Onlar Alman ekolünden geldiler dünyayı değiştirdiler, şimdi dünyaya yön verme sırası bizde” yazıyor okul girişinde. TAKEV Okulları’nın Sahilevleri’ndeki kampusundeyiz. Burada mandalin ağaçlarının arasında geniş bir arazi üzerinde Anadolu ve Fen Liseleri var.
TAKEV‘in açılımı Türk Alman Kültür ve Eğitim Vakfı. Vakıf Almanca eğitim veren okullar kurmak üzerine oluşturulmuş 10 sene kadar önce. İlköğretim Okulu’ndan sonra Anadolu ve Fen Lisesi’ni açmışlar.
Eğitimde 25 yıl. Kurduğu ve yönettiği okullar kalitede bir numara. Nur Yaraş‘ın emeğini alkışlamamak mümkün değil. Asıl mesleği avukatlık. Mesleğini bırakma ile anaokulu açma hikayeleri tam “Aziz Nesin”lik. TÖBANK’ın avukatı. Tire’ye gidiyor çiftçilerden geri dönüşü olmayan kredilerin haciz işlemlerini uygulamaya. Köylünün hiçbirşeyleri yok, hayvanlarından başka. Adamın ineğini bulmak için o bayır senin bu çayır benim yıpranınca bir de inekleri yakalayamayınca bırakmış avukatlığı...
Kızı Begüm iki yaşına gelince ailecek başlamışlar anaokulu aramaya. Doğumundan beri anne baba (az evhamlı da değiller) üzerine titredikleri yavrularını emanet edecek bir okul bulamayınca karar vermiş ana okulu açmaya. Eğitimde büyük boşluk olduğunu daha o yıllardan anlamış yani...
Beyaz Balon Anaokulları o kadar büyüdü ki bir zincir haline geldi. Geçen hafta sene sonu etkinlikleri vardı. 1800 veli çocukların eğlencesine ortak oldu. O yüzlerdeki mutluluk Nur Yaraş’a bütün yorgunluğunu unutturdu.
Ödüllü öğrenciler
7 gün 24 saat çalışan biri o. Amacı ülkesinin Finlandiya gibi eğitimde üst düzeyde bir ülke olması. Hakkari’deki bir okulla batının herhangi bir kentindeki okulun eğitiminin eşitlendiğini ve yetiştirdiği gençlerin yurt içinde/yurtdışında önemli işlere imza attıklarını görmek istiyor. Aslında şimdiden görmeye başladı birçok şeyi. Örneğin TAKEV Anadolu ve Fen Lisesi öğrencileri Türkiye ortalamasının üstünde puanlarla saygın üniversiteleri kazandılar. 3 tane buluş yapıldı okul laboratuarlarında. Bu yıl 168 öğrenci ulusal ve uluslararası ödül kazanmış. Kanada’nın Waterloo Üniversitesi’nin seçtiği 100 öğrencinin 11’i TAKEV’li.
TAKEV bir hedef çizmiş kendine. Bilimsel araştırma ve teknolojik gelişmelere yönelmiş, üstün nitelikli bilim insanları yetiştirme. Bugüne kadar Türkiye’de başarılamamışı başarmak ve öğrencilerin yabancı dilde düşünme, akıl yürütme ve yabancı dili bilimsel araştırmalarda da kullanma becerisini geliştirme. İnteraktif eğitim ve ciddi sorgulayıcı eğitimle oluşacak, her şeyin farkında ve soran bir birey.
TAKEV Okulları’nda çoğu burslu 1800 öğrenci eğitim görüyor; Alman disiplini ile. Türk ve Alman seçkin eğitim kadroları var. Alt yapı kusursuz. Ege illerinden gelen yoğun talebe karşılık vermek için yapılan yatılı bölüm inşaatı bitmek üzere. TAKEV mezunlarının tercihleri Türkiye’deki üniversitelerle sınırlı değil. Almanya başta olmak üzere Avrupa’daki üniversitelere hazırlık okumadan geçiş imkanları var.
Peki, üniversite ne zaman? Burada Almanya’daki TU9 üniversitelerini örnek veriyor Yaraş. Stutgart’ta bu üniversitelerden birinin rektöründen fikir almış. “Turizm ülkesisiniz.. Turistik işletmeler böyle bir üniversiteyi finanse ederse hem mezunların iş sorunu olmaz, hem de işletmelerin nitelikli eleman ihtiyacı çözümlenmiş olur“ diye de yol göstermiş. Şimdilerde böyle güçlü bir desteğin arayışında.
Hayvansever aile
Nur ve eşi (Tanınmış gazeteci, televizyoncu, reklamcı Erol Yaraş) dünya tatlısı kızları Begüm 18 yıldır çiftlik benzeri bir evde yaşıyorlar. Bol hayvan var besledikleri. 6 tane köpek, tavuklar, 21 civciv, kurbağalar, kuşlar. Iguana bile var. Kayısı, nar, salatalık, domates, herşey bahçeden toplanıyor; masaya geliyor taze taze. Nur’un yemekle arası iyi. Müzmin rejim yapıp kilo veremeyenlerden. Fırsat buldukça Tv dizilerini izliyor. Bir de seyahatı seviyor. Yazları haftasonları Çeşme’deler. Yüzüyor bol bol. Eşi de arkadaşlarıyla balık tutmaya gidiyor. Bugüne kadar sadece bir (rakamla 1) balık yakalayabilmiş Erol. Ne de olsa hayvan seven bir alenin ferdi... Kıyamamıştır...