Maskenizi takmayı sakın unutmayın, ama en etkili maskenin güçlü bir bağışıklık olduğunu da aklınızdan çıkarmayın. Aşağıda sizi tüm salgınlara, hastalıklara karşı koruma altına alacak 10 maddelik bir kılavuz yer alıyor.
Dört aydan fazla bir süredir koronavirüs hakkında yazıyor, yazılarımın hemen tamamında salgından korunmanın en önemli koşulunun güçlü bir bağışıklık olduğuna, dolayısıyla da beslenmenin, doğru yaşam seçimlerinin önemine vurgu yapıyorum. Bu yazılarda yer alan önemli notları derleyerek bir kılavuz haline getirmenin, zamana yayılmış sağlık önerilerini bir araya toplamanın faydalı olacağını düşündüm.
KİM YAŞLI, KİM GENÇ?
Öncelikle, 40’lı, 50’li yaşlarında olup da “Genç sayılırım, hastalığı kapsam da iyileşirim” diyerek kendilerini güvende hissedenlere birkaç sözüm var...
Kötü besleniyor, hareketsiz bir yaşam sürüyorsanız, yediğine içtiğine dikkat eden, doğal beslenen, her fırsatta yürüyüşe çıkan 60 küsur yaşındaki birinden çok daha fazla risk altında olduğunuzu söyleyebilirim. Böyle kötü seçimler yaparak, sadece yaşınıza güvenerek COVID-19’dan muaf olduğunuzu düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz! Virüs, bağışıklık sistemini güçlü tutan bir “yaşlıya” dokunmadan geçerken, sizi kolayca alaşağı edebilir.
Ama aşağıdaki maddeleri hayatınıza uyarlayarak sağlık karnenizi düzeltebilir, hücresel yaşınızı geri çevirebilirsiniz. Salgın günlerinden güçlü bir bağışıklık sistemiyle çıkmaya var mısınız?
1. ÖNCE TOKSİK YÜKTEN KURTUL:
İçi şekerle, zehirle, katkı maddeleriyle dolu yiyeceklerden vazgeçin. Sofranızdan işlenmiş yiyecekleri kaldırın ki bağışıklık sisteminiz onu maruz bıraktığınız kimyasallarla uğraşmak yerine, tüm gücünü koronavirüs gibi patojenlere karşı seferber etsin.
2. DOĞANIN İLAÇLARINDAN YARARLAN:
Zencefil, zerdeçal, zeytin yaprağı, meyan kökü ve yeşil çayın anti-viral etkisi vardır. Binlerce yıldır hastalıkları yenmede, enfeksiyonlarla savaşmada kullanılan, etkileri bilim tarafından da onaylanmış bu şifalı bitkiler, COVID-19’a karşı da savunma hattınızı güçlendiriyor. Soğan, sarımsak, lahana, ıspanak, rezene, kekik ve zeytinin içindeki bazı özel bileşenlerin de koruyucu etkisinin olduğunu unutmayın. (1)
3. İNSÜLİN DİRENCİNİ KIR, KAN ŞEKERİNİ DENGELE:
Fazla kilolu olanların, kan şekeri yüksek seyredenlerin viral enfeksiyonlara çok daha kolay yakalandığı uzun zamandır biliniyor. Bilimsel bulgular bu etkinin COVID-19 için de geçerli olduğunu gösteriyor. Neyse ki sadece doğru beslenerek insülin direncini kırmak, obeziteyi ve Tip 2 diyabeti yenmek mümkün: Tüm işlenmiş yiyeceklerden uzak durun; karbonhidratı, ekmeği ve tüm buğday ürünlerini kesin; diyetinizin ana hatlarını sağlıklı yağlar, kaliteli protein kaynakları, probiyotik zengini besinler ve mevsim sebzeleri oluştursun.
