En sık karşılaştığım sorulardan biri ne biliyor musunuz? “İlaca karşısınız. Peki, hiç mi ilaç kullanmayacağız?” Bu konuya mutlaka açıklık getirmek gerekiyor.
Karşı olduğum elbette yan etkileri faydalarını kat be kat aşan ilaçlar ve bunların gereksiz kullanılması. Özellikle de kronik hastalıklarda reçete edilen ve hayat boyu kullanılan, fakat kronik hastalıkları hiçbir şekilde iyileştirmeyen ilaçlara karşıyım. Bu ilaçlar hem hastalığı tedavi etmez hem de son derece ciddi yan etkileri vardır. Neden kronik hastalıklarda ilk önce hastalarımızın beslenmelerini düzenleyip yaşam tarzlarını değiştirmiyoruz da, hemen ilaç başlamak zorunda hissediyoruz kendimizi?
İlacın gerçekten gerekli olduğu zamanlar tabii ki vardır. Mesela kan şekeri değerleri çok yüksek bir hasta geldiğinde ben de ilaç veriyorum. Çünkü bu acil bir durumdur ve kan şekerinin hemen aşağı çekilmesi gerekir. Aksi halde hasta şeker komasına girebilir. Gereken durumda ilaç kullanacaksınız. Peki ya gerekmeyen durumlar?
Yine şeker hastalığı örneğinden ilerleyelim: Yeni teşhis konulmuş Tip 2 Diyabet hastalarının beslenmesini düzenlerseniz, yani hayatlarından karbonhidratları ve tahılları çıkarırsanız, hastaların neredeyse tamamı tam şifa ile iyileşir ve diyabet ilaçları kullanmasına gerek kalmaz. Peki bugün kendisine “modern tıp” ismini yakıştıran tıp ekolü ne yapıyor? Teşhis konulan her diyabet hastasına bol bol karbonhidrat ve tam tahıl ekmeği veriyor, yanında da ömür boyu kullanması gerektiğini söylediği ilaçları reçete ediyor. Verilen bu tahıl ve karbonhidrat dolu beslenme programlarıyla hiçbir diyabet hastası iyileşmez ve ömür boyu ilaç kullanmaya mahkum olur.
Peki hedefimiz nedir? Hastalıkların tedavi edilmesi mi, hastaların ilaç kullanması mı? Ben şahsen, hastalıkları tedavi etmeyi tercih ediyorum.
Süper bakteriler
Çok fazla ve sıklıkla gereksiz yere reçete edilen antibiyotikler tüm dünyada ciddi bir tehdit, fakat maalesef kişi başı antibiyotik kullanımında ülkemiz şampiyonluğu kimseye bırakmıyor. O kadar çok antibiyotik kullanılıyor ki, bakteriler bunlara karşı direnç geliştirerek yenilmez, tedavi edilemez bir hale geliyorlar. Peki, hiç mi antibiyotik kullanmayacağız? Tabii ki kullanacağız. Ama sadece ve sadece gerçekten gerektiğinde. Bazı enfeksiyonlar, bazı hastalıklarda antibiyotik kullanmazsak hastayı kaybedebiliriz. Ama gereksiz yere hastalara antibiyotik yüklemesi yapmanın çok ciddi sonuçları olduğunu da unutmamak gerekir. Bugün piyasada bulunan pek çok antibiyotiğin ani kalp ölümlerine yol açtığını unutmayın.
Perde arkası
Ama bu mantıklı ve sağduyulu ilaç kullanımı ilaç endüstrisinin işine gelmez. Milyar dolarların döndüğü bir endüstri bu kadar çok ilaç reçete edilmese nasıl ayakta duracak? Dilerseniz sektörün perde arkasına bir bakalım… 2015 yılında British Medical Journal’da yayınlanan bir çalışma(1) ilaç firmalarının bilimsel yayın ‘pazarını’ nasıl yönlendirdiğini gözler önüne seriyor. Çalışmayı yürütenler, diyabet ilaçlarının etkinliği üstüne yirmi yıllık (1993-2013) bir zaman dilimi içinde yayınlanmış tam 3 bin 792 araştırmayı incelemişler. Bu çalışmalarda çıkar ilişkisi olup olmadığına bakmışlar. Sonuç çarpıcı: Diyabet ilaçlarının etkinliğini araştıran bilimsel çalışmaların yüzde 94’ünü diyabet ilaçları üreten firmalar finanse etmiş! Bir ilaç firması tarafından finanse edilen bir çalışmanın tarafsız olması mümkün mü?
