Geçtiğimiz günlerde Almanya’nın Stuttgart şehrinde üçüncüsü düzenlenen Gizli Açlık Kongresi’nde, gizli açlığın dünyaya maliyetinin 3 trilyon dolar olduğu açıklandı. Açlık kelimesinin ardından böyle bir rakamın telaffuz edilmesi kafaları karıştırıyor haliyle. Böyle bir bütçe ayrılabiliyor olsa dünyada aç kişi kalmaz diye düşünmeden edemiyor insan. Oysa gizli açlık, yetersiz ve dengesiz beslenmeden kaynaklanan beslenme bozukluğu anlamına geliyor, beslenme bilinci oturmamış toplumlarda görülüyor ve özellikle çocukların gelişimini etkiliyor.
Çocuklara eğitim, büyüklere aplikasyon
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Türkiye’yi de çinko yetersizliğinin görüldüğü Mısır, İran, Irak, Hindistan, Çin, Pakistan gibi ülkeler listesinin başında gösteriyor. Ülkemizde beslenme sorunları ve metabolik hastalıklara bağlı ölüm oranı yüzde 5.1’e ulaşmış durumda. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2013 sonuçlarına göre, 5 yaş altı her 10 çocuktan 1’i bodur kalırken; yine 5 yaş ve altı çocukların yüzde 4.1’inde aşırı zayıflık sorunu yaşanıyor.
Bu kadar bereketli topraklar üzerinde yaşayıp, her türlü meyve sebzeyle donanmış olup da bilinçsizlikten dolayı sağlığımızın tehdit altında olması sizce de çok acı değil mi? Her şeyde olduğu gibi beslenme bilinci de çocuk yaşta edinilmeli. Ama kulaktan dolma bilgilerle değil elbette. Bilimsel olarak, uzmanlar tarafından ve çocukların anlayacağı dilde yapılmalı bu iş.
Türkiye’nin en kapsamlı ve sürdürülebilir beslenme eğitim programı olan “Yemekte Denge Eğitim Projesi” sessiz sedasız altı yıldır, 10 ilde okul öncesi 1, 2, 3 ve 4’te uygulanıyor. Bu programda beslenmenin temel prensiplerinin yanı sıra hijyen ve dengeli beslenme tabağı başlıkları çocukların daha çabuk kavrayacağı ve ilgisini çekecek animasyonlar ve çizgi film karakterleriyle anlatılıp minikler bilinçlendiriliyor. Bir sonraki aşama ise bunun ders olarak Milli Eğitim müfredatına sokulması.
Önemli olan, günlük hayatımızın gerçekliğinde bu bilgileri ne kadar uygulamaya geçirebildiğimiz. Bunun için de güncel bir çözüm bulunmuş: Ücretsiz aplikasyon uygulaması. iGrow akıllı telefon uygulaması, çocukların fiziksel gelişiminin takibini sağlarken, ebeveynlere de günlük tavsiyelerde bulunuyor ve sağlıklı nesillerin gelişimine önemli bir katkı sağlamayı amaçlıyor. Hohenheim Üniversitesi’nin geliştirdiği “Self Check” uygulaması ise “Dengeli Beslenme Testi” adıyla Türkiye’ye uyarlanmış durumda.
Enerjik ekip iddialı mutfak
Son bir yılda yeme-içme sektörünün aldığı yara malum. İnsanların canı sıkkın olunca dışarı çıkma isteği azaldı. Hal böyle olunca da birçok mekan bu durağanlıktan nasibini aldı. Kimi direnebildiği yere kadar direndi, kimi hâlâ ayakta. İçinde bulunduğumuz konjonktür yeme-içme ve eğlence hayatı alışkanlık ve taleplerini de değiştirdi. Turist sayısının yok denecek kadar az olması bazı lokasyonlardaki hareketliliği bitirdi. En pahalı mekanlar bile uygun fiyatlı menü seçenekleri sunmaya başladı.
Yeni mekan açanlar daha doğrusu açma cesareti gösterenler artık neredeyse şaşkınlıkla takdir edilir oldu. Arnavutköy Hudson’daki başarısının ardından Etiler’de eski Cognac’ın yerine açılan Ukalife grubuna bağlı Martinez ve başındaki Uğur Karabayır son zamanların en iyi örnekleri.
Bir mekan ne kadar sosyal olursa olsun, iyi yemek yoksa kimse saatlerini orada geçirmez. Uğur da bunu iyi bilenlerden. Hem sahada hem mutfakta canla başla çalışan enerjik bir ekip kurulmuş. Martinez’in mutfağı ise şef Nihat Sancar’a emanet. Menü ilk bakışta ağırlıklı olarak Uzakdoğu görüntüsü verse de yemeklerin karışımı son derece dengeli. Yeşil zeytin ve mercimekli humus salatası şaşırtıcı lezzette. Kaburga bun tam Türk damak tadına uygun. Zuma’dan transfer edilen suşi ustasının elinden çıkan suşiler ise şu anda şehrin en iddialıları arasında.