Seçim yorgunu bir ülkeyiz. Seçimlerden değil, hemen her seçimin çığırından çıkarılmasından yorulduk. Zira dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde toplum bizdeki gibi politize olmuş değildir. Dolayısıyla, seçimler böylesi bir toplumu ister istemez geriyor.
Halbuki tüm seçimler, önümüzde yığınla bekleyen sorunların çözümü için yalnızca birer araçtan ibarettir. Araçlara takılıp kalıyoruz ve amacı sürekli erteliyoruz. Erteledikçe sorunlar daha da büyüyor.
Normal ülkelerde seçimler ertesi günün sabahında unutulur ve herkes işine gücüne bakar. İnsanlar ülkenin gündemindeki konulara yoğunlaşırlar.
Bizde ise, yerel seçimler bile genel seçimler ve hatta Cumhurbaşkanlığı seçimleri için tehdit unsuru olarak algılatılıyor! Belediye seçimlerinin genel seçimlerle ne alakası var? Belediye başkanı değişince, yönetimdeki iktidar neden meşruiyetini yitirmiş olsun?
Başkanlık sisteminin en iyi şekilde uygulandığı ABD’de de başkanlar partili. Oradaki televizyon haber spikerleri de bizdeki gibi, her cümlelerine “Partili Cumhurbaşkanı!” diye vurgu yaparak mı başlıyorlar?
Önümüzde 4.5 yıllık seçimsiz bir dönem var; bari bunun kıymetini bilelim ve toplumsal ve siyasal zemini azami ölçüde genişleterek halledilebilecek konulara yoğunlaşalım.
Belli ki Türkiye’yi rahat bırakmayacaklar; işimize bakmamamız için ellerinden geleni artlarına koymayacaklar. Akla hayale gelmedik provokasyonlara başvuracaklar.
Üstelik yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da provokatörler iş başında!
Bir ülkede cuma günü ibadet halindeki Müslümanlar toplu kıyıma uğratılırken, diğer bir ülkede pazar günü Hıristiyanlar ibadet halindeyken toplu kıyıma uğratılıyor.
Bir hilal-haç savaşının işaret fişeği ateşleniyor!
Türkiye’nin de hem içeriden hem dışarıdan sinir uçlarına sürekli dokunuluyor.
Şehidimizin cenazesinde ana muhalefet lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan linç girişimi akıl ve izandan uzak, birlik ve beraberliğimize kasteden uğursuz(lanetli) ve şuursuz bir yaklaşımdır. Şiddetle reddediyor ve Sayın Kılıçdaroğlu’na geçmiş olsun diyoruz.
Ama başaramayacaklar; zira Türkiye son otuz yılda çok acı tecrübeler yaşadı ve çok bedeller ödedi. Bu tür oyunlara gelmeyecek demokratik olgunluğu da erişti.
Raftan dosya indirip; sağcıyı solcuya, solcuyu sağcıya kırdırmak günleri çok gerilerde kaldı.
Artık 82 milyon hem sağcı, hem solcu!
Provokatörler başka kapıya!
Ne yaparsanız yapın, Türkiye’yi bölemeyeceksiniz ve Türkiye’deki kardeşliği bozamayacaksınız!
Partilerimiz, meşrep ve mezheplerimiz farklı olabilir. İnançlarımız ve ideallerimiz de farklı olabilir. Ama hepimiz biliyor ve inanıyoruz ki mesele Türkiye ise, Türkiye’nin bütünlüğü ise, gerisi teferruattır!
82 milyon Türkiye insanı tek yumruktur!