Maç başlayalı yirmi dakika olmuştu. Beckham, Fenerbahçe'yi 1-0 öne geçirmişti. İyi de oynuyordu. Oynamasın mı? Transferi için tam 40 milyon Euro almıştı. "Türkiye benim ana vatanım" demişti. Bu bir İngiliz için, çok güzel bir jestti. Tribünler "Sarı Kanarya" sesleriyle inliyordu. Fenerbahçe Başkanı, yaptığı bu transferle seçimleri garantilemişti.
Ama uzun sürmedi. Zidane golünü atıp, Galatasaray'ı beraberliğe taşımıştı. Şimdi de tribünlerden, "Cim - Bom, Cim - Bom" sesleri yükseliyordu. Zidane'ın attığı bu şahane golü, Fenerbahçe Başkanı ayakta alkışlıyordu. Sahada 40 bin seyirci vardı. Bunun yüzde 60'ı bayan seyircilerdi; Beckham için gelmişlerdi. Galatasaraylı olmalarına rağmen, Fener'i alkışlıyorlardı. Zidane için de 35 milyon Euro verilmişti. Bu şizofrenik bir durumdu. Ama, muhakkak ki gelecek yıl Fair Play ödülleri, Galatasaraylı bayan seyircilerle, Fenerbahçe Başkanı'na verilecekti.
Son maçlarda artık şişe de atılmıyordu. Çünkü sahayı, Beckham'ı görmeye gelen Galatasaraylı bayanlar dolduruyordu. Ne hikmetse bu arada çok fazla Japon kadınlarına rastlanıyordu. Ve bu durum, Türkiye'nin turist ekonomisinde büyük bir açığı kapatmıştı.
Arada nadir de olsa sahaya şişe yerine sütyen atıldığı da görülüyordu. Bu da büyük bir tezahürata yol açıyordu.
Şeref tribününde politikacılardan yer kalmadığı için, açık tribünde oturuyordum! Sahaya şişe atılmayan, küfürlerin olmadığı, kavga gürültülerin çıkmadığı bir maçın tadının olmadığını düşünürken, aniden uyandım. Sırılsıklam ter içinde idim. Artık gazetelerdeki transfer haberlerini okumamaya karar verdim.
SPOR
SERVET'TEN YEDİK: 1-0
At yarışları
Avrupa Ligleri
Potada ikinci olduk
2. LİG puan durumu
Korkutan kaza
Nihayet kazandık
GECE YARISI İMZA
Şov dönemi artık bitti
OVERMARS 18 TRİLYON
D'Haene geliyor
BREZİLYA UMUTLANDI: 1-0
Kıyamet günü
PİSTTE KIRAN KIRANA
HAKEMLERE DESTEK
Vestel'de şok
Haber turu...
Transfer
Herşeyin bedeli var
Yenilenmeye devam