İlaç endüstrisinin yakın tarihine bir göz attığımızda ise pek çok skandalla karşılaşıyoruz. İşte bunlardan bazıları…
1980 yılında piyasaya sürülen ve romatizma ağrıları için geliştirilmiş bir ilaç, ölümlere yol açtığının anlaşılması üzerine piyasadan kaldırıldı. Bu arada ilaç şirketinin Amerika dışında ilaçla ilişkilendirilen yüzlerce ölüm vakasını gizlediği düşünülüyor.(2)
Bir kalp ilacı tehlikeli kalp aritmisine neden olduğu ve binlerce kişinin ölümüne yol açtığı için piyasadan kaldırıldı.
Bir kolesterol ilacının ciddi yan etkileri arasında hafıza kaybı ve bunama da var. Bu tür binlerce vaka rapor edilmesine rağmen bu ilaç ve muadilleri kolesterol tedavisinde hâlâ ‘altın standart’ olarak kabul ediliyor!
Bir diyabet ilacının kalp krizi riskini yüzde 43 artırdığı ortaya çıktı.(3)Esas skandal ise FDA’in ilaçla ilgili bu riski zaten senelerdir bilmesiydi.
2004 yılında özellikle romatizmal hastalıklarda kullanılan bir ağrı kesici piyasadan kaldırıldı. Sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde tahmini olarak 139.000 kişi bu ağrı kesici yüzünden kalp krizi geçirmiş ve bunların yaklaşık yüzde 40’ı hayatını kaybetmişti. Ele geçen dokümanlar ilaç şirketinin senelerdir bu ölümcül yan etkilerden haberdar olduğunu gösteriyordu.
Dünyada gelişen karaciğer yetmezliği vakalarının yüzde 90’ı kimyasal ilaçlara bağlıdır ve bunların da yüzde 70’i Parasetamol etken maddesine bağlı olarak gelişir. Hani şu, bebeklere bile reçetesiz verilen, en masum olduğu iddia edilen, market raflarında bulunan ateş düşürücü ağrı kesiciler var ya? İşte onlar karaciğer yetmezliğinden sorumlu.
Akılcı ilaç kullanımı için öneriler
Öncelikle sadece doğru beslenerek, hareketli bir yaşam sürerek pek çok hastalığın önüne geçebileceğinizi hatırlatmak istiyorum. Tabii ki ilaç kullanmanız, antibiyotik almanız gereken durumlar olabilir. Peki, olumsuz yan etkileri minimuma indirmek için nelere dikkat etmeniz gerekiyor.
1. Eğer bir ilaç almanız gerekiyorsa piyasaya yeni çıkan ilaçlar yerine uzun süredir piyasada olanları tercih edin.
2. En ‘basit’ ağrı kesicilerin bile, mide kanamasından karaciğer yetmezliğine kadar, pek çok tehlikeli yan etkileri vardır. Çok gerekmedikçe ağrı kesici kullanmayın. Dünyada en fazla ölüme sebep olan ilaç grubu ağrı kesicilerdir.
3. Tip 2 Diyabet, romatizma gibi kronik hastalıklarda yaşam boyu kullanılan ilaçlar verilir. Özellikle böyle durumlarda ilaçlara temkinli yaklaşın. Pek çok yan etkisi olan ilaçlar yerine doğru bir beslenme modelini benimseyerek şifa bulun.
4. Antibiyotik kullanmanız gerekiyorsa, hemen probiyotik takviyesi almaya başlayın. Böylece antibiyotiğin bağırsak floranıza verdiği zararı telafi etmiş olursunuz.
5. Doktorunuz reçete etmeden asla hiçbir ilacı kullanmayın!
1 “Productivity of authors in the field of diabetes: bibliographic analysis of trial publications” British Medical Journal, BMJ 2015; 351 doi: https://doi.org/10.1136/bmj.h2638 (Published 01 July 2015) Cite this as: BMJ 2015;351:h2638
2 Centers for Disease Control and Prevention, DES Update, www.cdc.gov/des (2003)
3 “Effect of Rosiglitazone on the Risk of Myocardial Infarction and Death from Cardiovascular Causes” Steven E. Nissen, Kathy Wolski, New England Journal of Medicine, 2007; 356:2457-2471, DOI: 10.1056/NEJMoa072761