Bilgili’ye göre Expo adayı İzmir’in tanıtımı çok yetersiz, izlenen strateji yanlış. Türkiye’nin Akdenizli sayılabilecek tek kentini nazar boncuğu ile tanıtma çabası için yaptığı değerlendirme: Başarısız!
Bilgi Creative Adworks ajans başkanı Serdar Bilgili,okuyarak değil genç yaşlardan itibaren iş hayatında boğuşarak yetiştirmiş kendini. 15 yaşında bilardo salonunda garsonlukla başladığı çalışma yaşamında kuryelik, anketörlük, grafik ve reklamcılık yapmış. Tasarım konusu daha cazip gelince 2007 yılında Bilgi Tasarım ve Reklam Hizmetleri şirketini kurmuş.
Bugün 20 civarında personelin çalıştığı, Karabağlar’da büyük bir atölyesi olan Bilgi Creative Adworks şirketinin ilk adımı olarak. ”Bilgi“ bugün marka planlama, kurumsal kimlik oluşturma, reklam, tasarım ve dış mekan sistemleri üzerine çalışıyor. Şirket kendi kalite standartlarını da oluşturmuş. Lisanssız yazılım kullanılmıyor, sigortasız işçi çalıştırılmıyor. ISO belgeli şirkete birçok müşteri referansla geliyor. Geldiğinde de farkı fark ediyor.
Serdar Bilgili, İzmir üzerine kafa patlatıyor çoğunlukla. İzmir logosunun nazar boncuğu olmasını başarısız bir çalışma olarak buluyor ve soruyor ”Zahmet edip bir prodüksiyon gerçekleştirmeden Türkiye’nin 3. büyük şehrinin tanıtımını stok fotoğraflarla, hiçbir duygu oluşturmayan görsel temalar kullanarak mı gerçekleştireceğiz?”
Yadırgandı
Haklı da. İzmir Türkiye’nin Akdenizli sayılabilecek tek kenti... Akdenizli olmak siestadır, mutlu ve enerjik olmaktır. Tadına vara vara yaşamaktır. Zamanla yarışılan, bir telaş halinde çalışılan, zaman akıp giderken işten güçten başka yaşam biçimi oluşturulmayan, kent kültüründen yoksun büyük kalabalıkların toplandığı şehirlerden değil İzmir... Bu hengamede, hafta sonunu ailesiyle yazlıkta geçiren ve işler yoğun da olsa bir iki gün işten güçten kaçmayı İzmir’i ve İzmirlileri tanımayan herkes yadırgıyor. İzmir çalışır, üretir ama karşılığını ister hem hayattan, hem de insanlardan...
Serdar Bilgili adaşı gibi Beşiktaşlı değil hasta Galatasaraylı. Hiçbir maçını kaçırmıyor takımının. Koleksiyon merakı var. Hobisi maket yapmak. Uçak ve savaş araçları maketleri yapıyor. Evin salonundan koltuk takımını çıkartıp salonu atölyeye çevirmesinden eşi memnun olmasa da. Eşi Bornova’da saç ekim merkezi sahibi ve çok mutlu bir evlilikleri var. İşten vakit buldukça Çeşme ve Bodrum gibi günlük kaçamaklar,evin bahçesinde mangal partileri iş streslerini atmaya yetiyor. Serdar gerek çalışma arkadaşları, gerekse eşi konusunda çok şanslı bir insan olduğunu düşünüyor. Karşısına kötü insanların çıkmamasını temiz kalpliliğine bağlıyor. İşini bilmem ama son doğum günü kutlaması öyküsünü kendisinden dinleyince çok şanslı olduğunun altına imzamı atarım. Çünkü hediye olarak gözlük beklerken, bir Audi A 4 sahibi olmuş.
İzmir’in tanıtım filmi tam bir fiyasko
* Markalarıyla büyüyen İzmir ajanslarını ulusal sektörde göremiyoruz. Sebebi nedir?
