhalefetin yapması gerekeni Sayın Erdoğan yaptı; gecesini gündüzüne katarak, 50 günde 102 miting gerçekleştirdi.
Başta Şırnak olmak üzere, AK Parti’nin güneydoğuda oyları yükseltmesi, Kürt seçmenin ayrılık yerine, birlik içinde hizmet istediğini gösterdi.
Seçimlerin kaybedeni ise, Sayın Erdoğan’ın düşüşünü dört gözle bekleyen AK Parti içindeki pusuda bekleyenler oldu. Hevesleri kursaklarında kaldı.
Türk seçmeni dünyaya demokrasi dersi verdi; küçümsenmeyecek derecede muhalefet adaylarını da seçerek, bir kısım şom ağızların iddia ettikleri gibi diktatörlükle idare edilmediğini gösterdi.
Seçimler demokrasinin olmazsa olmazı ama inanın milletimiz seçimden bıktı. On yedi ayda bir seçim yaptık. Her seçim öncesi piyasalar belirsizleşiyor ve iş dünyası beklentiye giriyor.
Piyasalarda para dönmeyince de başta esnaf olmak üzere herkes sıkıntıya giriyor.
İlk defa, bu seçimle birlikte, önümüzde 4-5 yıllık seçimsiz bir dönem var.
Milletimiz istikrar dedi, şimdi top iktidarda.
Malum, uzun yıllar parlamenter sistemi uyguladık ve maalesef istediğimiz sonucu alamadık. Sistem sürekli kaos üretti; hükümetlerin ömrü ortalama olarak on sekiz ay oldu.
Bir türlü istikrar sağlanamadı ve ülke olarak kalkınma adına sürekli patinaj yaptık. Bu hali tüm siyasi liderler (özellikle başbakanlar, cumhurbaşkanları) görüyor, kurtuluşun başkanlık sisteminde olduğunu dillendiriyorlardı.
Lakin ellerinde yeterli çoğunluk olmadığı için gerekli anayasal değişikliği bir türlü yapamıyorlardı.
İktidarda olmamasına rağmen Sayın Bahçeli sistemin bu denli tıkanıklığını gördü ve başkanlık sistemi için AK Parti’ye çağrıda bulundu. Gökte aradığını yerde bulan AK Parti, MHP ile el ele vererek, ülkenin önünü yeni ufuklara açtılar.
Artık eskiden olduğu gibi zamanı boş yere harcamayacağız. Bundan böyle bürokrasi icraatın önüne dağ gibi dikilemeyecek, işler süratle sonuçlanacak.
Başkanlık sisteminin en güzel yanı, bu sistemde millet muhatabını tanıyor, kimi cezalandıracağını veya mükâfatlandıracağını biliyor. Koalisyon dönemlerinde öyle miydi? Ortada yalnızca suç vardı lakin koalisyon ortakları suçu birbirine atardı.
Başkanlık sistemi ise, tek başına olan iktidara mazeret imkânı tanımıyor.
Dolayısıyla, millet, bir sonraki seçimlerde sandığa çok daha bilinçli gidiyor.
NOT: İstanbul ili başta olmak üzere çeşitli yerlerdeki seçim sonuçlarına itirazlar yapıldı. Olay yargıda olduğuna göre, söylenecek tek şey, her türlü ihtimalin araştırılıp değerlendirilmesi ve bir oy bile olsa hakkının korunmasıdır.
Sevgili okuyucularımın Miraç Kandili’ni tebrik eder, hayırlara vesile olmasını dilerim. F.B.