Ege Doğaç Erdoğan

Ege Doğaç Erdoğan

ege.erdogan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD’nin kurucu başkanı George Washington, başkanlığa veda ederken en çok üstünde durduğu konu siyasi partilerin ne kadar tehlikeli olduklarıydı. Halkı kutuplaştırıcı ve iradesine ipotek koyan organizasyonlar olarak görüyordu partileri Washington. Bugünkü Amerikan siyasetine baktığımızda ne kadar haklı olduğunu görüyoruz. Sadece Amerika’da da değil, neredeyse tüm demokrasilerde yapılan seçimlerde umumiyetle siyasi partilerden aday olanlar bağımsız adaylara ezici üstünlük sağlıyorlar. Gönül verdiğiniz parti hiç istemediğiniz bir aday çıkardığında bile çoğu zaman stratejik oy kullanmaya yöneliyorsunuz ve eliniz başka birine gitmiyor. Bu durum demokrasiler için büyük bir sorundur; milli iradenin değil, siyasi partilerin arka odalarının ülkeyi yönettiği anlamına gelir.

Haberin Devamı

Ön seçimlerin en hakkaniyetli ve geniş kapsamlı yapıldığı ABD’de bile durum çok vahim. Yaklaşık 1 ay önce New York ziyaretim esnasında taksicisinden, Uber şoförüne, garsonundan, yatırım bankacısına, çöp toplayıcısından, borsacısına kiminle sohbet ettiysem Biden aday olmamalı diye söylediler. Artık ayakta durmakta bile zorlandığı gözle görülür bir hal alan 81 yaşındaki siyasetçiye geçtiğimiz hafta kendi partisi içinden isyan bayrakları iyice açılmaya başlandı. Her gün yeni bir milletvekili, senatör ya da eyalet çapında yerel bir siyasetçi Biden’a adaylıktan çekilme çağrısı yapanların arasına katılıyor. Ancak geçen Cuma Biden kampından yapılan açıklamada Biden’ın kesinlikle yarıştan çekilmeyeceği ifade edildi.

ABD’nin Kılıçdaroğlu’su Biden

Çok benzer bir tabloyla bir yıl önce bizler de karşılaşmıştık. Konvansiyonel ve sosyal medyada artık olay mizahi bir boyuta gelmiş, Kılıçdaroğlu aday olmasın diye insanların dilinde tüy bitmişti. Meral Akşener masadan kalktığında eminim bir kesim sevinmiştir. Göz göre göre şarampolden yuvarlanmaya doğru giden bir arabanın mucizevi bir şekilde üzerine göktaşı düşerek durmasını tercih etmiş olabilirler. En son Fransa seçimlerinde de gözlemledik ki seçmenler artık kötünün iyisini seçmeye programlanmışlar. Seçmen mutsuz, seçmen çaresiz...

Haberin Devamı

Siyaset bilimcilerin ‘seçmen oynaklığı’ (electoral volatility) diye adlandırdığı davranış biçimi, seçmenin partisine olan sadakatini ve verdiği oyun bir önceki seçime göre değişme ihtimalini ölçer. Siyasette örgütlenme çok önemlidir ve köklü siyasi partiler her zaman çok avantajlıdırlar. Siyasi parti sadakati takım tutmak gibidir. Yıllardır şampiyon olamasa, kötü transferler yapsa, her getirdiği teknik direktör başarısız olsa, hatta lider konumundaki kişi başarısızlığını örtmek için suçu başkalarına atsa bile yine takım değiştirilmez ve o takımın maçlarına gidilir. Her seferinde kendini kandıran taraftar ile her seçimde hüsran yaşasa bile aynı partiye oy veren seçmen arasında çok fark yoktur.

Biden’a karşı çatlak sesler ilk çıkmaya başladığında, başkan bir televizyon programında şöyle demişti, “benim aday olmamam gerektiğini düşünenler varsa bana karşı aday olsunlar. Hadi bakalım. Başkanlık için adaylığınızı koyun, Kongre’de karşıma çıkın”. Şu ana kadar bunu yapan olmadı. Kimse kendini partinin doğal lideri konumundaki başkana karşı bir maceraya atmaya cesaret edemiyor. Ancak siyaset cesaret işidir, fırsat ayağınıza geldiğinde gerekirse liderinize karşı çıkma pahasına elinizi taşın altına koymalısınız. Seçmenin çaresizliğinin ilacı cesur ve gözü kara siyasi liderlerdir.