Hepatit C, aynı adla anılan virüse bağlı gelişen bir hastalıktır. Uzun vadede karaciğer sirozu ve hasara yol açar. Virüs 1989 yılında keşfedilmiştir. Bilinmediği dönemlerde, hepatit A ve B’ye benzerliği nedeniyle, ‘A ve B’ye bağlı olmayan’ olarak anılırdı. C tipi, hastalığın geç evrelerine kadar sessiz kalır ve başlangıç döneminde yakalamak çok zordur. Genelde belirti vermez ya da yorgunluk, halsizlik ve hazımsızlık gibi birçok rahatsızlıkta görülebilecek şikâyetlerle karışır.
Hepatit C, insandan insana kan yoluyla bulaşır. Kan ve kan ürünü verilenler, uyuşturucu kullananlarda daha sık görülür. Ülkemizde uyuşturucu kullanımı yaygın olmadığından, kan bankaları bağış olarak aldıkları kanlarda hepatit C araştırması yaptıklarından ve tek kullanımlık iğneyle tıbbi malzeme tercih edildiğinden bulaşma riski azalmıştır. Hastalığın cinsel temasla bulaşıp bulaşmadığı tartışmalı bir konudur. Çok eşliliğin hepatit C riskini artırdığı kabul edilmektedir. Ev içinde, işte ve diğer sosyal temaslarla bulaşmaz. Türkiye’de hastalığın görülme sıklığı yüzde 0.3’tür. Yani bin kişiden üç kişide ortaya çıkar.
Tanı nasıl konur?
Kronik HCV, akut enfeksiyondan altı ay sonra temizlenmeyen enfeksiyon demektir. Hastalarının çoğunda hiçbir belirti bulunmaz ama karaciğerinde hasar gelişmiş olabilir. Hastalık rutin olarak yapılan karaciğer testleri sayesinde fark edilir.
Teşhisinde, kanda HCV’ye karşı oluşmuş antikoru saptayan bir tarama testi (Anti-HCV) istenir. Sonuç pozitif çıkarsa, ikinci bir testle doğrulama yapılır. Anti-HCV testinin pozitif çıkması kişinin HCV ile karşılaştığını gösterir, ancak enfeksiyonun devam edip etmediğini göstermez.
Sarılıklı akut hepatiti tanımak zor değildir. Akut devrede anti-HCV antikorlarının saptanabilir düzeye gelmeleri 4-6 haftayı alır ve tanı için HCV-RNA’nın araştırılması gerekir. Akut devresinde yakalanan hastalığın tedavisinin etkinliği, yüzde 80’in üzerindedir.
Tedavi şansı yüksek
Erken yakalandığında hepatit C’nin tedavi şansı yüksektir. Bu hastalar genelde başka şikâyetlerle incelendiklerinde veya kan bağışında bulundukları sırada saptanır. Sorunun gidişini izlemek için birtakım testler, gerekirse karaciğer biyopsileri yapılır. Alınacak önlemler ve tedaviler bu bulgulara göre planlanır.
HCV tipine bağlı olarak mevcut tedavi 24-48 hafta boyunca kombinasyon olarak uygulanır. Tedavi görenlerin yüzde 50-60’ında sonuçlarda düzelme görülür. Tedavinin yan etkileri yaygındır, kişilerin yarısında grip benzeri semptomlar ortaya çıkar ve üçte biri duygusal sorunlar yaşar. İlk altı ay içinde yapılan tedavi, Hepatit C’nin kronik hale gelmesinden sonra uygulanana göre daha etkilidir. Kronik hepatit C (KHC) hastalarında tedaviye karar verebilmek için genel kural, histolojik ve virolojik olarak kronik infeksiyon tanısının konulmasıylai serum ALT düzeyinde artışın gösterilmesidir.
Karaciğer biyopsisi
KHC hastalarında tedavi öncesinde karaciğer biyopsisinin yapılması tartışmalıdır. Ancak tedavi planlanan hastalarda biyopsinin çeşitli avantajları bulunur.
Karaciğer histolojisi, hastalığın dönemini ve prognozu belirlemek açısından faydalıdır. Sirozlu hastalar hepatoselüler karsinom (HCC) açısından periyodik olarak izlenmeli ve varis için de endoskopik değerlendirme yapılmalıdır.
Hastalıktan nasıl korunmak gerekir?
Hepatit C’nin henüz etkili bir aşısı yok. Aşı olmadığı için, tek korunma önlemi, hijyenik koşullara uygun davranılmasıdır:
Enfeksiyonlu kişilerin kanlarının temas ettiği jilet, ustura, makas, diş fırçası ve temizlik kâğıtları için önlem alınmalıdır.
Sıçramış kanlar çamaşır suyuyla temizlenmelidir.
Cinsel yolla geçişi çok nadir olmasına karşın, güvenli seks yapılmalıdır.
Hastalar gittikleri herhangi bir hekime HCV’li olduklarını bildirmelidir.
Akut hepatit C belirtileri
Hepatit C hastalarının yaklaşık yüzde 70-80’inde hiçbir belirti olmaz. Bazı hastalarda ise aşağıdakiler görülebilir:
Ateş
Halsizlik
İştahsızlık
Bulantı-kusma
Karın ağrısı
İdrar renginde koyulaşma
Sarılık (göz ve ciltte sararma)
Eklem ağrısı
Bulaşana ne oluyor?
Hepatit C, nispeten yeni bir hastalıktır ve gidişatı hakkında bilgiler çok kesin değildir. Ancak yıllar içinde virüsün karaciğerde yarattığı olaylara bağlı olarak bir tür yapısal değişiklikler meydana gelir. Biz, buna siroz diyoruz. Fakat bunun için ne kadar süre geçmesi konusu çok değişkendir. Bazılarında beş sene, bazılarındaysa 40-50 yıl sürebilir.
Siroz gelişse bile, hastaların bir kısmı normale yakın bir hayat sürebilirken, diğerlerinde karında su toplanması, şuur bulanıklıkları, ciddi sindirim sistemi kanamaları, ağır karaciğer yetersizliği veya karaciğer kanseri gelişimiyle karşılaşmak mümkündür.