İzmir artan yatırım hacmiyle, büyüyen ekonomisi ve değişen tüketim alışkanlıklarıyla her sektöre yeni aktörlerin katıldığı bir cazibe merkezi. Büyük reklam bütçeleri olan bilinçli müşteriler taleplerine cevap vereceklerine inanmadıkları için İstanbul ajanslarıyla çalışmayı tercih ediyorlar. İzmir Ticaret Odası’na ya da Esnaf Odası’na kayıtlı reklam ajansı sayısı binleri bulurken, bir reklam ajansı yapılanmasına sahip ajans sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor.
* Bu nedenle de İstanbul ajanslarıyla yarışta hep geride kalıyoruz.
Marka mimarisi, marka yönetimi, alternatif mecra oluşturma, kampanya fikri yaratma, kurumsal standartların belirlenmesi gibi bir reklam ajansının vermesi gereken temel hizmetler konusunda deneyimli bir ekibe sahip olmayan ajanslarımızın İstanbul ajanslarıyla yarışması zor. İzmir’de konkur kültürünün olmaması da bir etken.
* Hedeften şaşmamak gerek
Tabii ki. Hedef ulusalda ismimizi duyurmak, ulusal markalarda imzamızı görmek. Reklam pastasının yüzde 95’ini İstanbul alıyor. Pastamızı büyütmek İzmirli yatırımcılarla ilişkilerden, organize sanayi bölgelerinin artmasından ve kobilerin güçlenmesinden geçiyor. Kalkınma ajanslarının çalışmalarının desteklenmesi ve şirketlerdeki kurumsallaşmalar ekmeğimize yağ sürecektir.
* İzmir marka şehir olmak yolunda adımlar atıyor, yapılan çalışmaları nasıl buluyorsun?
“Öncülerin Şehri” sloganıyla başlatılan İzmir tanıtımında yaşadığım hayal kırıklığı ile üzülerek belirtebilirim ki marka şehir asla İzmir gibi olunmaz. Bir şehrin markalaşması, kentin sakinlerinin şehir ile kurduğu ilişki üzerinden yapılmaz. Her kentin, kendine özgü onlarca özelliği var. Yaratılmak istenen duygu veya öne çıkartılmak istenen unsur özenle ve dikkatle belirlenmeli.
* Eleştirilerin çok ağır olmadı mı?
Sanmıyorum, her kent markalaşma sürecine yatırım çekebilmek, yerli yabancı ziyaretçilerini arttırmak gibi ticari kaygılar ile girer. Bir şehrin cazibe merkezi olmasında kentin gerçekleri kadar yer aldığı ülkenin siyasi, ekonomik ve kültürel durumu da göz önünde bulundurulur. Ulusal ve uluslararası mecraların etkin kullanıldığını düşünerek söyleyebilirim ki hazırlanan tanıtım filmi bir fiyasko. Şehrin sakinlerini motive etmek dışında bir etkisi olacağını sanmıyorum. “Öncülerin Şehri” gibi iddialı sloganın ilk hastane, ilk para gibi öğelerle sunulması sloganın içini boşaltmış. Yerli turistler için simide gevrek, mısıra darı demeyi özgünlük olarak sunmayı, Ege’nin otlardan oluşan yemek kültürünü İzmir’e bağlamayı anlayamadım.
* Expo’da da sağlık teması ön planda...
Sağlık gibi bir unsur göz önüne çıkartılırken ulusal hastanelerin şube açması İzmir’i sağlık şehri mi yapıyor? Ortalama bir Akdeniz ülkesi kadar bile zeytinyağı tüketmiyoruz. Kordon boyunda rakı balık, Efes’te tarih, şehir merkezi dışında deniz kum birlikteliği, Şirince’de meyve şarapları bu kente özgün unsurlar mı? Tüm bunların ışığında nazar boncuğu ile öncülerin şehri sloganının nasıl yan yana geldiğini anlayamadım.
KİMDİR?
Serdar Bilgili,1980 İstanbul doğumlu. Eğitimini İzmir’de tamamlayıp Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nden mezun oldu. Çeşitli şirketlerde grafik tasarım eğitmeni,reklam koordinatörü ve halkla ilişkiler sorumlusu olarak çalıştıktan sonra 2007 yılında “Bilgi Tasarım ve Reklam Hizmetleri“ şirketini kurdu. 2011 yılında ulusal müşteri portföyüne daha iyi hizmet verebilmek için ajansın adını “Bilgi Creative Adworks“ olarak değiştirdi.