Osmanlı şairi icat etti, Türk profesör çözdü! İşte Bâleybelen'in sırrı

15 Eylül 2024

İngiliz yazar J. R. R. Tolkien'in kitabından uyarlanan 'The Lord of the Rings' (Yüzüklerin Efendisi) serisinin ilk filmi, vizyona girdiği 2001 yılından günümüze kadar uzanan büyük bir başarıya imza attı. Milenyum çağının henüz başlarında yayınlanan efsanevi seride ise Tolkien'in kurgusal evreninde oluşturduğu Elf’lerin, Ork’ların, Cüceler’in lisanı ve Sauron’un 'Karanlık Dil'i tüm dikkatleri üzerine çekmişti. Bunu, peşinden 'Game Of Thrones' (Taht Oyunları) dizisi için yaratılan Valyrian ve Dothraki dilleri takip etti. Hatta iş öyle bir seviyeye geldi ki binlerce kişi o dilleri öğrenip konuşmayı istedi. Büyük ses getiren yapımlar ve oluşturdukları yapay diller elbette tarihte bir ilk değil. Batı'da yapma dil çalışmalarının en bilinen ve somut ilk örneklerinden Esperanto da Polonyalı göz doktoru Ludwik Lejzer Zamenhof tarafından 1887 yılında meydana getirildi.

DÖRT ASIR SONRA İLK DEFA

Öğrenmesi çok kolay olduğu için günümüzde yaklaşık bir buçuk milyon insanın konuştuğu bir dil haline gelen Esperanto 'en

Yazının Devamı

Buz gibi nehirden ilk yardım derslerine! 'Boğulmuş Mona Lisa' milyonlarca hayat kurtardı

14 Eylül 2024

Öldüğünde yaklaşık 16 yaşında olduğu tahmin edilen genç kızın nehirden çıkarıldığında vücudunda neredeyse hiç iz yoktu; ne bir yara ne bir kesik ne de bir morarma... Öylece nehire bırakılmış gibi görünüyordu. Bu sebeple birçok kişi onun canına kıydığını düşündü. Genç kız 1885 yılında Seine Nehri'nden çıkarıldıktan sonra, Paris Morgu'na nakledildi ve kimlik tespiti amacıyla diğer bilinmeyen cesetlerin yanında halka teşhir edildi. İsimsiz cesetlerin bu tüyler ürpertici geçit töreni, zamanında oldukça popüler bir eğlenceydi. Birçok kişiye göre Paris'te bundan daha fazla izleyici çeken bir gösteri yoktu. Ancak kalabalığa rağmen kimse nehirde bulunan kızı tanımadı. Cesedini görenler tarafından kim olduğu teşhis edilemese de bu genç kızın fark edilmediği anlamına gelmiyordu. Küçük kızın sakin görünümü, soğuk ölü bedeniyle bile dikkatleri üzerine çekmişti. Adı bilinmeyen bu kız kayıtlara L'Inconnue de la Seine (Seine Nehri'nin Meçhul Kadını) olarak

Yazının Devamı

C, D, B vitamini fark etmez: Hepsinde var, uyuyan kanseri uyandırıyor! 2 uzman anlattı

8 Eylül 2024

Son günlerde gerek sosyal medyada dönen bilgiler, reklamlar gerekse çevre tavsiyesiyle birçok kişi başta vitaminler olmak üzere gıda takviyelerine yoğun ilgi gösteriyor. Özellikle pandemiden sonra sağlıklı yaşama verilen önem ve sebze-meyvelerden gerekli vitaminlerin alınamadığına yönelik düşünce de bu artışta etkili oldu. Peki gıda takviyesi kullanımı gerçekten gerekli mi? Bu takviyeleri kullanırken nelere dikkat etmeliyiz? Gıda takviyeleri ilacın alternatifi olabilir mi? İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya ve Dr. Ender Saraç, bu konuda kafasında soru işareti olan herkesin mutlaka bilmesi gereken çok önemli bilgiler verdi.

