Demokratik Topluk Kongresi’nin (DTK) gündeme getirdiği, “Kürt halkının kendi güvenliğini ve örgütlülüğünü oluşturması” bağlamında tartışmaya açılan “öz savunma güçleri” yeni bir kavram değil.
DTK’nın mahallelere kadar inecek “Kent meclisleri” esasen “Kürt meclisleri” olacak. “Kürt halkının örgütlülüğü” anlamı Abdullah Öcalan’ın, “her alanda ve her konuda örgütlenin” talimatından başka bir şey değil.
Öcalan’ın çizdiği yol
DTK ve BDP’nin Öcalan’ın çizdiği yol haritası dışında bir siyasi faaliyetleri olduğu söylenemez. Öcalan’ın İmralı’da verdiği savunma ve sonrasında AİHM’ye gönderdiği ek savunmalarda bu yol haritasını görmek mümkündür.
DTK da bizzat Öcalan’ın bir projesidir. Öcalan, önce “Demokratik Toplum Hareketi” önermiş, bu hareketin örgütlenmeyi, ardından “Demokratik Toplum Partisi”ne (DTP) dönüşmesi talimatını vermiş ve hareket aynı isimle partileşmiştir. Bu örgütlenmenin temeli, Kongra Gel-Halk Kongresi’dir. Bu partinin kapatılmasından sonra kurulan “Barış ve Demokrasi Partisi”nin isim babası da Öcalan’dır. “Kongre”, Öcalan’ın bağımsızlıktan vazgeçtiğini öne sürdüğü tezlerinde “devlet” yerine önerdiği organdır. “Kongre”nin altındaki yaygın örgütlenme ise KCK modelidir. Dayandığı birimler de “meclis”ler olacaktır.
DTP ve BDP, bugün Öcalan’ın bu projesini hayata geçirmeye çalışıyor. Bugün tartışılan DTK, Kent meclisleri, öz savunma gücü, hâkim rolü, Öcalan’ın “Dört parça için özgür Kürdistan” tezinin Türkiye ayağındaki örgütlenme, kurumlaşma çabalarıdır.
Dört ayaklı paradigma
Öcalan, bu görüşlerini “dört ayaklı paradigmam” diye tanımlar. Bu tanımlama, Öcalan’ın görüşmelerinde yer aldığı gibi KCK davasının iddianamesinde de yer almaktadır.
Öcalan, dört ayaklı paradigmasını şöyle açıklıyor:
1- Kent meclisleri,
2- Demokratik Siyaset Akademisi,
3- Demokratik Toplum Kongresi,
4- Kooperatifler Hareketi.
Bu paradigmanın bir ayağını oluşturan DTK, şimdi diğer ayakları hayata geçirmeye çalışıyor. DTK’nın aldığı “Kent meclisleri”ni yaygınlaştırma, mahalle düzeyine kadar indirme kararı bu bağlamdadır.
Kurulmaya çalışılan siyaset akademileri, kadın ve çevre dernekleri, değişik isimler altındaki sivil toplum kuruluşları aynı projenin parçalarıdır. Öcalan’ın, “Demokratik özerklik her alanda örgütlenerek hayata geçirilebilir” sözlerinin sonucudur.
Öz savunma gücü
Öcalan’ın önerileri arasında “öz savunma gücü” de vardır. Bu güç, “özerklik aşaması”nda “yerel güvenlik gücü” işlevi görecektir. DTK’nın, “Kürt halkının kendi güvenliğini sağlama ve örgütlülüğünü oluşturması” kararı içinde bu da vardır. Bugünkü koşullarda açıkça ifade edilmesi uygun görülmediği için “fuhuş, uyuşturucu ve diğer istismar alanlarında halkın güvenliğini sağlama” olarak ifade edildiği görülüyor.
Demokratik Cumhuriyet Kongresi
Öcalan’ın önerileri arasında bir “Demokratik Cumhuriyet Kongresi” yer alıyor. Demokratik Toplum Kongresi’ne paralel olarak “Demokratik Cumhuriyet Kongresi” kurulmasını da öneriyor. Bu iki kongrenin, paralel ve koordineli çalışması gerektiğini söylüyor.
Yol haritası neydi?
Öcalan’ın iddianamelere de yansıyan bu projesi, İmralı’da yazıp devlete verdiği, ancak kamuoyuna açıklanmayan “yol haritası”nın da esasını oluşturduğu söylenebilir. Öcalan’ın “demokratik komünalizm” dediği tezin özü de aynıdır.
DTK, BDP ve PKK’nın faaliyetleri, Öcalan’ın çizdiği yol haritasını hayata geçirme, ortak amacına yönelik faaliyetlerdir. Bu hareketlerin ve örgütlerin sözcülerinin, bunları açıkça ifade etmek yerine, üstüne bir şal örterek siyaset yapmaya çalıştıkları da ortadadır.