Dr. Jan Klod Kayuka

Dr. Jan Klod Kayuka

jan.klod@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Koronavirüs sürecinin başlangıcından itibaren pek çok insanın virüse yakalanma endişesiyle sağlık sorunlarını ertelediği gözlemleniyor. Evde kalarak virüsten korunma düşüncesiyle tedavisi geciktirilen bu problemler arasında, meme kanseri gibi hayati tehlikeye neden olan hastalıklar da bulunuyor. Yeni tip koronavirüs Kovid-19’un dünya genelinde pandemi ilan edilmesiyle birlikte ülkemizde de sağlık alanında acil olmayan birçok tedavi ve ameliyat ertelendi. Rutin tarama programları bu dönemde geçici olarak durduruldu. Hastaneye gelmesi zorunlu olmayan hastaların sağlık ihtiyaçları için de e-doktor uygulamaları daha fazla kullanılmaya başlandı. Bu tablo içerisinde memede kitle şüphesi yaşayan birçok hasta virüs endişesiyle doktora başvurmayı erteledi.

Haberin Devamı

KORONALI GÜNLERDE MEME KANSERİ

Geç kalınmamalı

Ancak unutulmamalıdır ki meme kanseri, tedavisi geciktirilecek bir hastalık değildir ve zamanla yarış hayat kalitesi ile süresi açısından çok önemlidir.

Son dönemlerde doktora başvurarak meme kanseri tanısı olan hastalar arasında lokal ileri evre ve metastatik meme kanserli hasta sayısının önceki yıllara göre daha fazla oranda olduğu gözlemlenmektedir. Meme kanseri meme dokusu hücrelerinden gelişen kanserlerdir. Meme kanseri kadınlar arasında en sık karşılaşılan kanser türüdür. Sıklığı sürekli artış göstermektedir. Türkiye’de kadınlarda görülen tüm kanser vakalarının yaklaşık dörtte birini oluşturan meme kanseridir.

Riskler neler?

35 yaş altı dönemde son derece seyrek olarak karşılaşılan meme kanserine yakalanma riskinin yaşla birlikte arttığı bilinmektedir. Çoğu meme kanseri 50 yaşın üstünde ortaya çıkmaktadır.

Araştırmalar aşağıdaki durumlarda meme kanseri riskinin yükseldiğini ortaya koymaktadır:

1- Daha önce meme kanseri gelişmiş kişiler. Bu kişilerde yeniden kansere yakalanma riski yükselmektedir.

2- Aile öyküsü. Anne, kız ya da kız kardeşte özellikle de genç yaşta meme kanseri öyküsü olan kişilerde meme kanserine yakalanma riski artmaktadır.

3- Genetik. BRCA1 ve BRCA2 gibi meme kanseriyle ilişkili olduğu gösterilmiş bazı genlerdeki değişikliklerin kanser oluşumuna yol açtığı bilinmektedir. Bazı durumlarda ilgili genleri inceleyen genetik testlerden tarama amacıyla yararlanılabilmektedir.

Haberin Devamı

4- Östrojen. Bilimsel kanıtlar, bir kadının östrojene maruz kalma süresi uzadıkça meme kanserine yakalanma olasılığının da arttığını göstermektedir. Bu östrojen vücut kaynaklı olabileceği gibi, dışarıdan da veriliyor olabilir. Erken dönemde âdet görmeye başlayan (12 yaşından önce) ya da 55 yaşından daha sonra âdetten kesilen kadınlarda, hiç çocuk sahibi olmayan kadınlarda, uzun süreli “hormon replasman tedavisi” alan kadınlarda meme kanseri riskinin arttığı bilinmektedir. Bütün bu durumlar, östrojene maruz kalmanın arttığı durumlardır.

5- Geç çocuk sahibi olma. İlk doğumunu 30 yaşının üzerinde yapan kadınlarda meme kanserine yakalanma riski yükselmektedir.

6- Meme dokusu yoğunluğu. Meme dokusunda daha fazla miktarda lobül ve kanal bulunması, mamografilerde meme dokusunun daha yoğun görünmesine yol açmaktadır. Meme kanserinin yağ dokusunda değil, lobül ya da kanal yapısında ortaya çıkması nedeniyle, bu yoğun görüntü veren memelerde kanser riskinin arttığı öne sürülmektedir. Ayrıca yoğun görüntü veren memelerde, kanserli oluşumların saptanmasının güçleşmesi de bu tür durumlarda özellikle dikkatli olunmasını gerektirmektedir.

Haberin Devamı

Erken teşhis de, kendi kendini muayene yöntemi oldukça önemlidir. Bunların yanında, meme kanserinin en yaygın olarak karşılaşıldığı yaş dönemlerinde, belirli aralıklarla muhakkak doktor kontrolleri ve görüntüleme yöntemlerinden faydalanılmalıdır.

Yaş grubu yöntem uygulama yaygınlığı

20-39: Kendi kendine meme muayenesi her ay.

Klinik muayene 3 senede bir.

40-49: Kendi kendine meme muayenesi her ay.

Klinik muayene her sene.

Mamografi 12 senede bir.

50 yaş ve üzeri kendi kendine meme muayenesi her ay.

Klinik muayene her sene.

Mamografi her sene.

Meme ultrasonografisi tamamlayıcı tetkik veya erken yaşlarda radyasyon yönünden avantaj sağladığı için kullanılabilir.

Muayene zamanı

Meme muayenesinin yapılabileceği en ideal zaman âdet bitiminin hemen ilk günleridir. Bu günlerde memeler ödemini ve gerginliğini yitirir. Bundan dolayı, en kolay muayene dönemi oluşur.

Aşağıda sayılan belirtilerden en az biri dahi mevcut ise kişi vakit kaybetmeden bir doktora görünmelidir:

Memede ya da koltuk altında ele gelen kitle, sertlik veya şişlik

Meme başından akıntı; kanlı ya da şeffaf renkli

Meme başında içe doğru çekilme, çökme ya da şekil bozukluğu

Meme başı derisinde değişiklikler; soyulma, kabuklanma gibi

Meme cildinde yara ya da kızarıklık

Meme cildinde ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler

Memede büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri ya da renginde değişiklik (kızarıklık, vs.)

Tedavi

Meme kanseri tedavisi, alanında uzmanlaşmış bir ekip tarafından yapılmalıdır. Bu ekibin temel üyeleri meme hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir cerrah, tıbbi onkolog ve radyasyon onkoloğudur.