'BİR HASTALIĞI İYİLEŞTİRMEZ, VÜCUTTA BİRİKİR'

Uzm. Dr. Ayça Kaya, gıda takviyelerinin vitamin ve mineraller olarak sınıflandırılabileceğine ancak bu takviyelere ilaç denilemeyeceğine dikkat çekti. Uzm. Dr. Kaya, "İlaç; bir hastalığı iyileştirmek, vücutta ortaya çıkmış disfonksiyonel bir durumu düzeltmek için kullandığımız tedavi yöntemidir. Gıda takviyeleri ilaç değildir çünkü bir

Yazının Devamı

4 bin yıldır her şey aynı! Ölen babasına mektup yazdı, şifreyi rüya tabiriyle çözdü

7 Eylül 2024

Düşmek, canavarlar tarafından kovalanmak, topluluk içinde çıplak kalmak günümüzde en sık karşılaşılan korkutucu rüyalar olabilir. Ancak dünyanın en eski kâbusları daha az aksiyon doluydu. Bundan 4 bin yıl önce yaşayan Mısırlıların gece korkusu bakışlara odaklanıyordu. M.Ö. 2100 civarında Heni adında Mısırlı bir adam, ölen babasına bir mektup yazarak ondan kabuslarıyla ilgili yardım istedi. Heni, ölen babasının hizmetkarı Seni'nin rüyalarında ona nasıl baktığını anlattı. Heni mektupta babasına yalvarıyordu: "Bana zarar vermesine izin verme."

GİZLENEN BİR DÜNYAYA AÇILAN PORTAL

Heni'nin mektubu, kraliyet dışı 'Ölüye Mektuplar'da bulunan, eski Mısır'daki rüyalara ilişkin en eski referanslardan biriydi. Papirüs veya çömlek üzerine yazılan, genellikle ölü akrabaların mezarlarına bırakılan bu mektuplar mülkiyet anlaşmazlığının sona erdirilmesi veya çocuğun sağlıklı doğumu gibi iyilik taleplerini içeriyordu. Mısırlılar rüyayı, normalde gözlerden gizlenen bir dünyaya erişmenin bir yolu olarak görüyorlardı ve bu

Yazının Devamı

On binlerce dolarlık kafatası! Küçültüp kolye diye takıyorlar, 4 tanesi Türkiye'de çıktı

31 Ağustos 2024

Güney Amerika'da yaşayan, kürar ile zehirlenmiş üflemeli tüfekler ve oklarla avlanmanın yanı sıra tarımla da uğraşan Jivarolar, klasik bir Amazon kabilesi gibi görünse de aslında akılalmaz manevi inançlara sahip. İnançları canlı ve cansız her şeyin insan gözünün görmeye muktedir olmadığı ruhlara sahip olması fikri üzerine kurulu. Kişinin kendisinde barındırılabileceğine ve kontrol altına alınabileceğine inandığı güç veya 'arutam' adı verdikleri ruhlara inanıyorlar.

ÖLDÜRME, KÜLTÜRÜN VAZGEÇİLMEZ BİR PARÇASI

İnanışlarına göre kişi bir 'arutam' ruhuyla doğmuyor. Böyle bir ruh ancak sonradan edinilebilir ve bu da belirli geleneksel yollarla yapılabilir. Bu tür bir ruhun edinilmesi, yetişkin bir erkeğin hayatta kalması için o kadar önemli kabul ediliyor ki çocuğun ebeveynleri onun ergenlik çağına kadar bir ruh edinmeden hayata devam edebileceğini düşünmüyor. İnsan öldürerek, eski arutam ruhlarını yenileriyle değiştirerek sürekli olarak güç biriktirilebileceklerine inanıyorlar. Bu değişim

Yazının Devamı

'Hobbitler' 1 metreden de küçükmüş! İnsana çok yakınlar, kanıtı bu adada bulundu

30 Ağustos 2024

J.R.R Tolkien'in hayalindeki Hobbitlerin dünyamızda bir karşılığı yok. Elbette Yüzüklerin Efendisi üçlemesinde tasvir edilen kısa boylu yaratıklar Orta Dünya'da kalmalı. Ancak çığır açan bir antropolojik keşif, dünyamızın bir zamanlar kendi Hobbit türlerine sahip olduğunu ortaya çıkardı. Tolkien'inkinden kesinlikle farklı ancak aynı zamanda şaşırtıcı derecede benzer. Homo floresiensis, halk arasında 'Hobbitler' olarak biliniyor. Endonezya'nın Flores adasında yaşayan eski bir hominin türüydü. Keşifleri 2004 yılında, LB1 adlı Ling Bua Mağarası'nda bulunan bir iskelete dayanarak duyuruldu.

