Referandum gürültüsü altında kalan KPSS skandalı Türkiye’nin en önemli sorunlarından birini gözler önüne serdi.
KPSS skandalı ortaya çıktığından beri yetkililer ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Bir yandan soruşturma sürüyor, bir yandan çelişkili açıklamalar yapılıyor. Bu arada çok hızlı bir biçimde ÖSYM için yeni bir yasa önerisi de gündeme alındı.
Hazır mıydı?
Bu sürat “ÖSYM ile ilgili yasa çalışması hazır mıydı?” sorusunu da gündeme getirdi. Skandal vesilesiyle “ÖSYM’de mi bağımlı kılınacak?” sorusu da sorulmuyor değil. Kamuoyunun bu konuyu yakından izlemesi, milyonlarca genç için yaşamsal önem taşıyor.
Hırsızlığa önlem
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, bu kuruma yıllarca emek vermiş, değerli bir bilim adamımız. Eğer ÖSYM’ye karşı bugüne kadar bir güven oluşmuşsa, bunda da emeği büyüktür.
Ancak anlaşılıyor ki, teknolojinin ilerlemesiyle, ÖSYM’nin aldığı önlemler artık yeterli değil. Hırsızlık yasayla önlenebilir mi? Eğer güvenlik açısından önlem alınması için yasa gerekiyorsa, elbette, o da yapılır. Ancak asıl önlemin uygulamaya ilişkin olduğunu da unutmamak gerekir.
Prof. Dr. Yarımağan’ın savcılık ifadesi düşündürücü, üzücü. ÖSYM Başkanı, soruların sesli olarak okunup gözden geçirildiği odanın yola baktığını, dolayısıyla, dışardan dinlenmesinin çok kolay olduğunu söylüyor. Bu kuşkusunu çok mantıklı bir gerekçeyle de güçlendiriyor Yarımağan, diyor ki:
“Biz 120 sorunun 117’sini okuduk. Çünkü üç soru şekil sorusuydu. Onları okumadık, kitapçık üzerinden kontrol ettik. Çalındığı iddia edilen soru sayısı 117 olduğu için, dinleme yapılmış olabilir.”
Yasasız önlem
Eğer durum öyleyse, önlem almak için yasaya gerek yok. Dinleme skandallarının ayyuka ulaştığı günümüzde, ÖSYM yöneticilerinin, bu olasılığı düşünmemiş olmaları inanılır gibi değil. Sokaktaki vatandaşın dinlemeye karşı önlem aldığı günümüzde, ÖSYM‘nin bir önlem almamış olması büyük bir ihmaldir.
Soruların hazırlandığı, tartışıldığı, okunduğu odanın seçimi bile bunu gösteriyor. En azından yoldan uzak bir mekânın seçilmesi ve dinlemeye karşı teknik önlem alınması herhalde akla gelmiş olmalı. Gelmediyse, ÖSYM’nin güvenlik önlemlerini çağa uyduramadığı sonucu çıkar!
Haksızlık ne olacak?
Bakanlar torpil suçlamasıyla karşılanınca “insaf” diyerek, “Sınavı ÖSYM yaptı” diye savunurlar kendini. Hele yazılı sınavda torpil mümkün değil çünkü sınavı ÖSYM yapıyor, denildi mi, “yazılıda torpil” iddiası çökerdi. Ama son skandal gösterdi ki, çöken ÖSYM’nin güvenlik önlemleri.
Türkiye’de ne kadar önemli sınav varsa hepsini ÖSYM yapıyor. Bu sınavlar geniş kitleleri ilgilendiriyor ve gençlerimizin kaderini belirliyor. Bu denli önemli sınavlarda soruların çalınması ne karar alırsanız alın haksızlıkla sonuçlanacak.
İddialar sadece KPSS ile de sınırlı değil. Üniversite giriş sınavlarında yıllardır bu tür hırsızlıkların yapıldığı iddiası var. ALES sınavı için aynı iddia gündemde.
KPSS ile ilgili olarak iptal kararı verilirse, sınavı hakkıyla kazanmış olanların hakkı yenmiş olacak. İptal edilmezse soruları alarak başarılı olanlar hak etmedikleri bir işe girecek. Bu da büyük haksızlık. Sınavı alın teriyle kazanmış gençlerimizin hakları, emekleri ne olacak?
Bu sınavın akıbeti ne olacak bilmiyoruz ama bilinen o ki, ÖSYM’nin yeniden güven oluşturacak acil önlemler alması gerekiyor.