Erkan Sevinç

Erkan Sevinç

drerkansevinc@gmail.com

Tüm Yazıları

Dünyanın “Madam Z” diye tanıdığı ünlü modacımız bu kez “Doğu’nun Gizemi, Batı’nın Rüyası” sergisi ile gündemde

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde önceki akşam önemli bir sergi açıldı.?Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu himayelerinde düzenlenen Zühal Yorgancıoğlu’nun ‘Doğu’nun Gizemi, Batı’nın Rüyası’ başlıklı sergide sanatçının 60 yıllık çalışma hayatın var.



86 yaşında hala enerjik ve taptaze

Dönüm noktaları
Araştırma ve tasarım süreçlerinin önemli dönüm noktalarını temsil eden 40’a yakın kıyafet, açıklama notlarıyla birlikte sergide yer alırken, arşivden gün ışığına çıkan atölye tasarım çalışmaları, kişiye özel desenler, eskizler, ilüstrasyonlar dikkati çekiyor.
Serginin küratörlüğünü, planlamasını ve kurulumunu çocukları Faruk Yorgancıoğlu, Haluk Yorgancıoğlu ve Müberra Yorgancıoğlu Soyer üstlenmiş. 4 farklı salondaki sergide “Zühal Yorgancıoğlu-Moda Tasarımı ve Desen Çalışmaları’ kataloğu da sanatseverlerle buluşuyor. Yakında Şölen Kipöz’ün sanatçının anılarını da içeren “Zühal Yorgancıoğlu Kitabı” raflarda yerini alacak.
Zühal Yorgancıoğlu 86 yaşında ama hala enerjik ve taptaze. Çocukluğu, annesi ve büyükannesinin çeyiz sandıkları başında geçmiş. O sandıklardan çıkan nakışlı, el işli ne var ne yok hepsini ayrı ayrı incelermiş. Sekiz bez bebeğine elbiseler dikermiş annesiyle. Babasının memuriyeti dolayısıyla gittikleri Anadolu kentlerinde Türk kültürüyle tanışıyor.
Genç yaşında resim öğretmeniyle evleniyor. Okuldan mezun olduğunda İzmir’de modanın ‘m’si yokmuş. Yahudi kızları, terziler bir de birkaç mahalle terzisi. Evlendiğinin üçüncü yılında üç çocuk sahibi oluyor ve 15. yılında da eşinden zar zor kopardığı izinle Amerika’da eğitime gidiyor. O dönemde Washington Post’a da moda tasarımları çizmiş. Zuhal Yorgancıoğlu Amerika yıllarında hiçbir Türk modacının ismini piyasada göremeyince” Türkiye’ye döneceğim ve Türk sanatını dünyaya tanıtacağım “diye söz vermiş. Bugün o sözü tutmanın gururunu yaşıyor.
Yıllar önce dünyaca ünlü gazeteci Edgar Schneider, ‘Madame Z’ başlığını manşetlere taşımıştı. O günden beri de ‘Madame Z’ olarak tanınıyor. Onun defileleri dans, müzik, mizansen, dekor ile Türk kültür ve folklorunu yansıtan teatral gösteriler.

İzmir’i hiç bırakmadı
Boşnak-İzmir karışımı koyu bir İzmirli... Yurt dışından ve İstanbul’dan gelen tüm cazip teklifleri İzmir aşkına elinin tersiyle iten biri. Urla Güvendik’teki Ağa Han Mimari Ödülü’ne aday gösterilen evi onu çok dinlendiriyor. Bu evi Ankara’dakilerin aklına gelse de bir müze haline getirsinler, o yaşarken. Televizyonda haberlere ve özellikle 32. güne bakıyor. ”Muhteşem Yüzyıl” karşısında uyuyakaldığı akşam sayısı az değil. Zaten “Dizinin kıyafetlerinin haremle ilgisi yok keşke bir bilene sorsalardı” diyor.

