FUAR’IN açılmasına topu topu dört gün kaldı.
Bu yıl Kurban Bayramı dolayısıyla açılış erkene alındı.
Nedeni de gayet basit.
30 Ağustos-9 Eylül günleri arasında açılmış olsaydı, bu süre bayram tatilinin içine dahil olacaktı.
Bana göre Başkan Aziz Kocaoğlu, bu düşünceyi baz aldı ve yapılması en mantıklı olanı seçti, açılış tarihini erkene çekti.
Yani, Fuar 18 Ağustos’ta açılacak, 27 Ağustos’ta kapanacak.
Ama bizim İzmir’de istemezükçüler o kadar fazla ki, her projeye tepki gösterdikleri gibi, Fuar’ın erkene alınmasını da hazmedemedi ve Kocaoğlu’na yüklendi.
“Vay efendim niye erkene alındı, eski tarihte niye açılmıyor, bunda bir iş var gibi” birçok mesnetsiz tepkiyle Büyükşehir Belediye Başkanı’na karşı çıkıldı.
Peki, kardeşim sen başkan olsan, acaba nasıl bir yaklaşım içinde olurdun?
Bayram tatilinde Fuar’ı açar mıydın?
Tabii ki açmazdın!
Çünkü ziyarete gelen kişi sayısı azalacak.
Dünyanın masrafını yapmışsın, bunun altından nasıl kalkacaksın?
Öyle değil mi?
Attığınız zaman mangalda kül bırakmıyorsunuz.
Atarken de desteksiz atıyorsunuz.
Biraz dikkat edin, n’olur!
Kocaoğlu’nun Zafer Bayramı ile İzmir’in kurtuluşunu ne kadar çok önemsediğini gayet iyi biliyorum.
Bunu, sizlerin de iyi bildiğinizden hiç şüphem yok!
Hayaline, adım adım yaklaşıyor
İZMİR Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Yüzülebilir Körfez hedefine adım adım yaklaşıyor. Körfez’deki ilk Mavi Bayrak, Büyükşehir’in 7.5 milyon liralık yatırımıyla hayata geçirilen Urla’daki Kum Denizi Plajı’na asıldı.
Törende konuşan Kocaoğlu, Yarımada’yı Karaburun’dan Selçuk’a kadar bir bütün olarak gördüklerini belirtti, “Bundan sonra birçok Mavi Bayrak daha gelecek. İzmir bütün kriterlerle ülkemizin bir numaralı kenti olacak. Ben şüphe etmiyorum, siz de etmeyin” dedi.
Başkan, o gün çok mutluydu. Yüzünden gülücük hiç eksik olmadı. Ne de olsa hayaline adım adım yaklaşıyordu.
Sancak, düşüncesinde çok haklı
FOLKART, İzmir’in yüzakı şirketlerinden.
Yaptığı projelerle göz kamaştıran ve İzmir’de doğan bu kurum, inşaatın dışında sanata ve spora yaptığı katkılarla da dikkat çekiyor.
Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, iki yıldır Fuar’ın ana sponsoru.
Bu görevi üstlenmekten onur duyduğunu söyleyen Sancak, ilklerin şehri İzmir’in çok parlak bir geleceği olduğunu, doğal güzellikleri ve binlerce yıllık tarihsel mirasıyla bütünleşerek hem dünyanın hem de Avrupa’nın yeniden dikkatini çekeceğini düşündüğünü belirtti.
Ben de Sancak’ın bu sözlerine katılıyorum.
Çünkü İzmir, son yıllarda kabuğunu kırmaya başladı, çok değişti.
Daha da değişecek ve tüm ülke, bu Ege’nin incisi kente hayran kalacak.
Yapılan projeler ve yatırımlar, sadece İzmir’de yaşayanların değil, Türkiye’nin dikkatini çekmeyi başardı.
Sancak’ın da dediği gibi İzmir, mutlaka yeni fırsatlarla buluşacak.
Türkerler Göztepe’nin yanında!
ÜLKEMİZİN önde gelen kuruluşlarından Türkerler Holding, Süper Lig’in yeni ekibi Göztepe’nin sponsoru oldu. Ülke ekonomisine yön veren dev inşaat ve enerji projeleriyle dikkat çeken Türkerler Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Türker, büyük bir heyecanla sarı kırmızılı takımın yanında olmaya ve desteklemeye kararlı olduğunu söyledi. Göztepe Kulübü Başkanı Mehmet Sepil’le dostluklarının eski yıllara dayandığını belirten Türker, “Göztepe, Mahall Bomonti İzmir logolu formasıyla hedefleri birer birer yakalayacak. Bundan hiç şüphe duymuyorum. İzmir’in güzelliklerine güzellik katmaya devam edeceğiz” derken, ne kadar mutlu olduğunu herkese gösteriyordu. İzmir’de Folkart’ın dışında bir futbol kulübüne destek veren Türkerler Holding’in yöneticilerini ben de kutluyorum. Darısı diğer holdinglerin başına!
