Eren Aka

Eren Aka

eren.aka@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde çıkan otel yangınında 78 vatandaşımızı kaybettik. Oksijenin en bol olduğu, 2 bin 200 rakımlı Kartalkaya’da, 78 canımızın oksijen alamadığı için hayatını kaybetmesi hepimizi derinden yaraladı. Bu korkunç felaket, yalnızca insan kayıplarıyla değil, ihmallerin ne denli ağır sonuçlara yol açabileceğini de gözler önüne serdi.

Olayın üzerinden bir hafta geçti, ancak tartışmalar devam ediyor ve görünen o ki uzun süre de gündemde kalacak. Bu süreçte ihmali olan herkesin adalet önünde hesap vermesi, toplum vicdanı adına şarttır. Ancak asıl sorulması gereken şu: Bundan sonra benzer acıları yaşamamak için neler yapmalıyız?

Haberin Devamı

İhmallerin bedeli ağırdır

Tartışmalar sırasında sıkça dile getirilen bir konu dikkatleri çekiyor. Diğer kayak merkezlerinde ya da otellerde durum aynı mı? Yangınlara hızlı müdahale için itfaiye istasyonları var mı? Yoksa yalnızca bir facia yaşandıktan sonra mı önlemler gündeme geliyor? Bu sorular, ülke genelinde kapsamlı bir sistem sorgulamasını da beraberinde getiriyor.

Bugün Kartalkaya’da yaşanan bu acının benzerinin başka yerlerde yaşanmaması için harekete geçmeliyiz. Öncelikle, dağlık bölgelerdeki kayak merkezlerinde hızlı yangın müdahalesi için itfaiye ekiplerinin hazır beklemesi zorunlu hâle getirilmelidir. Bununla birlikte, otel sahipleri ve işletmecilerinin yangın güvenliği önlemleri konusunda daha sıkı denetimden geçmesi sağlanmalıdır.

Ders çıkarmanın tam zamanı

Radikal adımlar atılmalı

Elbette yitirdiğimiz canlarımız geri gelmeyecek. Ancak bu acılardan ders çıkararak başka kayıpları önlemek için radikal adımlar atmamız gerekiyor. Bu noktada çağrım, başta büyükşehir belediye başkanlarımız olmak üzere tüm yerel yöneticilere… Otellerden hastanelere, okullardan yurtlara, AVM’lerden konutlara kadar tüm binaların yangın güvenliğinin sıkı bir şekilde tekrardan denetlenmesi gerekiyor.

Geçmişte verilen izinlerin yetersiz olduğunu görüyoruz. Şimdi yapılması gereken tek şey var. Geçmişteki izinler tek tek incelenmeli, eksiği olan ne kadar yer varsa hemen işlem yapılmalı. Bu konuda kaybedecek bir dakikamız bile yok.

Haberin Devamı

Lüks değil temel haktır

Yangın güvenliği yalnızca oteller, AVM’ler ya da iş yerleri için değil, hepimiz için bir temel haktır. Oturduğumuz apartmanların, çalıştığımız ofislerin, çocuklarımızın gittiği okulların, kaldıkları yurtların yangın güvenliği konusunda yeterli olduğunu bilmek istemek en doğal hakkımızdır.

Denetim eksikliği, maliyet kaygıları ya da ihmalkârlık gibi nedenlerle hayatlarımızı riske atmaya artık dur demeliyiz. Bu konuda yalnızca yetkililere değil, hepimize sorumluluk düşüyor. Farkındalık oluşturmak, sorular sormak ve taleplerimizi dile getirmekten çekinmemeliyiz.

Ekipman artırılmalı

Sadece yangınlar değil, deprem, sel ve benzer afetler de göz önüne alınmalı. Ayrıca belediyeler, yüksek sayıda vefat durumunda cenaze nakil aracı ve diğer ekipmanı artırmalı. Afet anında etkili müdahale ve sonrasında hızlı bir şekilde toparlanma için de her türlü ekipman ve altyapı eksikliği giderilmeli.

Bugün hepimize düşen görev, sorumluluklarımızı hatırlamaktır. Yaşanan her facia, ihmaller zincirinin bir sonucudur. Bu zinciri kırmanın tek yolu, bireysel farkındalıktan toplumsal dayanışmaya kadar her alanda bir seferberlik başlatmaktır.

Haberin Devamı

Felaketler kader değildir

Ülke olarak, acılar karşısında kenetlenmeyi biliyoruz. Ancak gerçek kenetlenme, bu acıların tekrar yaşanmaması için birlikte mücadele etmektir. Kartalkaya’da kaybettiğimiz 78 canımızın anısını yaşatmak istiyorsak, yangın güvenliği konusunda gereken adımları hemen atmalıyız.

Unutmayalım, felaketler kader değildir. Kader olan, önlem almadığımız her an bir sonraki felaketi beklemektir.

Sağlıcakla kalın…