Isıtmalı telesiyejler, bakımlı pistler, Apex ve Magna gibi şık mekanlar. Bir de üstüne Kayseri yemeklerinin başı çektiği lezzetler… Erciyes, Avrupalı rakiplerine meydan okuyacak düzeydeki hizmet ve servisiyle konuklarını ağırlıyor.
Upuzun bakımlı pistlerin kıyısındaki Apex’de mola vermiş oturuyorum. Dışarda keyifli bir müzik, içerde şık bir şömine başında kocaman deri koltuklar ve etrafta ahşap masalar. Menüden peynir fondü söylüyorum, bir de soğuk et tabağı. Acaba suşi mi denesem diyorum bir yandan da. Neredeyim, Courchevel, St Moritz? Yanıldınız. Kayseri havalimanından sadece yarım saat mesafedeki Erciyes’teyim.
Erciyes’te bir kez kayan buranın müdavimi oluyor. Çünkü rakiplerine göre fiyatlar uygun, Erciyes A.Ş’nin büyük yatırımlar yaptığı pistler bakımlı ve güvenli. Bunların üzerine bir de Türkiye’nin en zengin yemek kültürüne sahip illerinden biri olan Kayseri’den mutfak torpilini ekleyince Erciyes’in artan popülaritesine şaşmamak gerek. Malum, Kayseri mutfağı yüzyıllardır dillerde. Hatta Evliya Çelebi seyahatnamesinde 17. yy. Kayseri’sinden şöyle bahsetmekte: “Evvela has beyaz ekmeği, lavaşa yufkası, katmerli böreği, lahm-ı kadit (kurutulmuş et) namı ile şöhret bulan kimyonlu sığır pastırması ve nilksli (güzel kokulu) et sucuğu bir tarafta yoktur. Padişahlara hediye gider.”
Magna ve Apex Erciyes’in en dikkat çekenlerinden. Her ikisinin de dekorasyonu ve verdikleri hizmet yurt dışındaki chalet’lerin standartlarında. Magna’da yerlilerin yanında bir de Asyalı şef var, akşam saatlerinde suşi hazırlıyor. Aynı şef gün içinde Apex’de çalışıyor. Suşiler lezzetli, ama en çok tüketilen şeyler küçük bir yerli üreticiden alınarak yapılan sucuk ekmek, Kayseri mantısı ve pastırmalı sucuklu pide ve pizzalar. Yazın plajlarda en çok lahmacun tüketildiğini düşünecek olursak, pastırmalı pizzanın sucuklu pidenin Erciyes’in yıldızı olmasına hak vermek gerek, ne dersiniz?
Gitmişken mutlaka tadın
Hülya Tiritoğlu’nun sahibi olduğu Kayseri merkezdeki Çemen’s gurme’de anne işi Kayseri yemeklerini tadın. Alt kattaki dükkandan da alışverişinizi yapın (Hülya hanım Başyazıcı ailesinin kızı). Başka yerde bulamayacağınız pöç kebabını deneyin. Pöç, dananın kuyruk sokumundaki kemikli kısım. Taş fırınlarda uzun saatler pişiyor. Sadece Altınsaray ve Bağdat lokantalarında var.
Pastırma mevzusu mühim
Pastırmanın atası, eski Hun Türklerinin savaşa giderken yanlarına aldıkları katık. Güneşte kurutulan etlerin bağırsak içine doldurulduktan sonra atın iki yanına, binicinin bacakları arasına bağlanması ve burada sıkışarak kıvama gelmesiyle hazır olurmuş. Bu yüzden de bastırma diye adlandırılır, uzun süre dayanır, savaşçıyı açlıktan korurmuş. Kayseri pastırmasının en iyileri Karpuzatan mevkiinin rüzgarında doğal olarak kurutulanlar. Maalesef artan sanayii tipi üretimler Kayseri pastırmasının şanını az da olsa gölgelemiş. Yapıldığı bölgeye göre farklı adları da var: sırt, kuşgömü, kapak, etek, tütünlük gibi. Kuşgömü yağsız ve löp et olduğu için çok tercih ediliyor. Ama Kayserililer esas olarak sırtın en uç kısmındaki yağlı bölge olan tütünlüğü tercih ediyor.
Mahallenin İtalyanı
Birkaç ay önce Akatlar’da açılan Loggia minicik, sıcacık bir İtalyan lokantası. Mutfağında Fabio Brambilla’dan el almış olan Cenap Varol var. Tolga Atalay ise danışmanlıklarını yapıyor. Napoli tipi ekşi mayalı pizza, ev yapımı makarnalar, Milano usulü picata (et şnitzel), tiramisu… Her şey İtalya’da tipik bir trattoria’da yiyecekleriniz kadar lezzetli. Fiyatları da oldukça makul. Mutlaka deneyin.