Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MHP lideri Devlet Bahçeli, geleneksel hale getirdiği yıllık kahvaltılı basın toplantısını dün gerçekleştirdi.
Rahat bir ortamda soru-cevap biçimindeki basın toplantısında değişik bir Bahçeli profili gördük. Gazetecilerle sıcak bir diyalog içinde şakalaşan, soruları cevaplarken arasına espri katmayı unutmayan, televizyon dizilerinden, parmağındaki yüzüğü nasıl dizayn ettiğinden söz eden, yüzüğüyle objektiflere poz veren, her MHP’linin nasıl 24 oy toplayacağını matematikle izah eden, twitter’dan söz eden, güler yüzlü bir Bahçeli gördük.

Yüzüğün sırrı
Bahçeli, meslektaşlarımızın sorusu üzerine parmağındaki yüzüğü nasıl dizayn ettiğini anlatırken, elini yüzüne götürerek foto muhabiri arkadaşlara görüntü verdi. Bahçeli, yüzüğünün sırrını açıklarken, “Yüzüğün bir yanında Selçuklu, diğer yanında Osmanlı ve üzerinde de Türkiye Cumhuriyeti var. Dizaynını birlikte yaptık” dedi ve gülerek ekledi:
“Yüzüğün reklamını bu kadar yapmak doğru mu, onu da bilmiyorum ama, arkadaşlara gösterelim.”

twitter’ın şifresi bende
Bahçeli, twitter’ın çok yaygın bir sosyal paylaşım sitesi olduğunu, toplumun her kesimiyle iletişim kurabilmek için bu teknolojiden de yararlanmak istediğini ve bu nedenle katıldığını belirtti. “Mesajları kim yazıyor, danışmanlarınız mı?” diye sorunca da, “Hayır” dedi, gülerek devam etti:
“Ben yazıyorum. Şifrem bende, başkasında yok. Başkaları yaptı diye özenip de twitter’a girmiş değilim, biraz gecikmeli de olsa teknolojiden yararlanmanın faydalı olacağını düşündük.”

Bahçeli’nin Wikileaks önlemi
Basın toplantısına geçmeden MHP lideriyle kısa bir süre sohbet ettik. Wikileaks’in yayımladığı belgelerden söz ederek, yabancı diplomatlarla nasıl görüştüğünü sordum:
“Yabancı büyükelçiler beni de ziyaret ediyorlar tabii. Ben yalnız görüşmem. Mutlaka Genel Sekreterimiz Cihan Paçacı ve Genel Başkan Yardımcımız Deniz Bölükbaşı da hazır bulunur. Mutlaka tutanak tutarlar. Sonra görüşmeyi değerlendiririz. Önemli görüşmelerin tutanaklarını da mutlaka Dışişleri Bakanlığı’na gönderirim.”

“İç politika konuşmam”
Bahçeli, yabancı diplomatlarla Türkiye’nin iç sorunlarını ilke olarak konuşmadığını da söyledi:
“Ziyarete gelen büyükelçilerle genel olarak dış politikayı, iki ülke ilişkilerini konuşurum. Tabii iç politikayla ilgili genel anlamda partimizin görüşleri zaten belli. Bunun haricinde Türkiye’nin içişlerini konuşmam. Mesela iç yapımızla ilgili, anayasal kurumlarımızla ilgili soru sorarlarsa; kusura bakmayın, bunları sizinle ilke olarak konuşamam, derim.”

Wikileaks’ten endişem yok
Bahçeli, Wikileaks’in yayımlayacağı belgelerle ilgili olarak bir endişesi olup olmadığını sorduğumda da şu yanıtı verdi:
“Hayır, benim bir endişem yok. Dediğim gibi benim görüşmelerim zaten tutanak altındadır ve Dışişleri Bakanlığı’na verilmiştir. Bizim görüşlerimiz açıktır. Tabii bazen büyükelçilik mensupları bizim milletvekillerimizle, başkanlık divanı üyelerimizle de konuşuyorlar.”

Demirtaş’ın açıklaması
Dünkü yazımda, BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Biz bütün inançların, kimliklerin, grupların kendini demokratik şekilde ifade edeceği bir anayasa taslağı hazırlıyoruz” sözlerine yer vermiştim. Anayasanın bu esasa dayanması halinde Türkiye’de partilerin etnik ve inanç gruplarına göre şekilleneceğini ve bunun de Türkiye’yi, Irak’a çevirebileceği riskinden söz etmiştim.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, dün telefonla arayarak, yazımda dile getirdiğim endişeleri haklı bulduğunu, böyle bir siyasal yapılaşmanın Türkiye’yi Irak’a çevirme riski olacağı görüşüne katıldıklarını, ancak kendilerinin etnik ve inanç gruplarına göre bir anayasa ve siyasi örgütlenme düşüncesinde olmadıklarını ifade etti. Demirtaş, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İfade ettiğiniz gibi eğer siyasi yapı etnik ve inanç grupları üzerine inşa edilir, anayasa da buna göre yapılırsa Irak’a dönme riski olur. Ama biz böyle bir şey istemiyoruz. Böyle bir anayasa, böyle bir yapılanma talebimiz yok. Bizim anayasa çalışmamızda etnik kimlikler üzerinden normlar yer almayacak. Etnik kimliklerin Türk, Kürt, Çerkez diye anayasada sayılması biçiminde bir düşüncemiz yok. Bizim esas aldığımız anayasal vatandaşlıktır. Bizi bir araya getiren ve bir arada tutan bağ vatandaşlık bağıdır. Etnik köken veya bir inanç değildir.”