Engin Uğur Ağır

Engin Uğur Ağır

enginuguragir@gmail.com

Tüm Yazıları

İzmir’in kurtuluşunun 100’üncü yılı asırlar boyu unutulmayacak bir etkinlikle kutlandı. Cumhuriyet Meydanı’ndaki platformun yıkılmasının ardından, kısa sürede Gündoğdu Meydanı’na kurulan dev sahne, İzmirliler’den tam not aldı.

***

Geçmiş yıllarda siyasi partilerin yaptığı mitinglerdeki kalabalıkla karşılaştırmak istersek, uzun yıllar hafızalardan silinmezdi bu gece. 

Partiler, sadece Gündoğdu’yu doldurabiliyor, sonrasında senin mitingin benimkinden kalabalık, az gibi söylemlerle gündem yaratıyorlardı. Oysa, 9 Eylül’de o muhteşem atmosferi yaşamak gerekliydi.

Haberin Devamı

***

Neyse, Yazı İşleri Müdürüm Aslı Öktener ve editörüm Bulut Can Pişirici ile erken saatlerde meydanın yolunu tuttuk. Aman yarabbi, bu ne?

Alsancak Garı’ndan itibaren trafik daha saat 15 sularında kitlenmişti. Ya yürüyecek, ya da farklı bir yoldan araçla gidecektik. 

Gazetemizin bulunduğu binanın arka sokağındaki Ege Mahallesi’nden kestirme şekilde Alsancak’a ulaştık. Ama ilerlememiz mümkün değildi. Yürüyerek yolumuza devam ettik. Yaklaşık 20 dakika sonra kalabalığı yara yara Gündoğdu Meydanı’na ulaştık. Bizlere ayrılan bölümde yerimizi aldık.

***

Tarihi kutlamaya akın eden yüz binlerce İzmirli, Tarkan’ı izlemek için çoluk çocuk meydanı doldurmuştu saat 17.00 sularında. Konsere daha beş saat var, hava sıcak, bunaltıcı nem insanı perişan ediyor.

Buna rağmen kalabalığın ardı arkası kesilmiyordu. Güvenlik güçleri güç bela görevlerini yapıyordu girişte.

***

Tabii bu arada uçaklarımız, helikopterlerimiz, paraşütlerimiz boş durmuyordu. İzleyenlere keyifli dakikalar yaşatıyordu birbirinden ilginç gösterilerle.

Bu arada İstanbul’dan da birçok gazeteci davet edilmişti.

Tanıdığımız eski dostlarla sohbet ettik, zamanın geçmesini böyle değerlendirdik.

Dar bir bölüm olmasına rağmen, kimseden şikayet duymadım. Kimi yere oturmuş, kucağında laptop haberi yazmaya çalışıyor, kimi kameraman saatlerce ayakta kalmaktan yorulmuş, dinlenmek için yere kıvrılmış yatıyordu. Bizim meslek işte böyle meşakkatli bir işti. Bekle, bekle, bekle. Karnımız acıktı, suyumuz bitti. Platformdan indim, kalabalığı yara yara dışarıya çıktım.

Haberin Devamı

***

Her taraf seyyar satıcı. Gevrekçisi, boyozcusu, kumrucusu, soğuk su ve meşrubat satanlar Alsancak’ı istila etmişti. Eeee, böyle fırsat bir daha ne zaman doğar ki. 

Küçük pet su 5-7.5 lira, diğer yiyecekler de 5-10 lira arasında satılıyordu. Bir de bazı mekanlar dışarıdaki masalarını 500 ila 1000 lira arasında revize etmişti. dikkat(!) sadece masa.

Denizden konseri izlemenin bedeli de teknesine göre 500-1000 lira arasında değişiyordu. Yani kim ne tutturursa...

***

Neyse dört küçük su, dört boyoza 50 lira ödedim ve yeniden meydanın yolunu tuttum. Kapıdaki görevliler, “Alan doldu yer yok, giremezsin” demez mi? “Yav kardeşim, yiyecek ve su almaya çıktım, açlıktan susuzluktan ölelim mi?

Bak kolumda görevli olduğu gösteren bant var” dedim, zorla giriş yaptım. Aman Allahım kalabalık daha da artmıştı, yürümeyi bırakın adım atmak imkansız. İnsanları yara yara iki dakikalık mesafeye 40 dakikada ulaştım inanın.

100’üncü yıl gecesi tam not aldı

***

Saatler ilerliyor, sahnedeki sunucu yüzbinleri coşturuyor, Tarkan konserine az süre kaldığını söylüyordu.

Haberin Devamı

Zaman öyle böyle geçiyordu.

Bir süre sonra alana CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları geldi. Soyer, Tarkan konseri öncesi kısa bir konuşma yaptı. O kadar heyecanlı gördüm ki Soyer’i, kalabalık karşısında şaşırmıştı.

***

Ardından 180 dansçının işgal ve kurtuluşu canlandırdığı interaktif teatral şov başladı. Muhteşem bir performans sergiledi dansçılar. Sonunda Tarkan’ın sahne alacağı zaman gelmişti. Megastar şarkıyla sahneye çıktı. O an yer yerinden oynadı desem yalan olmaz. Yaklaşık bir saat sahnede kalacağı belirtilmişti daha önce. Ancak ünlü isim, karşısında muhteşem kalabalığı görünce coştu da coştu.

Tam iki saat birbirinden güzel eserlerle İzmirlilere müzik ziyafeti verdi. Etkinlik bitmişti.

***

Peki, şimdi bu kalabalıktan nasıl çıkacağız diye düşünmeye başladım. Daha önceki gibi yine insanları yara yara yaklaşık 45 dakikada Lozan Meydanı’na ulaştım. Her taraf kilit.

Bazı cadde ve sokaklar trafiğe kapatıldığı için araçlar bir milim ilerlemiyor.

Herkes olduğu yerde duruyor. Saat 24.00 sularında biten etkinliğin ardından Karşıyaka’daki evime ancak gece yarısı saat 02.30’da gelebildim.

***

Başımı yastığa koydum ve kendi kendime mırıldanmaya başladım, “İzmirliler, 100’üncü yıl gecesini ömürleri boyunca unutamayacak. Yaşanan muhteşem atmosfer ileride tarih kitaplarında da yerini alacak” dedim ve yorgunluktan sızıp kalmışım...