Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bülent Akarcalı / bulent@bulentakarcali.com

Olmayan tehdidi varmış gibi göstermek

Başbakan Miçotakis’in, sistematik Türk karşıtlığını işleyen politikasının salt düşmanlıktan kaynaklandığını sanmak biraz saflık olur. Esas amaç, Türk tehdidi algısını yaratarak, adaları silahlandırmalarına ve adacık ile kayalıkların işgallerine, AB ve ABD kamuoyu nezdinde meşruluk kazandırmaktır. Miçotakis son derece iyi bir eğitim görmüş, Amerika’nın en iyi üniversitelerinde okumuş, akıcı İngilizce ve Fransızca konuşan, Venizilos, Karamanlis, Papandreu gibi adeta bir hanedanlar dizisiyle yönetilen Yunan siyasetine damga vurmuş bir ailenin mensubudur. Venezilos’un yakın akrabası olarak 1946’da milletvekili seçilen babası dışişleri bakanlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı, ablası dışişleri bakanı ve Atina Belediye Başkanlığı yapmıştır.

Haberin Devamı

Adaların silahsızlanması gerektiğini, avuç içi kadar yüzölçümü olan Meis adasının 40.000 km2 kıta sahanlığına sahip olmayacağını, hava sahasının 10 mil değil de 6 mil olması gerektiğini çok iyi bilmektedir. Ama çoğu Yunan siyasetçi gibi gerçekler üzerinden siyaset yapmak yerine, Yunanlıların hadlerini aşan hayallerini okşayacak hedefler üzerinden politika yapıp iktidarda kalma yolunu seçmiştir.

Karşıtlık ve husumet üzerine inşa ettikleri Türkiye ilişkileri tüm Yunan siyasetinin ve seçimlerinin hep odak noktası olmuştur. Oysa tersten bakınca Türk siyasetinde ve hiçbir siyasi parti gündeminde Yunanistan’a yönelik karşıtlık veya husumet içeren en ufak söylem bulamazsınız.                                                                                                                 

Basın dünyası için benzetme aynıdır. Yunanistan’da ülkemiz aleyhine yılda binlerce yazı, TV programı, haber vs. çıkarken, Türk basınında bunun onda birini göremezsiniz. Çıkanlar da genelde Yunanistan’da yayınlananlara cevaben olanlardır.

Tek amaç, saldırgan Türkiye algısı yaratmak

Miçotakis, ülkesinin 40 yıldır Avrupa Birliği üyesi ve de fanatik Yunan sever Amerikan Başkanı Biden’ı ve senatosunu arkasına almış olmanın verdiği güven ve rahatlıkla tamamen bir algı operasyonu yürütmektedir.

Stratejisini “Haklı Türkiye’yi haksız, haksız Yunanistan’ı haklı ve mağdur” gösterme üzerine kurmuş, bunu her yerde ve her ortamda sürekli tekrar ederek, Yunanistan’ı gözüne kestirmiş saldırgan bir Türkiye tehdidi  iddialarıyla kim ne derse desin hedeflediği algıyı maalesef yaratmıştır.

Haberin Devamı

Huzur bozucu bir ülke

Aslında, Yunanistan bu bölgede tüm komşuları için çok ciddi bir rahatsızlık unsurudur. Arnavutluk’la sürekli bir didişme içerisinde olup, Yunanistan’ın kuzeyinde oturan Arnavut azınlığa sürekli baskı yapar. Yugoslavya’nın çöküşüyle bağımsızlığını kazanan Makedonya’nın ismini kullanmasına itiraz eder. Makedon ismi bana aittir der ve yıllarca Makedonya’nın Birleşmiş Milletler’e, NATO’ya üye olmasını engellemek için elinden geleni yapar.                                                                       

1960’ta kurulmuş olan Kıbrıs devletini 1974’de darbe yaparak yok ettiğini hatırlamaz, tarihi hiçbir bağı olmayan Libya’ya karışmaya kalkar, Adriyatik denizi ve Ege’deki ihtiraslarına Doğu Akdeniz’i eklemeye çalışır, kara sularını 12 mile çıkarma hayalleri kurar…

Haberin Devamı

Boyuna posuna bakmadan 10 milyonluk yaşlı nüfusuyla 90 milyonluk Türkiye ile yarışmaya kalkar. Askeri, sınai, teknolojik vs. hiçbir alanda yarışamayacağı bir komşuyla dostane iş birliği kurmak yerine kendi kendine yarattığı bir Türkiye korkusu ve tehdit algısıyla halkını ürküterek gereksiz bir silahlanmaya gerekçe oluşturur.

Ekonomisi hangi ölçüde bu silahlanmayı kaldırabilir araştırmaz. Oysa en son Milli Savunma Bakanımızın belirttiği gibi Türkiye hiçbir zaman, değil Yunanistan’a başka hiçbir komşusuna tehdit unsuru olmamıştır.

Esas tehdit Yunanistan’ın kendi çağdışı, gerçekleri görmeyen şizofrenik yapısıdır.

Türkiye, Yunanistan’ın en zayıf olduğu 2. Dünya Savaşı sırasında kendi vatandaşına şekeri, sütü, yağı karneyle verirken, açlık çeken bu ülkeye gıda dolusu gemiler gönderdi. Savaş sonrası zayıflığından yararlanıp, herhangi bir şekilde sınırlarını Yunanistan’ın aleyhine geliştirmeye gitmedi. Türkiye’nin en büyük hatası Yunanistan’ın ne kadar şeytanca davrandığını, en samimi göründüğü yıllarda bile Türkiye aleyhine karar aldığını görmedi, düşünmedi ve araştırmadı.

Hava sahasının, karasuları ile aynı genişliğe sahip olması gerekirken, 1931’de Yunan Kralı’na aldırılan kararla 10 mile çıkarması, 1970’lerde belirttiğim şeytanlığın, kötü niyetin onlarca örneklerinden biridir.

Ülkelerinin, bu coğrafyamızda her geçen gün büyüyen habis bir tümöre benzemeye başladığını anlayacak ve girdikleri yanlış yoldan devam edemeyeceklerini görecek sağduyuya sahip Yunanlıların var olduğu ümidiyle.