Cengiz Kuday - cengiz.kuday@milliyet.com.tr
ABD açıklaması:
“Yunanistan’ın ege adaları üzerindeki egemenliğinin tartışılması söz konusu değildir.”
Fransa Dışişleri Bakanlığı:
“Türkiye saldırırsa Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı destekleriz.”
19. yüzyılda İngilizlerin gambot diplomasisi; Amerikalıların büyük sopa politikası adını verdikleri eski stratejisi günümüzde ABD tarafından ve onu destekleyen AB ülkeleri; İsrail ve kralları ölünce 3 gün yas ilan ettiğimiz Arap Ülkeleri tarafından ülkemize ekonomik, siyasi yaptırımlarla yola getirmek istenen devlet masasına oturtmak; güç gösterisi ile muhataplarının yani biz Türkiye’nin gözünü korkutmak!
Ege Adalarını; bizim zamanında 12 ada dediğimiz; Yunanların ısrarla Yunan Adaları dediği adaları olağan üstü silahlandırmak;
Girit’ten; bizim Dede Ağaç dediğimiz bölgeye kadar hatta ana karamızın burnundaki adalarda da hak iddia ederek bayrak dikmek, silahlandırmak… Arabalara yığılan silahlara baktığımız zaman hakikaten çok kuvvetli bir silahlarla donanmış bir Yunanistan ve arkasında ABD ve diğer ülkeleri görüyoruz.
Bu kadar tank, zırhlı araç, son derece modern inşa edilmiş harp gemileri F-35 uçakları, uçaksavarlar, çıkartma gemileri Ukrayna’yı korumak ve Rusya’ya karşı bir gösteri amacını çoktan aşıyor. Herhalde bu zırhlı araçlar koskoca Avrupa Kıtasını katledip Ruslara karşı kullanılmasını düşünmek bize biraz komik ve inandırıcı gelmiyor.
Geçtiğimiz günlerde Yunanistan başbakanı Amerika’da temsilciler meclisi ve senota da Türkiye aleyhine yaptığı korumada ayakta alkışlandı.
Bu günlerde ege hava sahasında uçaklarımız taciz ediliyor ve hafta S300 ile tehdit ediliyor.
Bu silahlandırma bize karşı bir tehdit ve artık aba altından sopa göstermek değil açık bir tehdit, gerçi bize zamanında Başkan Obama bu sopayı göstermişti. İstediklerini yaptırdı mı bilmiyoruz.
Batı Anadolu’yu kuşatan adaların bir kısmı Balkan Savaşları sırasında 1912 Ekim’inde Yunanistan tarafından işgal edilmişti. 5 asırda kazandığımız Balkan topraklarımızı 5 haftada kaybettik. Bir Averof zırhlısı tüm Türk donanmasını (yarısı Haliç’te çürümüş) Çanakkale Boğazı’ndan çıkamaz hale getirmişti.
Dünya Savaşı’nda Sevr Antlaşması ile fiilen tüm adalar Yunanlılara verilmişti.
Balkan savaşının bu acı sonuçlarının sebebi ne idi.
Sebepler çok.
Fakat: Bu felaketin temelinde Sultan Aziz’in çabaları ile dünyanın 3. Büyük gücüne ulaştırıldığına ifade edilen Osmanlı donanmasının, Sultan Abdülhamid’in saltanatı boyunca çürümeye terkedilmesi, denizcilerin eğitimsiz ve silahların bakımsız ve yetersiz olması önemli bir etken olmuştur.
Sonuç olarak, Balkan savaşının devamınca donanmamızın Çanakkale boğazından Ege’ye çıkması Yunanlılarca önlenmiştir.
Bu gün çeşitli komplolarla Balyoz – Ergenekon, FETÖ olayları ile deniz gücümüz zafiyete uğratılmıştır. Aynı şekilde hava kuvvetlerimiz FETÖ olayları sonucu ile tecrübe kazanmış birçok pilotunu kaybetmiş ve küstürmüş: Ordudan atılmaları sebep olmuştur. (Balyoz + Ergenekon )
Kara kuvvetlerimiz her şeye rağmen Güneydoğu – Irak - Suriye’de kahramanca savaşmaktadır.
Her gün yeni şehitler vermektedir. Ölen şehitlerimizin pek çoğu eğitimli meslek sahibi olup; şartlar gereği gönüllü olmuşlardır.
Fakat bütün bunlara rağmen halkımızın ordumuz hakkındaki hisleri, düşünceleri farklıdır.
Bazı milletlerin ordusu vardır.
Bazı orduların milletleri vardır.
Bizler bin yıldır Mete Hakan zamanından beri milleti olan ordu devlet olarak bilinir ve öyle düşünürdük. Bu gün bu durum nedir bilmiyoruz. Gün geçmiyor ki ordumuzun Atatürkçü – aydınlık elemanlarını yıpratacak; üzecek olayları medya ve bazı yayın organlarından takip ediyoruz.
Sayın Savunma Bakanımız 27 Temmuz günü yaptığı konuşmada, “üç beş ikinci el uçakla bize bir şey yapamazlar” diye televizyonlarda konuşuyor.
Hamaset bu konularda en tehlikeli bir ruh halidir.
Devamı yarın