1 METREDEN DE KÜÇÜKLER

Küçük homininler yaklaşık olarak 120 cm'den kısaydı ve beyinleri bizimkinin üçte biri kadardı. Modern ve daha arkaik fizyolojik özelliklerin bir karışımına sahipti. Arkeologlar aynı mağarada yaklaşık 2 milyon yıl önce baskın olan Oldowan (tarih öncesi dönemlerde yaygın bir arkeolojik taş alet) stiline benzeyen taş aletler buldular. Üstelik geçtiğimiz günlerde Endonezya'daki bir adada bulunan diş ve kemik üzerinde

Yazının Devamı

Kandan yapılan göz damlası 'ömürlük acı'yı bitirdi! 'Torunlarımı bile göremiyordum'

18 Ağustos 2024

Kocasıyla birlikte İngiltere'de yaşayan 78 yaşındaki Carolyn Frost, ergenliğinden itibaren gözlerinde kaşıntı ve yanma hissiyle mücadele ediyordu. Carolyn'in semptomları 15 yaşındayken başlamıştı. Bunlar kırmızı gözler, kaşıntılı ve yanma hissi ve bulanık görmeydi. Semptomlarını, "Bazen yakıcı bir sıcaklık hissediyordum. Gözlerim ısınıyor, kızarıyor ve rahatsız oluyordum. Kaşıntılı bir his vardı ve görüşüm oldukça bulanıktı. Gözlerimi kullanmak acı verici hale geliyordu. Görmekte gerçekten zorlanıyordum, araba kullanmama izin verilmiyordu hatta bahçeyle bile uğraşamıyordum" diyerek ifade eden Carolyn'nin göz kuruluğu öyle bir seviyeye geldi ki yanından geçip giden insanları bile görmez oldu.

BAĞIŞCILARIN KANIYLA YAPILAN DAMLALARI KULLANDI

Üç çocuk annesi Carolyn, geçmişte steroid gibi tedavilerle geçici rahatlama sağlamıştı. Hatta amniyotik zarla (zararlı göz dokusunu iyileştirmek veya değiştirmek için kullanılan biyolojik bir bandaj) steroidleri denedi ancak bu tedaviler semptomlarını uzun süreli olarak hafifletmeyi başaramadı. Geçirdi

Yazının Devamı

Trump'ın beyin yakan kurnazlığı! 20 milyonluk saray yavrusunu 7 milyona nasıl aldı?

17 Ağustos 2024

Trump'ın gözünü diktiği ve ABD'nin en lüks malikanelerinden biri olan Mar-a-Lago (İspanyolca 'Denizden Göle') Florida, Palm Beach'te bulunan bir tatil yeri ve aynı zamanda ulusal tarihi dimgelerden biridir. Mar-a-Lago, 1924 ile 1927 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri'nin en zengin kadını olan Marjorie Merriweather Post, kocası Edward F. Hutton ile birlikte evin inşasını üstlendi.

123 MİLYON DOLAR HARCADI

Post, burası için 7 milyon ABD doları harcadı (2023'te 123 milyon dolara eşdeğer) ve yapımı 1927'de tamamlandı. O zamanlar, tarihte inşa edilen en pahalı ikametgahlardan biriydi. 1973'teki ölümünden sonra Post, mülkü Ulusal Park Hizmeti'ne bıraktı. Buranın eyalet ziyaretleri veya 'Kış Beyaz Sarayı' olarak kullanılabileceğini umuyordu. 1973'te ölen Post, 17 dönümlük (6,9 hektar) araziyi Amerika Birleşik Devletleri hükümetine başkanlar ve ziyaret eden yabancı ileri gelenler için Kış Beyaz Sarayı olarak kullanılmasını vasiyet etmişti. Mar-a-Lago, 1920'lerde 'Florida'da malikaneler inşa eden zenginlerin baronluk yaşam tarzını' örneklediği için 1980 yılında Ulusal

Yazının Devamı