Gülşah Elikbank ve Nuray Kaya’nın arkadaşlıkları üniversite yıllarından başlıyor. İkisi de yetenekli ama onları yazar olma yoluna iten hayat olmuş
İki kitap var elimde. İki roman. İzmir’den iki genç yazar. Her iki kitap da okudukça tokat gibi çarpıyor insanın yüzüne. Gülşah Elikbank “Aşkın Gölgesi”, Nuray Kaya “Bavul” ile. Bu iki yazar ruh ikizi gibi. Üniversite yıllarında başlayan arkadaşlıkları bugüne kadar geliyor. Her ikisinin de yeteneği var ama yazar olmak gibi bir düşünceleri yok. Hayat onları bu yola itiyor. Gördüklerini, gözlemlediklerini satırlara dökmeye karar veriyorlar.
Gülşah fantastik bir roman ile başlıyor. Hem de ‘Türkler fantastik yazamaz’ yargısını kırarcasına. Önce “Siyah Nefes”, sonra “Mavi Dağ” geliyor. Günebakan Üçlemesi arasına bir de duyguyla yoğrulmuş “Aşkın Gölgesi’ni sıkıştırıyor. Sanatın her dalına aşık, doğaya, doğanın içindeki müthiş dengesine hayran biri. ”Dünya tozdur, öyleyse üfle gitsin mi yoksa dünya gerçektir öyleyse hiç bitmesin mi?” çelişkisinde tarafını bulmaya çalışan biri belki de.
Bavula sığan hayatlar
“Bavul” Nuray’ın ilk romanı. “Bir bavula kaç hayat sığar” diye soruyor satırlarında..”Bavul”, aşk, hüzün ve umut dolu bir yolculuk. Nuray sarı basın kartlı bir gazeteci. Yazmaya daha küçük yaşlarda başlamış. İlk ödülü bizim gazeteden. Daha üniversitede okurken Abdi İpekçi Dostluk ve Barış Ödülü’nde övgüye değer bir eser kaleme almış. Roman yazmasında okul arkadaşı, sıra arkadaşı, yurt arkadaşı Gülşah’ın kitaplar yayınlaması etkili olmuş. İki sene kadar biriktirmiş ve 5 ay gibi bir zamanda yazmış “Bavul”u. Kitaptaki bazı bölümleri rüyasında görmüş. Örneğin mezarlık bölümü. Kitabındaki organ bağışını özendiren bölüm ve final harika. Kendi yazısını bile okuyamadığı için bilgisayara yazıyor.Mutlu, huzurlu yaşamanın yolunun eşitlikten ve adaletten geçtiğine inananlardan. ”Tüm insanlığın aynı döl yatağına düşüp, aynı doğum sancısının içinden geçtiğinin bilincindeyim. Hepimizin kanının kırmızı, gözyaşının tuzlu, anne sütünün tadının aynı olduğunun bilincinde olmam gibi” diyor.
Gülşah, kalabalıklar arasında örneğin bir kafede yazmayı seviyor. Evlenip çoluk çocuğa karıştıktan sonra zaten evde yazı yazmak zor. Şiirler yazarak başlamış. Genellikle notlar alıyor, sonra toparlıyor. Baştan sonra bitirince de düzeltmeleri yapıyor. Cümleleri sadeleştirme, devrik cümleleri düzeltme falan. Ruh ikizleri ancak farklı özellikleri de var. Örneğin Nuray tam bir ev kuşu. Evde temizlik yapsın, TV dizisi izlesin, kitap okusun, yazı yazsın ondan mutlusu yok. Daha üniversite yıllarından beri çalışma hayatı içinde olan Gülşah ise dışarıda. Şimdilerde Kahramanlar’da eşiyle birlikte açacakları otelin PR’ını yapıyor.
Televizyon için hazırlık
İki arkadaş birlikte bir TV programı yapmak için de kolları sıvamış durumdalar. Gülşah’ın Bodrum yıllarında yaptığı ”Kitapkolik”e benzer bir formatta. Müzik konusunda da zıtlar. Nuray klasik müzik seviyor. Keman sesi bile onu nakavt etmeye yetiyor. Gülşah öyle mi? Ağabeyinin metal grubu olduğu için ortaokul yıllarından beri Metal ve rock müzik tutkunu. Her ikisi de seyahat delisi. En son Hırvatistan’a giden Gülşah’ın yeni rotası Portekiz..Hemcinslerinden farklı olarak alışverişe düşkün değiller. Her ikisi de temelinde Cimbom’lu ancak Gülşah eş, Nuray anne durumundan Fenerbahçe’li. Gülşah Elikbank ve Nuray Kaya yeni yapıtlar üzerinde çalışırken yakında “Bavul”u sinema filmi,“Aşkın Gölgesi”ni televizyon dizisi olarak izlersek hiç şaşırmayacağız..
Kadına şiddete aşkla karşı duralım
-İmza günleri başlıyor. 14-15 Ocak’ta İzmir Park Bornova. Sonra Ankara, Bursa. Okurlarla buluşmak nasıl bir duygu?
