Düşünenlerin Düşüncesi

Düşünenlerin Düşüncesi

dusunce@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bülent Akarcalı

Dünya gündemini Ukrayna krizi meşgul ederken Yunanistan Başbakanı Mitsotakis, yavuz hırsız ev sahibini bastırır anlayışıyla Türkiye aleyhine hazırladıkları strateji planlarını (*) açıklarken, Cumhurbaşkanları “Sümela” üzerinden yeni bir istismar kampanyası başlatıyor. Her gittikleri yerde ülkemizi hedef alan konuşmaları da çabası.

Bilmeyen de zanneder ki Rusya Ukrayna’yı değil, Türkiye Selanik’i ele geçirmeye çalışıyor!

Osmanlıya karşı askeri zafer sayesinde toprak kazandığının çok ender olduğunu, yarattığı ihtilaflar sonucu müsebbibi olduğu savaşları kaybettiğinde, arkalarına aldığı Fransa, Rusya, İngiltere (**) gibi ülkeler sayesinde masa başında sınırlarını genişletebildiğini, 1912’de Selanik şehrini emrinde ki 26.000 askere rağmen Yunanistan’a teslim eden Hasan Tahsin Paşa’nın ihaneti sayesinde alabildiğini, silahları ellerinden alınan askerlerin çoğunu şehit ettiklerini ve de en önemlisi, kendilerine arka çıkan İngiliz ve Fransızların 9 Eylül 1922’de nasıl ortadan yok olduklarını hatırlamıyorlar

Haberin Devamı

Mitsotakis hükümetiyle yaşadıklarımız, 1828’den bu yana değişmeyen aynı senaryodur. Ancak Yunanlıların anlamadığı bu günkü Türkiye’nin askeri, ekonomik ve nüfus gücü açısından zayıflamış Osmanlı olmadığıdır.

Biz, yıllarca terörle mücadele ettik Yunanistan ise onları besledi. PKK’ya verdiği destek yetmedi, 15 Temmuz 2015’te kanlı darbeye teşebbüs eden, yüzlerce cinayet işleyen, canilere kucak açtı.

Müslüman soydaşlarımızın Müftülerini seçmelerine tahammül edemez iken, Türkiye’nin; Ermeni, Süryani, Rum (Grek veya Yunan değil Romalı) Patriklerinin seçimlerine bir dirhem karışmadığını görüp ders almayı hiç düşünmedi.

Biz, İstanbul başta olmak üzere Anadolu’da onlarca Kilise ve Manastırı restore eder ve çok kıymetli bina ve arsayı Kilise vakıflarına iade ederken, onlar Atina’da yaşayan Müslümanların 14 yıllık uğraşı sonucu, ancak ufak bir depoya benzeyen kubbesiz ve minaresiz düz çatılı bir binada ibatede izin verdiler. Bu yerin adı da cami oldu!

Sonra da kalkıp Aya Sofya’nın ibadete açılmasına karşı çıkma cüretini gösterdiler.

Haberin Devamı

Bak Yorgo kardeşim; sen Grek ‘sin, Aya Sofya Roma’dır. İstanbul hiçbir zaman Grek olmadı, şehrini kahramanca savunurken ölen son imparator bir Romalı olarak hayata veda etti.

Romalı İstanbul’un dokuzuncu asra kadar konuştuğu Latinceyi bırakıp Grekçe konuşmaya başlaması ve Ortodoks dininden olması seninle özleştirmiyor, Katolik İspanya ile Arjantin’in, yine Portekiz ile Brezilya’nın özleşmediği gibi.

İstanbul Ortodoks Patriğimiz sayın Bartholomeos imzasını Roma Patriği olarak atmaktadır, Grek olarak değil.

İtalyan müzelerinde sergilenen “Yeni Roma İmparatoru Sultan Mehmet sikkeleri” bunun ayrı bir kanıtıdır.

Ancak, biz bir hata yaptık. Anadolu’nun Romalılarını yani Rumlarımızı mübadeleyle size gönderdik. Onları bile hoş karşılamadınız. Haklıydınız, onlar Rum yani Romalı siz ise Grek’tiniz! Sonra da 1956’da bir 6-7 Eylül Beyoğlu dükkân yağmasıyla ayıp işledik.

Büyük Devlet olmanın erdemi yanlışını kabul etmekten geçer, küçük devlet ise boyuna mızmızlanır ve şikâyet eder.

Haberin Devamı

10 yıl önce başlayan Göç ile biz şu anda 3,5 milyon Suriyeli komşumuzu beslerken, siz bir gün dahi “O Suriyeliler” in, 1942’de ülkenizi işgal eden Nazi Almanlardan kaçan binlerce dedenize-babanıza-anne ve ninenize kucak açıp, bağırlarına bastığını da hatırlamıyorsunuz. Bugün Yunanistan’da yaşayan binlerce vatandaşınız, o Suriyeliler sayesinde hayatta. Talihin kötü cilvesiyle Suriyeli genci sırtından kahpece vuran Yunanlı askerin dedesi veya babası belki de Suriye’ye kaçarak kurtulanlardandır.

Biraz gözünüzü açın; “Türkiye’deki sığınmacılar için tek bir avroyu zor veren AB nasıl oluyor da biz Yunanlılara 700 milyon avroyu şak diye çıkarıp veriyor” diye düşünün.

Düşününce anlayacaksınız. AB sizi paralı asker olarak kullanıyor. Silahsız, masum insanları insafsızca kurşunlayan, döven, boğulması için     denize atan asker ve polislerinizi görünce sizi ödüllendiriyorlar.

Parayı kalkıp da, 3,5 milyon sığınmacıyı zaten barındıran, doyuran, iş bulan, okutan; tedavi eden, vatandaşlık veren Türkiye’ye verip de çarçur mu edecek?

Sayın Mitsotakis’in; babanız 1974 Albaylar Cuntası darbesinden, Türk Dışişleri Bakanı Çaglayangil'in bizzat aldığı tedbirler sayesinde Midilli adası üzerinden Türkiye nasıl getirilip misafir edilerek kurtulduğunu benim yanımda bizzat Turgut Özal’a anlatmıştı. Siz ise katil darbecileri misafir ederek buna cevap verdiniz ve vermeye devam ediyorsunuz.

Bizim için komşuluk böyle bir şeydir. Dara, sıkıntıya düşünce sana karşılıksız yardım edendir. Bizim şimdi Suriyeli komşularımıza yaptığımız, Suriye’nin de geçmişte size yaptığı gibi!!!

Komşundan samimi bir tavsiye. Siz, siz olun ve komşuluğu, sakın ola ki dara düşünce çıkan fırsattan yararlanmak sanmayın.

Yoksa bizde mi bir yanlışlık var? Seni vicdan sahibi, vefa duygusu taşıyan biri olarak düşünme gafletine mi kapıldık.

………………….

(*) Dostça bir hatırlatma: TBMM’nin 8 Haziran 1995 Ege denizinde karasuları üzerine aldığı karar, 6 milin üzerine çıkılamayacağı hakkındadır.

(**) Mevcut İngiliz Kraliçesinin vefat eden eşi Yunan asıllıydı. Kayınvalidesi de bir Yunan Ortodoks kilisesinde münzevi bir hayat yaşarken Cunta iktidara gelince yurt dışı edilmiş ve İngiliz sarayında oğlu ve gelini Kraliçe Elizabeth yanında ömrünü tamamlamıştır)