Soğuk kış günlerinde kar yağışıyla beraber ortaya çıkan nefis kar manzaraları bizi kendine doğru çeker. Hiç de yaşa başa bakmadan kartopu oynayıp kardan adam yapmak isteyebiliriz. Bunların tersine evimizin önünde ya da arabamızın üzerinde biriken karları temizlemek zorunda kalabiliriz. Hiçbirini yapmasak da kar üzerinde yürümek zorunda kalabiliriz. Bu yürüyüş normal şartlarda yapılan yürüyüşe göre daha da zorlayıcı olacaktır. Tüm bu aktiviteler soğuk havada yapıldığı için diğer zamanlara kıyasla kalbi çok daha fazla yorabilir.
Bir dostumuz, eşimiz, akrabamız endişe içindeyse onu rahatlatmak için “Sen içini ferah tut” deriz. Olaylara karşı soğukkanlı davranmak da kalbi olumsuz etkileyecek tepkilerden korumaya yardım eder. Buradaki serinlik, kalbi koruyan türde ve mecazi anlamdadır. Oysa kalbimiz soğukta kalmayı pek sevmez.
- Soğukta damarlar büzülür
Soğuk havanın etkisi ile vücuttaki damarlarda tıpta vasokonstrüksiyon dediğimiz büzülme ve daralma ortaya çıkar. Bu tepki, vücudun ısısını sabit tutmaya çalışması ve hayati işlevleri olan iç organları korumaya çalışması sebebiyle gerçekleşir. Soğuk havaya maruz kalan elimizin, ayağımızın yüzümüzün buz kesmesi, renginin solması bu yüzdendir. Özellikle cilde yakın olan damarlar çok yakın etkilenir. Ortaya çıkan bu damar daralması neticesinde kan basıncı ile beraber kalp atım sayısı da yükselir. Kalp bu yüksek basınca karşı daha büyük güç harcayarak çalışır. Bu olay kalbi de daha fazla yorar.
- Yüksek tansiyon hastaları dikkat etmeli
Etraftaki damarların soğuktan büzülmesiyle oluşan dirence karşı kalbin kanı pompalamaya çalışması onu zorladığı gibi tansiyonun da yükselmesine sebep olur. Bu nedenle yüksek tansiyon hastalarının soğuk havalarda tansiyon takiplerine dikkat etmesi ve ilaçlarını düzenli kullanması gerekir.
- Kalp damarlarındaki darlık belirtileri soğukta daha da belirgin olarak ortaya çıkar
Soğuk havada kalbin iş yükü artar. Böylece kalp kasının oksijen ihtiyacı da artacaktır. Kalp kasının iyi kanlanamaması sebebiyle angına pectoris dediğimiz göğüs ağrısı ortaya çıkabilir. Kalp hastalığında rüzgara karşı veya soğuk havada yüründüğünde göğüste ağrı olması bu sebeptendir. Hatta bu şikâyet, çoğu zaman başka hiçbir belirti vermeden bir kalp damar hastalığına ait ilk alarm olarak karşımıza çıkabilir.
- Pıhtı oluşumuna yatkınlık artar
Soğuk havanın bir başka etkisi de kanın pıhtılaşma özelliğini arttırmasıdır. Damarlardaki daralmayı takiben aynı zamanda dolaşım da yavaşlar. Yavaş akan kana bağlı olarak damar içinde oluşan pıhtılaşmalar, zaten çapları da daralmış damarlarda kolaylıkla tam tıkanmalara yol açar. Belçika’da soğuk havanın kalbe etkisini göstermek üzere 16 bin hastada yapılan bir çalışmada hava sıcaklığında 10°C’lik bir düşüşün kalp krizinde yüzde 7 oranında artışa sebep olduğu gösterilmiştir. Soğukta aynı zamanda kandaki pıhtılaşma faktörleri ve kanın pıhtılaşmasını sağlayan hücrelerinin (trombositlerin) sayısı da artar buna ek olarak kan plazma miktarı ve kan akışkanlığı da azalır. İşte tüm bu sebeplerden kalp damar hastalıklarının ana unsuru olan pıhtılaşmaya eğilim de artmaktadır. Bunun sonucunda felç, kalp krizi ve ani ölüm daha kolay ortaya çıkar.
- Kalp damar tıkanıklıkları ve kalp krizi riski artar
İş yükü artmış bir kalpte hele bir de pıhtı oluşumuna bağlı damar tıkanıklıkları oluşursa ani kalp krizleri ile karşılaşmak mümkündür. Tüm bu olaylar sonucunda, ciddi ve ölümcül kalp ritim bozukluklarına da ortam hazırlanmış olur.
- Korunmak için
Soğuk havada özellikle kalp rahatsızlığı olanlar, yüksek tansiyon hastaları, kalp damar hastalığı açısından risk taşıyan kişiler, yaşlı kimseler mecbur kalmadıkça dışarı çıkmamalıdır. Eğer çıkacaksa da kendisini soğuktan koruyacak şekilde iyi giyinmeli, soğuk havada efor sarf etmekten kaçınmalıdır. İlaçlarını vaktinde ve düzgün bir şekilde almalı, bol sıvı tüketmelidir. Soğuk havada vücudun bir tepkisi olarak tansiyon yükseleceğinden yüksek tansiyon hastalığı olan kimselerin kullandığı ilaçların dozunda değişiklik yapmak, biraz artırmak ya da başka ilaç eklemek gerekebilir. Beraberinde tedavi gerektiren çarpıntı ve aritmiler de olabilir. Bu nedenle aşırı soğuk hava başladığında bir kardiyolojik kontrolden geçmekte fayda vardır. Aynı şekilde bilinen kalp damar hastalığı olmayan kişiler de sigara, hipertansiyon, diabet, yüksek kolesterol, genetik yatkınlık gibi risk faktörlerine sahip ise kalp kontrolünü yaptırmak için mutlaka bir kardiyoloğa müracaat etmelidir. Soğuk hava söz konusu olduğunda bu tip bir kontrol daha da önem kazanır. Kardiyolojik muayenenin efor testi ile birlikte tamamlanması kalbe yük bindiğinde nasıl çalıştığını göstermesi açısından önemlidir. İstirahat halinde çekilen EKG’de gözükmeyen birçok değişiklik efor anında yani bantta gittikçe artan hızda yürürken ortaya çıkabilir. Tansiyondaki yükselişin derecesi ve hızı izlenir. Aritmi oluşup oluşmadığına bakılır.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024