Balyoz davası çerçevesinde 31 general ve amiral rütbesinde olmak üzere 106 muvazzaf subay tutuklandı. Tutuklanmış olmaları bu subayların mesleki geleceklerini etkileyecek bir önem taşıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 65. maddesinin e-3 fıkrası gereğince davaları devam ettiği sürece tahliye edilmiş bile olsalar, terfi işlemleri yapılamıyor. Bu hüküm, rütbelerinde bekleme sürelerini doldurmuş subaylar açısından çok daha önemli.
Terfi sırasındaki generaller
Balyoz davasında son olarak tutuklanan 10 general ve amiral bu yıl terfi bekliyor. Rütbelerinde bekleme süreleri dolan bu amiral ve generallerin durumu 2011 Ağustos Şûrası’nda ele alınacaktı.
Tutuklu olanlardan bu yıl terfi sırasında olan general ve amirallere bakalım:
Kara Kuvvetleri:
1- 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Mustafa Korkut Özarslan,
2- Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) EDOK Muhabere Destek Eğitim Komutanı Korgeneral Nejat Berk,
3- KKK Denetleme ve Değerlendirme Başkan Vekili Tümgeneral Salim Erkal Bektaş,
4- Harp Akademileri Kurmay Başkanı Tümgeneral Ahmet Yavuz,
5- Gaziemir Ulaştırma Okul Komutanı Tümgeneral İhsan Balabanlı,
6- 52. Taktik Zırhlı Tümen Komutanı Tümgeneral Abdullah Dalay,
7- 4. Mekanize Piyade Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Kasım Erdem.
Deniz Kuvvetleri:
1- Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Mehmet Otuzbiroğlu,
2- Denizaltı Filo Komutanı Tuğamiral Ahmet Türkmen.
Jandarma Genel Komutanlığı:
Kastamonu Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ali Aydın.
Özarslan ve Otuzbiroğlu
2011 Ağustos Şûrası 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Özarslan ile Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Otuzbiroğlu için ayrı bir önem taşıyor. Korgeneral Özarslan’ın bu yıl orgeneralliğe terfi etmesi durumunda -terfi zincirinin normal seyretmesi halinde- Kara Kuvvetleri Komutanı ve Genelkurmay Başkanı olma yolu açık görünüyordu.
Koramiral Otuzbiroğlu’nun oramiralliğe yükselmesi halinde de önce Donanma Komutanı sonra da Deniz Kuvvetleri Komutanı olmasının da yolu açık olacaktı.
Bu itibarla tutuklama kararları bu iki komutanın mesleki geleceği açısından önemli sonuçlar doğuracak bir sürecin başlangıcı olarak görülebilir.
Yasa hükmü
Tutuklanma halini terfi işlemine engel gören Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’nun 65. maddesinin e-3 fıkrasındaki hüküm de şöyle:
“Tutuklu bulunan ya da tahliye edilmekle beraber kovuşturma veya duruşması devam eden veya hakkında verilen hüküm henüz kesinleşmemiş bulunanların...terfileri ve kademe ilerlemeleri yapılmaz.”
Adaletin hızı
Bu hüküm karşısında söz konusu komutanlar tahliye edilseler bile 2011 Ağustos Şûrası’na kadar davaları devam ederse, terfi işlemlerinin yapılması mümkün olmayacak. Bu durum, 2011 Ağustos Şûrası için şimdiden bir sorun doğduğunu da gösteriyor.
2011 Ağustos Şûrası’na kadar bu kapsamda bir davanın sonuçlanması ise zor bir ihtimal olarak görülüyor. Bugüne kadar yapılan 13 celsede, ancak iddianamenin okunma işleminin tamamlandığı düşünülürse, yargılamanın kısa sürede tamamlanacağını beklemek gerçekçi olmaz.
Telafi edilemez durumlara yol açılmaması için yargılamanın hızla tamamlanması gerekiyor. Özellikle terfi sırasındaki komutanlar için yargının hızlı çalışması büyük önem taşıyor.
Öte yandan 2010 Ağustos Şûrası’nda, bu tür davalar nedeniyle soruşturma açılmış, yakalama veya tutuklama kararına muhatap olmuş komutanların, haklarındaki bu kararlar kaldırılsa bile terfi etmelerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın karşı durdukları anımsanırsa, bu yıl yapılacak Ağustos Şûrası’nda da benzer bir sürecin yaşanacağı tahmin edilebilir.