Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Referandum kampanyasının en çalışkan lideri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. 73 ilde 162 ilçede konuştu. CHP’nin başına geçer geçmez, henüz koltuğuna oturma fırsatı bulamadan zorlu bir yarışa girdi.
Referandum sonucu, CHP liderinin moralini bozdu mu? Yüzde 42’lik hayır oyunu nasıl karşıladı? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık sistemi düşüncesine, BDP’nin boykot sonuçlarına, yeni anayasa tartışmalarına nasıl bakıyor, oyunu neden kullanamadı? Kılıçdaroğlu’na dün bu soruları yönelttim.

“Bizi kamçılayacak”
Yüzde 42’lik hayır oyu moralinizi bozdu mu?
- Hayır. Bozmadı. Hatta tam aksine kamçıladı. Yakında görüleceği gibi bu sonuç seçim sürecinde CHP’yi kamçılayacaktır. Bugünden itibaren referandumda yaptığımız gibi tüm gücümüzle çalışacağız.

“Aynı şevkle partiye geldim”
Yorucu bir kampanya yürüttünüz. Dinlenecek misiniz?
- Hayır. Ben yorulmadım. Bu sabah da yine erkenden partiye geldim ve normal çalışmamı sürdürdüm. Sivil toplum kuruluşlarıyla görüştüm, referandum sonuçlarına ilişkin analizlerini dinledim. Çankaya Belediyemiz uzun süredir brifing vermek istiyordu. O brifingi aldım. Çalışma düzenimize bugünden itibaren aynen devam ediyoruz.

“Hadi Burhan Bey’le olmaz”
Başbakan Tayyip Erdoğan, başkanlık sisteminin düşünülebileceğini söyledi. Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu’ya işaret verdi. Başbakan’ın bu düşüncesini nasıl karşılıyorsunuz?
- Başkanlık sistemi çok farklı koşulların olgunlaşmasıyla konu olabilir. Bugün Türkiye’nin koşullarında böyle bir durum yok. Türkiye’nin gündeminde başkanlık sistemi yok. Bu tür köklü sistem değişiklikleri öyle ‘Hadi Burhan Bey başla’ demekle olacak işler değildir. Başbakan’ın böyle bir niyeti olduğu anlaşılıyor. Bir zamanlama içinde olduğu görünüyor. Yeni anayasa için 2012 sonrasını işaret ediyor. Benim anladığım Başbakan, bu süre içinde yargıyı tamamen kontrol edeceğini hesaplıyor. Anayasa Mahkemesi’ni kontrol edeceğini hesaplıyor. Bunları yaptıktan sonra da başkanlık sistemi için anayasa değişikliğini gündeme getiririm, yeni Anayasa Mahkemesi de buna bir şey demez, diye düşünüyor. Hesabının öyle olduğunu görüyorum.

“12 Eylül kalıntılarını temizleyelim”
İktidar yeni bir anayasa değişikliği önerirse biz de katkı verebiliriz, demiştiniz. Sizin anayasa konusundaki düşünceleriniz neler?
- 12 Eylül Anayasası’nın toplumun ihtiyaçlarına cevap vermediği açık. Eğer iktidar çağdaş bir anayasa değişikliği önerisiyle gelirse oturur konuşuruz. Tabii bizim şikâyetçi olduğumuz, rahatsız olduğumuz maddeler var. Örneğin 12 Eylül’den kalma YÖK var, kaldırılmasını istiyoruz. Dokunulmazlıklar var, kaldırılsın istiyoruz. Atatürk’ün Tarih ve Dil Kurumu konusunda çiğnenmiş vasiyeti var. Bu konuları da önerileri de oturur konuşuruz. Kişi hak ve hürriyetlerini genişletici, çağdaş düzenlemeleri oturur, konuşuruz. Anayasa’nın ilk 4 maddesi hariç tabii ki, AKP’nin bu maddelere dokunacağını sanmıyorum.

“BDP’nin önerileri yersizdir”
Anayasa konusunda başta özerklik olmak üzere BDP’nin gündeme getirdiği talepler, öneriler var? BDP’nin taleplerine nasıl bakıyorsunuz?
- BDP’nin taleplerini yerinde görmüyorum, yersiz önerilerdir. Toplumu ayrıştırıcı önerilerdir. Katılmıyorum. Biz, ayrıştırıcı değil aksine bütünleştirici olmak gerektiğine inanıyoruz. Başbakan, BDP’nin özerklik talebine yanıt vermedi. Onun da bu konuda bir yanıt vermesi gerekiyor. Şimdi anlaşılıyor ki, referandum sonrasında BDP boykot sonuçlarını da bu talep için kullanacak. Herhalde Başbakan o zaman bir yanıt verecektir.
BDP’nin boykot kararı ve aldığı sonucu nasıl görüyorsunuz?
- Boykot kararı, AKP’ye yaramıştır. Bu çok açık. BDP evet cephesinde yer alsaydı, AKP, Türkiye’nin diğer bölgelerinden bu kadar evet oyu alamazdı. BDP’nin kararı evet’e yaramıştır.

“Bula bula beni mi buldunuz?”
Referandumda oy kullanamamış olmanız eleştirilere neden oldu?
- Ben, iğneyi başkasına batırmadan çuvaldızı kendimize batırmamız gerektiğine inanıyorum. Ben bilgisayardan kontrol edebilirdim. Ama gerçekten zamanım olmadı. Nasıl olsa seçmen kütüğüne yazılıyım, milletvekiliyim oyumu kullanırım, diye düşündüm. Ancak kaydımın silinmesi işleminin iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum. Polis gidiyor, bir tutanak tutuyor ve kaydım nüfustan düşürülüyor. Bana da haber verilmiyor. Ben ölmedim. Hayattayım. Milletvekiliyim. Her gün medyadayım. Bu işlem rutindir, 3 ayda bir yapılır, diyorlar. Seçmen listelerinde ölüler bile duruyor bu ülkede. Öldüğü halde aylarca, yıllarca bu listelerde gözükenler var. Yani bula bula beni mi buldunuz? Denetleyecek bir beni mi buldunuz, diye sormadan edemiyorum. Burada kötü niyetli bir işlem yapıldığı bana haber verilmemesinden belli.
Eşiniz oyunu nasıl kullanabildi?
- Eşim kaydını zaten İstanbul’a taşımamıştı. Ben İstanbul için belediye başkanı adayı olunca taşımıştım. Onun kaydı zaten Ankara’daydı.