Dini, dili, ırkı hiç önemli değil
BALIKESİR’İN merkez ilçelerinden Altıeylül, göz kamaştırıyor.
İlçenin her noktasında hizmeti eşit şekilde götüren Başkan Zekai Kafaoğlu, “Benim için önce insan” diyor.
Dini, dili, ırkı, mezhebi her ne olursa olsun, “Önce insan olsun yeter” diyor.
Kafaoğlu, bu sözleriyle adeta sosyal belediyecilik dersi veriyor.
Bu arada Altıeylül Belediyesi, kardeş şehir Bosna’nın Maglaj kenti ile işbirliğini sürdürüyor.
Geçtiğimiz günlerde belediyeden bir heyet, Maglaj’ı ziyaret etti.
Burada belediye yetkilileriyle bir araya geldi ve ilçelerindeki 15 Temmuz Şehitler Anıtı’nın aynısını bu kentte inşa edeceklerini, ayrıca bir de park yapacaklarını söyledi.
Başkan Kafaoğlu da toplantıya canlı telefon bağlantısıyla katıldı, “Kardeşliğimiz baki. Anıt ve park, hayırlı olsun” dedi.
Maglaj Belediye Başkanı Mirsad Mahmutagiç de, Kafaoğlu’na hassasiyetinden dolayı teşekkür etti, “Biz de her zaman sizinleyiz” dedi.
İki ülke arasında son yıllarda artan dostluğun daha da ileri gittiği görülüyor.
Sadece Altıeylül ve Maglaj değil, daha birçok kardeş şehrin ortaya çıkmasını umuyorum.
Çünkü; ülkemizin, kentlerimizin, ilçelerimizin hatta beldelerimizin tanıtımını daha iyi yapar, daha çok turist çekeriz diye düşünüyorum.
Türkiye, Muğla’yı konuşuyor!
MUĞLA, ülkenin kıyı şeridi en uzun ili. Bodrum’u, Marmaris’i ve Akyaka’yı bünyesinde barındırıyor. Bu turizm cenneti kentte, son yıllarda büyük değişim yaşanıyor. Yıllardır belediye başkanlığı yapan Dr. Osman Gürün, hizmetlerinin yanısıra vatandaşlarla içiçe, omuz omuza olmaktan mutluluk duyuyor. Projeleriyle de ses getiren Gürün, geçtiğimiz hafta ülke genelinde büyük bir başarı daha sağladı. Hazırladıkları “geri dönüşüm” projesi birinciliği elde etti, tüm ülkenin gündemine oturdu. Tam 80 ili geride bırakmıştı Muğla, bu projesiyle. 37 proje arasından kürsüye çıkmanın kolay olmadığını söyleyen Gürün, kenti koruyan hizmetlere devam edeceklerini belirtti, “Ben görev adamıyım. Vatandaşımın rahat etmesi için elimden ne geliyorsa yapıyorum” dedi. Doktor Gürün, Muğla için gerçekten büyük kazanç.
Önümüzdeki dönem aday olur mu olmaz mı bilemem ama bu kente Gürün gibi başkanlar gerekiyor.
Bir basın emekçisi Bülent Katarcı
BÜLENT Katarcı, 35 yıllık gazeteci. Gençlik yıllarını iyi bilirim. Çalışkan, dürüst ve yardımsever. Hele hele 70’li yıllarda Günaydın Gazetesi’nin o dönem temsilcisi Can Pulak’ın eşinin Kordon’da aracıyla denize uçmasının ardından, kıyafetleriyle buz gibi suya atlayıp kurtarma girişimi, hala gözlerimin önünde. Bir işte tuttuğunu hemen koparır. Bu basın emekçisi kardeşimiz, uzun yıllardır Hürriyet Gazetesi’nde sağlık üzerine köşe yazıyor. Mesleğinde edindiği bilgi ve deneyimleri, sonunda bir kitapta toplamayı başardı ve “Yüz Doktor Yüz Hastalık” eserini piyasaya sundu. “Hep sağlıklı kalırız ancak yine de bilgili olamayız” diyen Katarcı’ya, bundan sonraki yaşamında başarılar diliyorum. Yolun açık olsun kardeşim.