Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Üniversitelerde türbanın fiilen serbest kalması yönünde bir uzlaşma sağlanmış görünüyor.
Anayasa’da bir düzenleme yapmadan uygulamada yasağın kaldırılması CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun itiraz etmeyeceği bir yöntem olarak ortaya çıktı. Bu konuda CHP’nin yargıya başvurmayacağı da anlaşıldı.
İki neden?
Kılıçdaroğlu, yaklaşımını iki temel nedene dayandırıyor:
1- Anayasayla kıyafet düzenlenmeyeceği ve eğitimde özgürlüğün engellenmemesi,
2- Türban konusunun mağduriyet ve buradan hareketle siyasi istismar konusu olmaktan çıkarılması.

Kamu alanı

Türbanın üniversitelerde serbest kalmasıyla sorun tümüyle ortadan kalkar mı? Bu soruya olumlu yanıt vermek zor.
Biliniyor ki, üniversiteyi türbanla bitiren öğrenciler kamuda görev alırlarsa, yeniden bu yasakla karşılaşmak istemiyorlar. Sadece üniversite öğrencisi olarak değil, öğretmen, mühendis, doktor, hâkim, memur olarak da türbanla çalışmalarına olanak sağlanmasını savunuyorlar.
Kuşku yok ki, bu konu kamu alanı, kamu hizmeti tartışmasına da dönüşecektir. Nitekim şimdiden bu yönde talepler gündeme girmeye başladı.

Hizmet alan-hizmet veren

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu konuda hizmet alan-hizmet veren ölçüsüne yakın duruyor.
Bu serbestliğin kamu görevlileri için geçerli olmayacağını savunuyor. Kamu görevlilerinin uygulamaları gereken kurallar olduğunu anımsatıyor. Bu konudaki son sohbetimizde şu örneği vermişti:
“Ben nasıl TBMM Genel Kurulu’na kravatsız giremezsem, devlet görevlileri de görevleri başında kıyafet kurallarına uymak zorundadır. Bir bayan yargıç, kürsüye türbanla çıkamaz. Bir öğretmen, sınıfa türbanla giremez. Kamu hizmetinin kuralları neyse bizim gibi onlar da o kurallara uyacaklar.”
Kılıçdaroğlu’nun bu örneği gösteriyor ki, CHP, hizmet alan-hizmet veren çizgisinde duracak. Kamu hizmetinin türbanla verilmesini ise kabul etmeyecek.

Bir diğer endişe

Türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasının, kamu hizmetlerine de yaygınlaştırılması baskısının yanı sıra bir mahalle baskısına dönüşmesi de dile getirilen bir başka endişe.
Türbanlı öğrenciler, yıllardır yasal baskı altındaydılar. Başı açık öğrencilerden de hep destek gördüler. Türban serbestliğinin, önümüzdeki dönemlerde bazı kesimler tarafından bir mahalle baskısına dönüştürülmesi kaygısı var. Türbanlı öğrencilerin tümü olmasa bile onlarla birlikte hareket eden bazı siyasi grupların üniversitelerde baskı oluşturabileceği olasılığı CHP içinde dillendiriliyor.
Türbanın uzun yıllar siyasal bir malzeme olarak kullanılmış olması rövanşist hareketleri tetikleyebilir. Üniversite yönetimlerinin, işin bu yönünü de göz önünde bulundurmaları ve gereken önlemleri almaları gerekir.

İktidarın sorumluluğu

Kuşkusuz özellikle kamu görevlilerinin dini simgeyle hizmet veremeyecekleri konusunda hükümet de net bir tutum almalı. Üniversiteden sonra kamu hizmetinde de serbestlik, mağduriyet ve bu yolla siyaset konusu yapılırsa, toplumda zaten mevcut olan kaygı daha da artacaktır. Bir sorunu çözelim derken bir başka sorun yaratılmış olacaktır.