Bilimsel dayanakları olmamasına rağmen sorgulamadan doğru kabul edilen sağlık önerileri sağlığınızı tehlikeye atıyor.
Aynı yumurta örneğinde olduğu gibi… Biri çıktı yumurta damarlarınızı tıkar dedi. Üstelik bu açıklamanın arkasında ne doğru dürüst bir araştırma, ne de doğru dürüst bir yayın vardı! Tüm tıp camiası da sormadan, sorgulamadan bunu doğru belledi. Seneler sonra da yumurtanın aslında ‘o kadar da zararlı olmadığı’ açıklaması geldi.
Onlarca yıl yumurta gibi son derece değerli bir besinden mahrum bırakıldık.
Yumurtanın zararlı olduğu fikri beyinlere öyle bir işlenmiş ki. Yapılan açıklamalar da fayda etmiyor. Hâlâ yumurta yemeye korkan pek çok insan var.
Yumurta fobisini yenmeye yardımcı olacağını umduğum yeni bir araştırmadan söz etmenin tam zamanı. Bir meta-analiz(1), kalp krizi açısından en yüksek risk grubunda olan tip 2 diyabet hastalarının bile günde üç yumurta yiyebileceği sonucuna vardı.
Biz de yıllardır aynı şeyleri söylemiyor muyuz?
Sözün özü: Bol bol yumurta yiyebilirsiniz. Tek kural serbest gezen tavuk yumurtası olması.
Bu ve bunun gibi sağlığınıza zarar veren pek çok ‘sağlık önerisi’ var. İşte bazıları…
“Tam tahıllar sağlık için elzemdir”
Yazılarımda sık sık glutenin zararlarını, modern buğday kadar olmasa da çavdar ve yulaf gibi tahılların da gluten içerdiklerini dile getiriyorum.
Üstelik bunların hepsi karbonhidrattır. Başımıza ne geliyorsa kan şekerinde ani fırlamalara neden olan karbonhidrat zengini beslenme modelimizden geliyor.
Maalesef tam tahıl tüketerek sağlıklı bir şey yaptığını düşünen çok kişi var. Tam tahılların faydalı olduğuna, tahıllardaki besin maddelerinin başka hiçbir şeyde olmadığına inandırılmışlar.
Gelin bu önyargıyı bilimle çürütelim.
Tahıllar neden baş üstünde tutuluyor?
B vitamini açısından zengin bir besin kaynağı oldukları için. Peki, gerçekten öyle mi? Mesela 100 gram tam buğday unu 44 mcg folik asit içerir, ama 100 gram kuzu ciğeri yediğinizde 400 mcg folik asit alırsınız.
Aynı miktarda taze fasulyenin içinde ise bu miktar 658 mcg’a fırlar. Tam buğday unundaki B3 vitamini (niasin) ve B1 vitamini, susam ve keten tohumunda kat be kat fazla miktarda bulunur.
Yani buğday ve tahıl ürünlerini kestiğinizde besinsiz falan kalmaz, aksine sağlığınız için harika bir şey yapmış olursunuz!
“GDO’nun zararlı olduğu kanıtlanmamıştır”
Külliyen yalan!
Genetiğine müdahale edilmiş organizmaların ciddi tehlikeleri olduğu pek çok bilimsel araştırmayla kanıtlanmıştır.
Peki, nedir bu tehlikeler?
