Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kızılcahamam toplantısında son tartışmalar ışığında konuya değindi. Erdoğan, “Cumhurun, cumhura ait her yere girebileceğini” ifade etti. Bu arada CHP’ye yüklenmeyi de ihmal etmedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün vereceği 29 Ekim resepsiyonuna CHP’nin grup başkan vekili katılmayacağız derken, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “daha zaman var” açıklamasına dikkati çekti. Kılıçdaroğlu’nun bu konuda sorularıma verdiği yanıtları dün sunmuştum. CHP lideri, “henüz karar vermediğini” vurgulamıştı. Kılıçdaroğlu, konuyu sonra değerlendireceklerini ifade etti.
Erdoğan’ın talimatı
Başbakan Erdoğan, Kızılcahamam’da grup başkan vekillerine talimat verdiğini ve CHP Grup Başkan Vekilleri’yle temasa geçip soruna çözüm arayacaklarını da açıkladı.
Hemen belirtmek gerekiyor ki, Kılıçdaroğlu’nun üniversitelerde türban serbestliğinden yana tutumu iktidar partisinin yeniden girişimde bulunmasının temel nedeni. Ancak, CHP liderinin bu konuda bir anayasa ve yasa düzenlemesine ihtiyaç görmediğini unutmamak gerekiyor. CHP lideri, anayasa veya yasayla kıyafet belirlemenin yanlış olduğu görüşünde. Bu tutumu, türbana üniversitelerde fiilen serbestlik getirilmesini çözüm yolu olarak gördüğünü gösteriyor.
İki güvenceBaşbakan Erdoğan ile CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun beklediği iki farklı güvence var. Başbakan Erdoğan, türban sorununun Anayasal veya yasal bir düzenlemeyle hukuki güvence altına alınmasını istiyor.
CHP lideri Kılıçdaroğlu ise türban serbestliğinin üniversite ile sınırlı kalmasına güvence arıyor. Uygulamanın liselere, ilköğretim kurumlarına ve kamu görevlilerine yayılmayacağından emin olmak istiyor. Ancak Başbakan Erdoğan’ın Kızılcahamam konuşması dahil bu yönde bir mesajı olmadı. Bu durum CHP’yi kaygılandırıyor.
Yasal düzenleme
Karşılıklı güvensizlik bu konuda uzlaşmaya dayalı bir yasal düzenleme yapılmasını zora sokabilir. CHP, türbanın anayasa ve yasa konusu yapılmasını istemiyor. Erdoğan ise bu konuda ısrarlı olacağının sinyallerini veriyor.
Önümüzdeki hafta türban sorunu bu boyutuyla tartışma konusu olacaktır. İktidarın girişimleri arzu ettikleri biçimde sonuçlanmazsa, samimiyet suçlaması gündeme gelecektir.
Yasadaki hükümÜniversitelerde kılık-kıyafetle ilgili olarak halen yürürlükte olan bir yasa maddesi var. 2547 sayılı yasının Ek 17. maddesi, yasalara aykırı olmadıkça üniversitelerde kılık-kıyafetin serbest olduğu hükmünü taşıyor. Bu madde iptal talebiyle Anayasa Mahkemesi’nin önüne gelmişti. Yüksek Mahkeme, bu hükmü iptal etmedi. Ancak, bu hükme dayanılarak üniversitelerde türbanın serbest bırakılamayacağına karar verdi. Gerekçe olarak da, hükümdeki “yasalara aykırı olmamak koşuluyla” ifadesinin sadece yasaları değil anayasayı da kapsadığına hükmetti ve Anayasa Mahkemesi’nin eski kararlarını dikkate alarak, üniversitelerde türban serbestliğinin anayasaya aykırı olduğunu belirtti.
Ek 17. madde hükmü iptal edilmemiş, ancak yasağın devamına hükmedilmiş oldu. Şimdi bu karar karşısında, bu karara aykırılık oluşturmayacak bir yasa düzenlemesi yapmak çok zor görünüyor. CHP bu itibarla bir anayasa veya yasa düzenlemesinin doğru olmayacağı kanaatinde. Geriye üniversitelerde serbestliğin fiilen yürütülmesi kalıyor ki, CHP içinde, bunun yargı kararlarını uygulamamak anlamına geleceği eleştirisi dillendiriliyor. Bu durum, türban konusunu yasal düzenlemeyle çözmek konusunda CHP’nin de içinde bulunduğu bir uzlaşmanın kolay sağlanamayacağını gösteriyor.