Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kamusal alanda türban olmaz diyerek, Köşk’te verdiği 29 Ekim resepsiyonları için eşi örtülü olanlara eşsiz davetiye gönderiyordu. Bu uygulama, eşinin başı örtülü olanlar tarafından eleştiriliyordu. Bu gerekçeyle resepsiyonlara katılmayanlar oluyordu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ise Sezer’den sonra Köşk’te nasıl bir uygulama yapacağı merak konusuydu. Uzun ve gergin bir süreç sonrasında Cumhurbaşkanı seçilen Gül, yeni gerginlikler yaratmamak amacıyla kendine özgü bir yöntem geliştirdi. 29 Ekim’lerde iki resepsiyon vermeye başladı. Öğle saatlerinde verdiği resepsiyonu eşsiz, akşam saatlerinde verilen ikinci resepsiyona ise eşli davet yapıyordu. Birinci resepsiyona ağırlıklı olarak devlet protokolü, bürokratlar davetli oluyordu. Akşam resepsiyonuna ise sivil toplum kuruluşlar medya, sanatçılar gibi sivil ağırlıklı toplum kesimleri çağrılıyordu.

Tek resepsiyon
Cumhurbaşkanı Gül, bu yıl bu uygulamayı kaldırmaya karar verdi. 29 Ekim’de tek resepsiyon verilmesi ve davetlerin eşli yapılması talimatı verdi.
Gül’ün bu kararı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun üniversitelerde türbanın serbest kalmasından yana tutum açıklamasından sonra başlayan tartışmalara denk geldi.
Gül’ün kararında, CHP’nin yumuşayan tavrının ekisi oldu mu bilemeyiz. Ancak Gül’ün iki resepsiyon uygulamasında yaşanan sorunlardan rahatsız olduğu biliniyordu.
Öğle saatlerinde verilen eşsiz resepsiyona alınganlıklar nedeniyle katılım düşük oluyordu. Eşi örtülü davetliler, Köşk’e çıkmıyordu. Bazı meslek gruplarında bölünmeler yaşanıyordu. Eşi örtülü olan ve öğle saatlerinde verilen resepsiyona çağrılanlar ile akşam saatlerinde eşli resepsiyona çağrılı olan aynı meslekten kişiler bir araya gelemiyordu. Dışişleri bürokratlarıyla yabancı büyükelçiler karşılaşamıyordu.
Gül, bu sorunları da ortadan kaldırmak için iki resepsiyonu birleştirmeye ve davetleri eşli yapmaya karar verdi. Ancak bu kararı, yeni bir türban sorunu doğurdu.

CHP’den protesto
CHP, üniversitelerde türban sorununu fiilen ortadan kaldıran bir tutum almışken, Cumhurbaşkanı Gül’ün bu kararını protesto edeceğini ve resepsiyona katılmayacağını açıkladı. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, gündüz saatlerinde bu kararı açıklarken, iktidarın sorununun üniversitelerde türban sorununu çözmek değil, tüm topluma türban giydirmek olduğu yolunda da ağır bir eleştiri yaptı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise akşam saatlerinde İstanbul’da gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleriyle bir araya geldiği toplantıda, “29 Ekim resepsiyonuna daha zaman var” diyerek resepsiyona katılıp katılmama konusunun netleşmediği mesajını verdi.
Böylece İnce’nin açıklamasının parti adına olup olmadığı anlaşılamadı. Cumhurbaşkanı Gül, uzlaşmacı kişiliğiyle tanınıyor. Gerginlik politikası izlemeyen bir anlayışı var.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun da sakin ve uzlaşmacı bir üslubu olduğu biliniyor. Eski uygulamanın aksine Cumhurbaşkanı Gül’ü TBMM Genel Kurulu’nda ayağa kalkarak karşılaması eski gerginlikleri ortadan kaldırmıştı.

CHP’nin kaygısı
Kılıçdaroğlu, türbanın üniversitelerde serbest olmasını öğrenim özgürlüğüne bağlarken, sınırlar da çizmişti. Liselerde ve ilköğretimde kullanılmaması gerektiğini, keza, kamu görevlilerinin de türban takamayacaklarını ısrarla vurgulamıştı. Resepsiyon ile kamu hizmeti görmek çok farklı kuşkusuz. Ancak resepsiyon kararına tepki gösteren CHP’nin, türbanın kamu görevlilerine ve liselere yaygınlaştırılması girişimlerine daha sert karşı koyacağı anlaşılıyor.
Öte yandan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun üniversitelerde türban serbestliğini savunmasıyla türbanın diğer alanlara yaygınlaştırılması için kapı açtığı yolundaki parti içi eleştirilerin artacağı da tahmin edilebilir.