Haberin Devamı

86 yaşında hala enerjik ve taptaze

Kendi kültürümden vazgeçmedim

Haberin Devamı

-Dile kolay 68 yıl...
Başarının sırrı çalışmak, çalışmak, çok çalışmak. Geceli gündüzlü çalışmamızın sonucunda bu günlere geldik. Üç evladım ve ekip arkadaşlarım en büyük destekçilerim. Başarımın bir nedeni de tasarımcı olmam, dizayn çizebilmemdir. Yaptığım çalışmaların hepsi Türk motifi, Türk kumaşı, Türk modelidir. Bana soruyorlar “Niçin Türk?” diye... Kendi kültürüm o kadar zengin ki neden dışarıya yöneleyim? Hiçbir modacının etkisi altında kalmadım, diğer modacılar benim etkimde kaldılar. Paris’te yaptığım defilede Jean Lois Cherer, beni tebrik ederken “Etkiniz altında kaldım madam” dedi. Dikkat edin 1988 ve 1989’da Cherer’in bütün eserlerinde şalvar, poşu ve cepken vardır. Ben tüm teklifleri geri çevirip yurt dışına çıkmadım ama İzmir’e getirdim herkesi. Dünya liderlerinin eşleri, ünlü sanatçılar, jet sosyete üyeleri başta olmak üzere.. Özel uçaklarıyla geldiler, kıyafet aldılar. Çocuklarımız maalesef milli yetiştirilmiyor. Hepsi Armani, Versace peşinde.

-Uykuları kaçırtan, alfabeyi tersten okutan modacı gibi sıfatlarınız var...
Sağolsunlar hep yurt dışından gelen methiyeler bunlar. Uyku kaçırtma meselesine gelince. Washington’da bir hanımefendi geldi kulise. Jacqueline Onassis Kennedy’nin annesiymiş. Defilede beğendiği bir elbiseyi hemen satın almak istedi. Giydirdik uzun geldi. “Ben sizin ölçünüzü alayım, diktirip gönderirim” dedim. “Bunu bu gece giymezsem uyuyamam” dedi. Uykuları kaçırtan modacı oradan geliyor.

-Birçok da ödülünüz var, başta İtalyan Oskarı olmak üzere...
Evet, İtalyanların moda alanında verdiği Maschera D’Argento ödülü. Ödüller arasında Türk Tanıtma Vakfı’nın verdiği ödülün yeri ayrıdır ama. O ödül sadece bana verilmiştir. Tüm yaşamımı ülkemi tanıtmaya adadım. Adamaya da devam ediyorum.

-Eşinizin kaybı ile çok sarsıldınız...
Çok değerli ve dolu dolu biriydi Mehmet.Hollywood aktörlerine taş çıkartacak kadar da yakışıklı. Sergi girişindeki resmimi eşim 50 yıl önce çizdi kara kalemle. Onu çok özlüyorum. Onu kaybettikten sonra çocuklar evi boşaltmamı, Sahilevleri’ne falan taşınmamı önerdiler, istemedim. Onun anılarıyla yaşamayı tercih ettim. Yatağımız, kıyafetleri, resimleri her şeyi aynen saklıyorum. 30 yıl kullandığı ve eve gelip giden herkese gösterdiği pantolon kemeri dahil. Ölmeden birkaç ay önce “benim pilim bitmek üzere” demişti. Sanırım benim de pilim bitmek üzere...
-Sizin pilinizi sevenleriniz ve bizler sürekli şarj ediyoruz. Allah uzun ömürler versin.

Haberin Devamı

KİMDİR?

Zühal Yorgancıoğlu, 1926’da İzmir Bayraklı’da doğdu. Cumhuriyet Kız Meslek Lisesi sonrası Ankara Kız Meslek Yüksek Okulu’nda sanat ve tasarım eğitimi gördü. 1946 yılında Mehmet Yorgancıoğlu ile yaşamını birleştirdi. 1961 yılında Maryland Güzel Sanatlar Akademisi’ne gidene kadar hem sanat öğretmenliği yaptı, hem de eşinin işyerinde tasarım üzerine çalıştı. Amerika’da geçirdiği dönemde uluslararası moda dünyasında hiçbir Türk adını göremeyince yurda döndü ve kendi atölyesini kurdu. 1963 yılında ilk defilesini yapan Yorgancıoğlu, ulusal ve uluslararası birçok ödül sahibi olup yaptığı tasarımlarla dünya çapında bir kreatördür. Mimari alanda büyük başarılara imza atan iki oğlu, bir kızı var. Üç torun sahibi.