Ege Doğaç Erdoğan

Ege Doğaç Erdoğan

ege.erdogan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Lisede okul takımındayken dizimden sakatlanmasam belki şu an bu yazıyı yazamayacaktım. Şu an bilgisayar başında yazı yetiştirmeye çalışmak yerine milyonluk malikanemde havuz keyfi yapıyor olabilirdim. Tabii gerçekçi olmak lazım, futbol hayatım başlamadan bitmeseydi de muhtemelen futbolu erken bırakmış bir Youtuber olarak karşınızda olurdum yine. Bugün en sevdiğim iki konu olan siyaset ve futbolu birleştirmeye çalıştım. 

Siyaset bilimi, merkezi bir dünya hükümeti olsa nasıl sonuçlar doğururdu diye tartışır durur. Aslında bunun ilginç bir örneği futbol dünyasında mevcuttur. Şöyle bir analoji yapalım: futbol kulüpleri siyasi partiler gibidir, şemanın en altında bulunurlar. Bir üstte ulusal futbol federasyonları yani ulusal hükümetler yer alırlar. UEFA gibi uluslararası bölgesel organizasyonları da Avrupa Birliği gibi siyasi yapılara benzetebiliriz. Bir üste daha çıktığımızda işte artık benzerlikler bitiyor çünkü dünyada henüz tüm ülkeleri bağlayıcı, yaptırım gücüne sahip bir dünya hükümeti yok. Ama futbolda var: Fédération Internationale de Football Association, bildiğimiz şekliyle FIFA. FIFA’nın varlığı aslında bir dünya hükümeti olsaydı bu “1984” romanına benzer totaliter ve distopik bir yapıda olurdu diyenleri haklı çıkartıyor. 

Haberin Devamı

Adalet Divanı Diarra’yı haklı buldu  

FIFA’nın bir önceki başkanı Sepp Blatter rüşvet skandallarıyla hatırlanıyor. 2022 Dünya Kupası’nın Katar’a verilmesinin şaibeli olduğu ileri sürülmüş ve Blatter 2027’ye kadar FIFA etkinliklerinden menedilmişti. FIFA’nın boğazına kadar yolsuzlukla dolmuş yapısı başlı başına ayrı bir konu. Geçtiğimiz Cuma günü bu sefer uluslararası hukuk alanında devrim niteliğinde bir yargı kararı çıktı. AB’nin en yüksek mahkemesi, AB Adalet Divanı Fransız futbolcu Lassana Diarra’yı yıllardır süren hukuk mücadelesinde haklı buldu ve FIFA’nın bazı transfer kurallarının AB yasalarına aykırı olduğuna hükmetti. 

Dava bir hayli karışık ancak önemli noktası şu: futbolcular satılabilir, kiralanabilir birer emtia olmaktan çıkıp, AB’nin serbest dolaşım, işçi hakları gibi yasalarından yararlanabilecek birer insan statüsüne kavuşmaya bir adım daha yaklaşmış oldular. Bu yolda bir önceki büyük gelişme 1995’teki “Bosman Yasası” idi. Belçikalı futbolcu Jean-Marc Bosman yine transfer sistemini eleştirmiş ve serbest dolaşıma aykırı olduğunu iddia etmiş, Adalet Divanı da Bosman’ı haklı bulmuştu. Bu kararla birlikte artık bir kulüple sözleşmeleri biten futbolcular serbest kalacaklardı. Günüme gelecek olursak, Cuma günkü karar ise artık bir futbolcunun sözleşme feshiyle ilgili kulübüyle anlaşmazlık olduğunda başka bir kulübe transferinde FIFA Uluslararası Transfer Sertifikası vermek zorunda kalacak. Bu yeni karar futbol çevrelerinde “Yeni Bosman Yasası” olarak yorumlanıyor. “Çağımızın gladyatörleri” deyimi yerini başka bir benzetmeye bıraktığında futbolcular gerçekten özgürlüklerine kavuşmuş olacaklardır. 

Haberin Devamı

ABD: Seçimlere bir ay kaldı 

ABD’deki başkanlık seçimlerine sadece 1 ay kaldı. Seçim günü yaklaştıkça yarış giderek kızışıyor ve adayların söylemleri sertleşiyor. George Bush’un Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin kızı Liz Cheney, Kamala Harris’in mitingine katıldı ve Trump’ı ağır bir şekilde eleştirdi. Katı bir muhafazakâr olan Cheney, anayasayı ve demokrasiyi korumak için Trump’ın kesinlikle tekrar göreve gelmemesi gerektiğinin altını çizdi. Orta Doğu bölgesel bir savaşa sahne olmak üzereyken ABD’ye kimin liderlik edeceği de daha büyük önem kazanıyor. Her ne kadar iki aday da İsrail destekçisi olsa da İsrail’in Trump’ı tercih edeceği unutulmamalıdır.