Kısırlık
Sakat doğumlar
Bağışıklık fonksiyonlarında azalma
Alerjik reaksiyonlar
American Academy of Environmental Medicine (AAEM) çevresel faktörlerin sağlık üstündeki etkilerini araştıran bir kuruluş. AAEM, 2009 yılında GDO’larla ilgili şöyle bir açıklama yaptı: “Hayvanlar üstünde yapılan çalışmalar, genetik olarak değiştirilmiş gıdaların kısırlıktan bağışıklık problemlerine, hızlı yaşlanmaya, insülin seviyesindeki düzensizliklere, sindirim sistemi sorunlarına kadar birçok ciddi sağlık riski taşıdığını gösteriyor.”(3)
GDO’lu ürünlerde bir başka tehlike daha var: Tarım ilaçlarına dayanıklı olarak tasarlandılar. Bunun sonucu olarak da aşırı tarım ilacı kullanımına maruz kaldılar. Sorun şu ki bizler tarım ilacına dayanıklı değiliz! Yani GDO’lu gıdaları yiyen insanlar, GDO’lu yemlerle beslenen hayvanlar, bu gıdalarla bol bol tarım ilacı alıyorlar.
Bu ne demek biliyor musunuz?
GDO’nun zararlarına tarım ilaçlarıyla ilişkilendirilen ölümcül kanserleri de ekleyebilirsiniz! Kimbilir daha neler çıkacak?
DOĞRU BİLİNEN 3 YANLIŞ DAHA
1.Yanlış: “Diyabet hastaları tatlandırıcı kullanmalı.”
Doğrusu: Şeker yesinler daha iyi! Tatlandırıcılar, aralarında kanserin de bulunduğu, pek çok ciddi sağlık sorununa neden olur. Tatlandırıcıların diyabet hastalarında diyabeti derinleştirdiği kanıtlanmıştır. Sakın tatlandırıcı kullanmayın!
2.Yanlış: “Ayçiçek yağı bitkisel yağdır, bu yüzden sağlıklıdır.”
Doğrusu: Tek bir sağlıklı bitkisel yağ vardır, o da soğuk sıkım sızma zeytinyağıdır. Ayçiçek yağı ve mısır özü gibi yağlar üretim aşamasında yüksek ısılara maruz kaldıkları için trans yağlar içerirler. Rafine edilmiş yağları tüketmeyin!
3.Yanlış: “Tereyağı damarları tıkar.”
Doğrusu: Damarları esas tıkayan şekerdir, trans yağlardır. Tereyağında, peynirde bulunan doymuş yağlar kalp sağlığı için elzemdir. Ama hâlâ hastalarına doymuş yağları azaltmayı öneren hekimler, diyetisyenler var. Tereyağı yemekten korkmayın!
“Sık yemek metabolizmayı hızlandırır”
Sık sık yemek yiyerek metabolizmanızın hızlandığına, daha fazla kalori yaktığınıza inandırıldınız. Ama bilim böyle bir beslenme modelinin kilo vermeye faydası olmadığını gösteriyor.(2) Tam aksine küçük öğünler şeklinde günde altı öğün yiyerek kilo vermez, aksine daha da kilo alırsınız.
Böyle bir beslenme modeli olsa olsa vücudun devamlı insülin salgılamasına neden olur. Bu da hem daha çok acıkmanıza neden olur, hem de yağ yakmanızı zorlaştırır.
Protein ve sağlıklı yağlar içeren iki ya da üç öğün, kendinizi saatler boyunca tok hissetmeniz için yeterlidir.
Üstelik vücudunuzun da sindirim gibi metabolik faaliyetlere mola vermeye ihtiyaç duyduğunu sakın unutmayın. Vücudunuza toksinlerden arınmak, kendini iyileştirmek için gerek duyduğu zamanı vermezseniz sağlığınızdan olursunuz.
1 “Impact of Egg Consumption on Cardiovascular Risk Factors in Individuals with Type 2 Diabetes and at Risk for Developing Diabetes: A Systematic Review of Randomized Nutritional Intervention Studies.” Richard C, Cristall L, Fleming E, Can J Diabetes. 2017 Aug;41(4):453-463.
2 “Increased meal frequency does not promote greater weight loss in subjects who were prescribed an 8 week energy restricted diet” Cameron JD, Cry MJ, Br J Nutr. 2010 Apr; 103 (8): 1098-101
3 https://www.aaemonline.org/gmo-pressrelease.php