4. KOLAJEN ZENGİNİ BESİNLERİ SOFRANDAN EKSİK ETME:
Paça ve işkembe çorbasıyla, kemik suyuyla pişirdiğiniz yemeklerle vücudunuza aldığınız kolajen bağırsak bütünlüğünü korur. Böylece patojenler, toksik maddeler bağırsak duvarından elini kolunu sallayarak kan dolaşımına sızamaz. Bağırsak geçirgenliğinin bozulması kronik enflamasyon anlamına gelir. Kronik enflamasyonun bağışıklık sistemini felç ettiğini söylemeye gerek var mı? Modern buğdaydaki glütenin bağırsak duvarına yapışıp adeta bir eleğe çevirdiğini, kronik enflamasyonun baş nedeni olduğunu hatırlatmanın tam zamanı. Yani kolajenin onardığını glüten mahvediyor. Tüm buğday ürünlerinden uzak durun!
5. GÜNEŞİN ŞİFALI GÜCÜNDEN FAYDALAN:
D vitamininin bağışıklık sistemini aktive ettiğini, viral enfeksiyonlardan korunmada önemli bir rol oynadığını zaten biliyorduk. Yeni yayınlar sayesinde aynı etkinin COVID-19’da da geçerli olduğunu öğrendik. Bu vitamini üretmek için D vitamini zengini beslenmek ve öğlen saatlerinden 10-15 dakika güneşlenerek sistemdeki D vitaminini aktive etmek gerekiyor.
6. ÜÇ ÖNEMLİ MİNERALİ UNUTMA:
Magnezyum, çinko ve nitrat içeren besinler tüketerek bağışıklık dopingi yap...
Magnezyum: Eksikliğinde insülin hormonu şeker molekülünü hücreye sokamaz. Bu da insülin direnci, kilo problemi ve Tip 2 diyabet anlamına geliyor. Korona için ciddi bir risk faktörü olan yüksek tansiyon probleminin arkasında genelde magnezyum eksikliği vardır. Diyetinizde mutlaka ıspanak, Brüksel lahanası, avokado, kabak çekirdeği, ay çekirdeği ve yağlı balıklar gibi zengin magnezyum kaynaklarına yer verin.
Çinko: Ciğer ve kırmızı ette bol miktarda bulunan çinko olmadan bağışıklık sisteminiz etkin bir şekilde çalışamaz. Bu önemli mineralin eksikliğinden muzdaripseniz sık sık gribe, soğuk algınlığına yakalanırsınız.
Nitrat: Nitrik oksit çok önemli bir moleküldür. Vücut tarafından üretilen bu bileşen virüslerin çoğalma hızını baskılar. Nitrik oksit üretimini tetiklemenin yolu nitrat zengini besinler tüketmekten geçiyor. Vücut, marul, tere, frenk maydanozu, pancar, ıspanak ve kerevizde bulunan nitratı alır ve nitrik okside çevirir.
7. KOLESTEROLÜ DÜŞMAN DEĞİL DOST BELLE:
Tereyağı, kırmızı et, ciğer ve yumurta tüketiminizi kolesterol içerikleri yüzünden kısıtlıyorsanız, bu yanlıştan hemen vazgeçin! Vücudunuzda yeterli miktarda kolesterol yoksa bağışıklık sisteminiz etkin bir şekilde çalışamaz.
8. PROBİYOTİKLERİ ARTIR:
Düzenli olarak ev yoğurdu, ev sirkesi, ev turşusu yediğinizde bağışıklık sisteminiz de güçlü olur. Bugün artık bağırsaklardaki dost bakteriler olmadan bağışıklık sisteminin aktive olmadığını biliyoruz.
9. UYKUSUZ KALMA:
Uykusuzluk kadar bağışıklık sistemini çökerten bir şey daha yoktur! Uykunuzu aldığınızda, bağışıklık sisteminin ilk savunma hattı olan T hücrelerinin hücum gücü de artar.
10. HAREKET ET:
Egzersiz, vücuttaki kronik enflamasyonu önlemenin insülin direncini kırmanın, Tip 2 diyabeti geri çevirmenin en etkili yoludur. Bağışıklık sistemini güçlendirir, istilacı bakteri ve virüslere karşı direncinizi artırır. Virüslerin çoğalmasını önleyen nitrik oksit üretimini artırmanın bir yolunun da egzersiz yapmak olduğunu biliyor muydunuz?
1 “Potential Inhibitor of COVID-19 Main Protease (Mpro) From Several Medicinal Plant Compounds by Molecular Docking Study” S. Suhartati, Medicine & pharmacology, 13 March 2020