Ramazan ayı toplumumuzun en özel zaman dilimlerinden biridir. Özellikle koranavirüs salgınının tüm dünyayı olduğu gibi bizim ülkemizi de etkisi altına aldığı bu döneme denk gelen bu ramazanda biz hekimlerin toplumumuza sağlık açısından öneriler getirme sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum.
Koronavirüsle mücadele edebilmek için güçlü bir bağışıklığa sahip olmalıyız. Güçlü bağışıklık dengeli ve düzenli beslenme gerektirir. Dört besin grubundan yeterli derecede beslenilmeli. Bunlar süt ve ürünleri, et grubu, sebze-meyve grubu ve tahıllardır. Bu gruplar içerisinde enfeksiyonla baş etme konusunda çok başarılı besinler var. Özellikle rengârenk çeşitli sebze ve meyveler çeşitli antioksidan ve lif içerikleri nedeniyle kıymetli.
Sahurda ağır yiyecekler tüketilmemesi, hızlı yenilmemesi, sıvı ihtiyacının birdenbire iftarda değil, sahura kadar olan süreçte yavaş yavaş karşılanması gerekmektedir.
Doktorla birlikte değerlendirilmeli
Yüksek tansiyon hastalarının ilaç kullanımı ve oruç tutmalarında bir sakınca olup olmadığı doktorlarıyla birlikte değerlendirilmelidir.
İlaçlarını düzenli kullanmasına rağmen kan basıncı yüksek olanların ve eşlik eden başka risk faktörleri taşıyanların oruç tutması mevsim itibarıyla sakıncalı olabilir.
Yüksek tansiyon hastalarının besinlerini iftardan sahura kadar 3-4 bölümde tüketmesi gerekir. Bir anda çok fazla miktarda sıvı tüketilmemeli, tuz kullanılmamalıdır.
Günümüzde birçok kalp ilacı günde tek doz veya iki dozda kullanılıyor. Bu nedenle oruç tutmayı düşünen hastaların mümkünse ramazan başlamadan doktorla görüşerek en uygun ilaç kullanım şeklini oluşturmaları gerekiyor.
Şeker hastaları az ama sık yemeli
Diyabet hastaları için bu dönemde oruç tutmak konusunda karar vermek, hastayı iyi tanıyan doktoru tarafından yapılmalıdır. Sağlık problemleri yaşamamaları için ilaçlarının programı iftar ve sahurda alınacak şekilde düzenlemelidir. Bu hastalar, iftar ile sahur arasında az ama sık yeme ilkesine dikkat etmeliler. Yiyecek seçiminde kan şekerini yükseltme potansiyeli yüksek basit karbonhidratlardan kaçınılmalı, bunun yerine proteinden zengin besinler, sebze-meyve çeşitlerinin bulunduğu kahvaltı tarzı beslenme tercih edilmeli.
Astım ve KOAH’lı hastalar danışmalı
Ramazan ayında astımlı ve KOAH’lı hastalar ilaçlarını kendi başlarına kesmek veya iftar ve sahur saatleri birbirine çok yakın olduğu günlerde ilaçlarını tek doza indirmek gibi doktoruna danışmadan bazı yanlışlar yapmaktadırlar. KOAH’lı ve astımlı hastalarda ilaç kullanımında tek doz ilacın saatini iftardan sonra, iki doz kullandıkları ilacın saatlerini ise oruçlarını açar açmaz ve sahur yemeğinde oruçlarını başlatmadan hemen önce kullanmaları şeklinde önerdiğimizde, tedavinin uygulanmasında problem olmamaktadır.
Ülseri olanlar ilaç kullanmalı
Özellikle gece uyandıran ve sırta yayılan karın ağrıları kendini yanma, kaynama, hazımsızlık, halsizlik şeklinde gösteriyor. Açlık, özellikle on iki parmak bağırsağı ülserinin seyrini olumsuz etkiliyor. Ramazan aylarında birçok kişide ülser ağrılarında artma ve şişkinlik gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Bu dönemde hastaların asit salgısını azaltıcı ilaçları kullanmaları ve yediklerine dikkat etmeleri gerekmektedir.
Böbrek hastaları suya dikkat!
Böbrek hastalarının sık sık su içmesi gerekir. İftar ile sahur arasında geçen sürede yeteri kadar sıvı alamazlarsa, ramazan sonrasında ciddi yetmezlik tablolarına sebep olabilirler. Bu nedenle oruç tutulduğunda mutlaka iftar ile sahur arasında 2-3 litre sıvı aralıklı olarak tüketilmelidir.
Oruç tutması riskli kalp hastaları
Son bir yıl içinde yeni kalp krizi geçirenler,
Kalp hastalığına bağlı kontrol altına alınamayan şikâyeti olanlar,
Çoklu ilaç kullanımında kalp yetmezliği olanlar,
Kontrolsüz hipertansiyon hastaları,
Kalp kapak protezi ya da artmış inme riski nedeniyle kan sulandırıcı ilaç kullananların oruç tutmaları sağlıklı değildir.
Neler yapmalıyız?
Sağlık durumunuzu gözden geçirin. Mevcut bir hastalığınız varsa, doktorunuza muayene olarak görüşlerini alın. Hastaların ilaçlarını aynı düzende kullanmaya özen göstererek, oruç tutmaları iyi olur. Bunun için birkaç öneri:
Kontrol altında tansiyon hastalığınız varsa, tansiyon ilacınızı sahurda mutlaka alın.
Şeker hastasıysanız, hap kullanıyorsanız ve rahatsızlığınız kontrol altındaysa (açlık kan şekeriniz 80-120 arasında ise) ilaçlarınızı sahurda ve iftarda içebilirsiniz.
Tiroit hastasıysanız, sahura yarım saat önce kalkıp, ilacınızı içtikten yarım saat sonra yemeğinizi yiyerek, orucunuzu tutabilirsiniz.
Kolesterol yüksekliği olan bir hastaysanız, ilacınızı iftardan sonra alabilirsiniz.
Kansızlık hastalığınız varsa, ilacınızı gece yatmadan önce alabilirsiniz.
Astım ve KOAH hastaları ilaçlarını iftar ve sahurda kullanabilirler.
Yazımı hayırlı ramazanlar dileğiyle bitiriyorum...