Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in, KKTC’de yapılan mitingi değerlendirirken, “Cuma günü küfrettiler, pazartesi gönderdiğimiz paradan 13. maaşlarını aldılar” demesine, KKTC’nin iki cumhurbaşkanından da tepki geldi. Çiçek’in sözlerine karşı KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Rum’ların elini güçlendiriyor” derken, bir önceki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, “Bu sözler düşman sevindirdi” yanıtını verdi.
Eroğlu: “Rumun eli güçlendi”
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in sözleriyle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu tartışmalar keşke olmasaydı. Çok üzüldüm. Ben siyasi hayatım boyunca Türkiye ile KKTC’nin ilişkilerinin güçlenmesi için çalıştım. Cemil Çiçek Bey dostumdur. Birlikte çok çalıştık. Kardeşim gibidir. Benim 6 gün sonra açıklama yapmamı eleştiriyor. Ben Cumhurbaşkanı olarak önce KKTC hükümetinin açıklama yapmasını bekledim. KKTC Başbakanı konuştuktan sonra ben de açıklama yaptım. Amacım yangının üzerine körükle gitmemekti. Olay soğusun, tansiyon düşsün diye bekledim. Sonra parti başkanlarını toplantıya çağırdım. Karşılıklı beyanlar gerginliği artırıyor. Ben müzakere masasından geliyorum. Bu açıklamalar Rum’u güçlendirdi. Rum tarafı bunları kullanıyor. Benim elimi zayıflatıyor, Rum tarafının elini güçlendiriyor. Rum tarafı Kıbrıs Türk’ü parçalanıyor, dağılıyor mu, diye zevk alıyor. Bu mitingde o pankartları açanlar çok küçük bir gruptur. Maalesef rencide edici pankartlar açmışlardır. Bu küçük gruplara bakarak KKTC halkını suçlamak yanlıştır.”
“Kaldırılması söz konusu değil”
Eroğlu, KKTC çalışanlarına ödenen 13. maaşın kaldırılmasının düşünülüp düşünülmediği yönündeki soruma şu karşılığı verdi:
“Para konusu incitici olmuştur. Çalışanları tedirgin etmeye gerek yok. 13. maaşın -ki yıl sonunda verilir- ekonomiyi canlandırır, çarşıyı hareketlendirir, diye bir gerekçesi vardır. Maaş konusu tabii KKTC hükümetinin işidir. Ancak bildiğim kadarıyla hükümetin gündeminde 13. maaşın kaldırılması diye bir konu yok. KKTC Başbakanı Sayın İrsen Küçük bunu açıkladı. Kaldırılması söz konusu değildir.”
Talat: “Düşman sevindi”
KKTC’nin bir önceki Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ise Çiçek’in açıklamalarını şöyle değerlendirdi:
“Ne söyleyeyim? Çok üzüldüm. Kıbrıs Türk tarafı kaynıyor. Maaşla, parayla ilgili sözleri çok incitici olmuştur. Küfredip sonra gidip parayı aldılar, diyor. Böyle şey olur mu? Kıbrıs Türk’üne bu yakıştırılır mı? O mitingde küfredenler -ki sayıları iki elin parmaklarını geçmez- provokatörlerdir ve maaş alan insanlar değildir. Bunlara bakarak bütün Türklere dönük bu tür sözler söylemek çok yanlış, ağır ve incitici olmuştur. Mitingde o pankartları açan provokatörler Türkiye’yi incitmeyi hedeflemişlerdir, maalesef Ankara’dan yapılan açıklamalar da olayı büyütmüş ve Türk tarafındaki vatandaşlarımızı da incitmiştir. Bu sözler dostları üzen, düşmanı sevindiren sözler olmuştur. Beni Rum tarafından da gazeteciler arıyor, ama konuşmuyorum. Çünkü niye aradıklarını biliyorum.”
“Habur gibi oldu”
Talat, söz konusu mitingin provoke edildiğini belirterek şu benzetmeyi yaptı:
“Bu mitingdeki provokatörler bu pankartları açarak, solganları atarak Türkiye aleyhine olmayan mitingi bu hale çevirmişlerdir. Tıpkı Habur olayında olduğu gibi. Habur’da da bazı provokatörler ortaya çıktı ve olayın seyrini değiştirdi. Bu mitingde de yaşanan aynı şeydir.”
“Türkiye katkısını belirlesin”
Talat, KKTC’nin bütçe açığı ve Türkiye’nin gönderdiği parayla ilgili olarak da şöyle konuştu:
“Ben her zaman ekonomimizin güçlenmesini, kendine yeterli hale gelmesini savunuyorum. Benim önerim şudur, bizler kendi kaynaklarımızla, kendi paketimizi yaparız; Türkiye’de yapabileceği katkıyı belirler, sadece yardımcı olan, destek olan bir ülke olarak durur. Aslında olması gereken de budur. Bütçenin yönetimi hükümetin işidir.”
13. maaş konusu
Talat, Çiçek’in, “13. maaşı alıyorlar, bütçe açıkları var, bakalım tek kuruş fedakârlık yapacaklar mı?” sözlerine ise şu karşılığı verdi:
“Bu yaklaşım, acaba Kıbrıs Türk’ünün hayat standardı düşürülmek mi isteniyor sorusuna yol açtı. Oysa biz biliyoruz, Türkiye’nin böyle bir amacı yok. Tam aksine gayreti var. Ama bu söz sarf edilince o zaman akla acaba Türkiye’de Kıbrıs Türk’ünün hayat seviyesinin düşmesini isteyen, bu gerginliğin devam etmesini isteyenler mi var, sorusu gündeme geliyor.”
Neden konuşmadım?
Talat, Çiçek’in kendisine yönelttiği “neden tepki koymadı, açıklama yapmadı” eleştirisine de şu yanıtı verdi:
“Olay olunca ben hemen Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan’dan randevu istedim. Ankara’ya gittim ve görüştüm. Sayın Erdoğan’la görüşmemde, neden açıklama yapmadığımı anlattım. Gerekçelerimi biliyorlar. O görüşmede Sayın Cemil Çiçek de vardı. O da neden konuşmadığımı biliyor. Ben ateşe odun atmak istemedim. Gerekçelerimi bildiği halde Sayın Çiçek’in benim adımı vererek neden konuşmadılar demesini yadırgadım.”