NK: İlk romanım olduğu için heyecanlıyım. Geçmişi ile geleceği arasında sıkışıp kalan roman kahramanım Elif’i tanımalarını istiyorum. Uzun kuyruklar olsun istiyorum. İzmir’deki imza günümüze bir de isim koyduk: Kadına şiddete aşkla karşı duralım..
GE: Aşkın Gölgesi 3. kitabım ama bendeki yeri çok farklı. Annem ve anneannemim yaşamından yola çıkarak yazdım. Birebir değil tabii ki. Çocukluğumdan kesitler de var. İmza günlerimde okurlarla buluşmak anlatılamaz bir etkileşim. Bu çemberi genişletmemizin vaktinin geldiğine inanıyorum. Eğer okurlarımız bu serüvende bize eşlik ederlerse çok mutlu olacağız..
Kadın üzerine yazmak
-Okumayan bir toplumda yazarlık..
NK: Ortalama yılda 6 saat kitap okunan Türkiye’de günde 6 saat televizyon izleniyor. Bunu tersine çevirmemiz gerek. Özellikle kadın üzerine yazılacak çok şey var
GE: Eskiden beri bir şeyler karalıyordum ama yazar olmak gibi bir düşüncem yoktu. Beni hayat yazar yaptı. Kendimi kitabımın karakteri Nil’in yerine koyarak maceradan maceraya koşmaya başladım.
-Yazarlık Atölyeleri’ne nasıl bakıyorsunuz?
NK: Yazar atölyelerine sıcak bakıyorum ancak yazarlık öğretilebilir bir şey değildir. Geliştirilebilir... Yetenek doğuştan geliyor sanırım.
GE:İçinde varsa yazar çıkar, yetenek mutlaka olmalı. Yeteneğinizi de belirli kurallarla bir kalıba oturtuyorsunuz. En ünlü ressamlarla çalışın,yeteneğiniz yoksa resim yapamazsınız değil mi?
-Sırada ne var?
GE: Üçlemenin son kitabı “Kızıl Ölüm” çıkacak önümüzdeki Nisan’da.. Bir konu üzerinden gitmek taraftarıyım.İlk kitap geçmişle yüzleşme, ikincisi kaderle yüzleşme ve sonuncusu kendinle yüzleşme.
NA:Aşk romanı yazıyorum. Aşk öyküleri yazıyorum. Kadın üzerinde uzmanlaşmak istiyorum.Ayağı yere sağlam basan kadın hikayeleri yazacağım.
-Aragon ”Mutlu aşk yoktur”diyor. Ya siz?
GE: “Mutlu aşk yoktur”unu “Vardır ama sonu yoktur”a değiştirdim.
NK:Bence de. Bütün aşkların mutsuz olduğunu düşünüyorum.
-Bugün 1 Ocak 2012..Yeni yıl dileklerinizi alayım.
GE: Ülkemiz için iyi şeyler,insanlarımıza sağlık ve mutluluk diliyorum. Herkesin refah düzeyinin artmasını istiyorum. Yeni yılda inşallah daha çok okurla buluşurum
NK:Dil, din, ırk ayrımı yapmaksızın tüm insanların vicdan sesini dinledikleri, acılar ve haksızlıklar karşısında aynı tepkiyi gösterdikleri bir yıl diliyorum.
KİMDİR?
Gülşah Elikbank: İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu.Yüksek lisans eğitimini Marmara Üniversitesi’nde Yönetim ve Çalışma Psikolojisi üzerine yaptı.7 sene İstanbul’da bir inşaat ve turizm firmasında yönetici olarak çalıştıktan sonra Bodrum’a yerleşip bir aile pansiyonunu işletti. ”Varlık”, ”Ayraç”, ”Temrin” gibi çeşitli dergilerde yazılar yazan, yerel bir kanalda “Kitapkolik” adlı bir program yapan Elikbank evli ve bir kız çocuğu sahibi..
Nuray Kaya: Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. Öğrencilik yıllarında muhabir olarak başladığı mesleğinde zaman içinde köşe yazarlığı, sorumlu yazıişleri müdürlüğü, televizyon programı sunuculuğu, basın danışmanlığı gibi görevleri yürüttü. Bir çok ödülün sahibi olan Kaya, İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nce düzenlenen Şehit Gazeteci Hasan Tahsin Gazetecilik ve Teşvik Yarışma-ları’nda 2009’da birinci seçilerek İrfan Türksever Ödülü’nün sahibi oldu. Mesleki çalışmalarının yanı sıra edebiyat dergilerinde kitap eleştirmenliği yapmaktadır.
Melih Aşık
BİLİM VE SANAT
24 Aralık 2024
Cem Kılıç
Emekli olmak isteyen eksiği nasıl tamamlar?
24 Aralık 2024
Ali Eyüboğlu
Her kuşağın sevdiği sanatçı
24 Aralık 2024
Çağdaş Ertuna
Tacizi anlatan filmde başrole taciz skandalı
24 Aralık 2024
R.Hakan Kırkoğlu
2025 size ne getirecek? Aslan | Yeni hedeflere yol alıyorsunuz
24 Aralık 2024