Akciğer kanseri, yapısal olarak normal akciğer dokusundan olan hücrelerin ihtiyaç ve kontrol dışı çoğalarak akciğer içinde bir kitle (tümör) oluşturmasıdır. Burada oluşan kitle öncelikle bulunduğu ortamda büyür, daha ileriki aşamalarda ise çevre dokulara veya dolaşım yoluyla uzak oranlara yayılarak (karaciğer, kemik, beyin, vb. gibi) hasara yol açarlar. Bu yayılmaya metastaz adı verilir.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri
Tüm akciğer kanserlerinin %75’ini oluşturur. Yassı epitel hücreli, büyük hücreli ve adeno kanser olarak üç gruptan oluşur.
Küçük hücreli akciğer kanseri
Daha nadir görülen bu tür oldukça hızlı seyirlidir ve tanı konduğu zaman çoğunlukla vücudun başka bölümlerine yayılmış olarak karşımıza çıkar.
Risk faktörleri nelerdir?
Sigara: Akciğerde kanserin oluşumu tek bir sebebe bağlanmaz. Çeşitli faktörler akciğer kanser oluşumunda rol oynayabilir. Araştırmalar, akciğer kanserlerinin yaklaşık %87’sinin sigara kullanımı ve tütün dumanındaki kanserojenlerin solunmasıyla ilgili olduğunu göstermektedir.
Genetik yatkınlık: Kanser, aile üyelerinden kalıtsal olarak geçen genetik yatkınlıktan da kaynaklanabilir.
Hava kirliliği: Yapılan araştırmalar hava kirliliğinin de akciğer kanseriyle bağlantısının bulunduğu ihtimali ortaya çıkmıştır. Ancak hava kirliliğinin ne oranda kanser yaptığı tam olarak tespit edilememiştir.
Akciğer hastalıkları: Verem gibi bazı akciğer hastalıklarının kanser olma riskini artırdığı bilinmektedir.
Erken tanı mümkün müdür?
Akciğer kanserinin ileri evrelere gelmeden erken teşhis edilmesi için şimdiye kadar düz akciğer filmleri balgamda tümör hücrelerinin aranması (sitoloji) ve yüksek riskli insanlarda bronkoskopi denilen ucu ışıklı bir boruyla solunum yollarının incelenmesi gibi yöntemlerin kullanıldığı birçok çalışma yapılmıştır. Bunların hiçbiriyle akciğer kanserine bağlı ölümlerin azaltılamadığı görülmüştür. Son yıllarda düşük doz akciğer bilgisayarlı tomografisiyle yapılan taramaların artmasıyla erken teşhiste ciddi derecede ilerlemeler sağlanmıştır.
Belirtileri nelerdir?
Hastalık oldukça ileri aşamalara gelene kadar önemli şikâyete yol açmayabilir. Bu sinsi karakter, akciğer kanserini bu kadar tehlikeli yapan en önemli faktördür. Eğer sigara kullanan ve buna bağlı kronik bronşiti olan biriyseniz, mevsimsel öksürük ve balgam şikâyetlerinin süreklilik kazanması, balgamda kan görülmesi, giderek artan nefes darlığı, özellikle sırtta kürek kemiklerinin arasına veya omuzlara yayılan batıcı nitelikte göğüs ağrısı kanser için şüphe uyandırması gereken şikâyetlerdir.
Hastalık aşamaları nelerdir? (Evreleme)
Evre1: Hastalık sadece akciğerin küçük bir bölümündedir.
Evre2: Hastalık en yakın lenf bezlerine veya sadece göğüs duvarına atlamıştır.
Evre 3: Her iki akciğer arasında, kalbin de yer aldığı boşluğa (mediasten) veya buradaki lenf bezlerine yayılmıştır.
Evre 4: Beyin, karaciğer, kemik, böbrek üstü bezi gibi uzak organlara yayılmıştır.
Nasıl tedavi edilir?
Akciğer kanserlerinde tedavi kanserin tipine, evresine ve hastanın genel durumuna bağlı olarak cerrahi olarak alınması, kemoterapi ve radyoterapi seçeneklerini kapsar.
Küçük hücreli dışı akciğer kanseri tedavisi
Hastalığın erken evrelerinde (evre I ve II, bazı evre III hastalar) ameliyatla tümörlü doku, etraftan bir miktar sağlam doku çıkarılarak, bazen tüm bir akciğer lobu alınarak temizlenebilir. Genel olarak ameliyatla tamamen çıkarıldığı ve çevrede hiç hastalık kalmadığı durumlarda başka tedaviye gerek yoktur. Ameliyat sonrası hekiminiz sizi düzenli aralıklarla kontrole çağıracaktır. Nadiren ameliyat sonrasında bazı hastalara ışın tedavisi (radyoterapi) tavsiye edilebilir.
Ameliyatla çıkarılması mümkün olmayan evre III akciğer kanserinin esas tedavisi ışın tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisidir (kemoterapi).
Küçük hücreli akciğer kanserinin tedavisi
Bu kanser türünün tedavisine hastalığın sınırlı veya yaygın oluşuna göre karar verilir. Sınırlı hastalıkta kemoterapi ve radyoterapi ardışık veya eş zamanlı olarak uygulanır. Hastalığın beyine yayılma olasılığı yüksek olduğundan ayrıca beyine koruyucu amaçlı radyoterapi yapılır. Nadiren çok küçük çaplı tümörlerde cerrahi uygulanabilir. Yaygın hastalığın tedavisi ise kemoterapidir. Kemoterapiye çok duyarlı bir tümör olmasına rağmen tekrarlama riski çok yüksektir. Kemoterapi sonrası tekrarlamalarda hastanın şikâyetlerine veya hastalığın yayılım bölgelerine göre radyoterapi uygulanabilir.