Fazilet Şenol

Fazilet Şenol

fazilet.senol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İstanbul’da yaşanan son depremin ardından bir kez daha tanık olduk: İletişim altyapımız, en kritik anlarda yetersiz kalıyor. Cep telefonları çalışmadı, mesajlar ulaşmadı, aramalar kesildi. Aslında bu durumun sürpriz olmadığını söylemek gerekiyor. Çünkü mevcut GSM altyapıları, afet senaryolarına göre değil, günlük kullanım ortalamalarına göre tasarlanmış durumda.

İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Burak Berk Üstündağ’ın aktardığına göre, mobil şebekeler tüm kullanıcıların aynı anda iletişim kurmasını kaldıracak şekilde inşa edilmemiş. Şebekelerin kapasitesi, olağan zamanlarda abone yoğunluğunun ortalama yüzde 70’i üzerinden planlanıyor. Oysa bir deprem anında bu oran bir anda yüzde 300'lere fırlıyor. Sonuç: Şebeke "çökmüyor" ama aşırı yük nedeniyle erişilemez hale geliyor.

Haberin Devamı

Peki çözüm ne?

Prof. Dr. Üstündağ’a göre çözüm, sadece mevcut kulelerin güçlendirilmesinde değil. Evlerin çatılarına kurulabilecek küçük, bağımsız iletişim üniteleri bu sorunu önemli ölçüde azaltabilir.
Özellikle güneş enerjisiyle çalışabilen sistemler, merkezi altyapı hasar görse bile lokal iletişimi ayakta tutabilir.

Ayrıca, sesli görüşme yerine veri tabanlı iletişim yöntemlerine ağırlık verilmesi de sistem üzerindeki yükü ciddi şekilde hafifletebilir. Örneğin kısa metin mesajları veya veri paketleri, sesli aramalara kıyasla çok daha düşük bant genişliği kullanıyor. Bu nedenle afet anlarında, geniş halk kitlelerinin "arayıp uzun uzun konuşmak" yerine kısa veri mesajları kullanması teşvik edilmeli.

Bu öneriler teoride uygulanabilir, ancak pratikte ciddi bir planlama ve kamu bilinci gerektiriyor. Ev çatılarında yerel baz istasyonlarının kurulması yasal düzenlemeler, finansman modelleri ve teknik destek gerektirir. Veri tabanlı iletişimi yaygınlaştırmak için ise operatörlerin afet protokollerine yeni öncelik sıralamaları eklemesi şart.