En fazla ölüm sebebi olan kalp damar hastalıkları aslında önlenebilir hastalıklar grubuna girer. Öyleyse neden bu hastalık bu kadar sık görülüyor ve ölümlerin en fazla sebebi oluyor?
Kalp Sağlığı Haftası içinde olmamız vesilesiyle uzmanlık alanıma giren bu önemli konudan biraz bahsetmek istiyorum. Dünyadaki önde gelen ve özellikle kardiyoloji alanında iyi tanınan hastanelerde kalp damar hastalıklarını önleme merkezleri kurulmuştur. Bu merkezlerin kuruluş amacı adından da anlaşılacağı üzere kalp damar hastalıklarından korunmak ve eğer hastalık oluşmuş ise ilerlemesine engel olmak, iyileşmesini kolaylaştırmak ve böylece vereceği zararları en aza indirgemektir.
Kimler risk altında?
Kalp damar hastalığı çoğu zaman ben geliyorum diyen bir hastalıktır ve davet göndermeden de kolay kolay gelmez. Kimi zaman bilerek kimi zaman da bilmeyerek bu hastalığa davetiye çıkarırız. Genetik özellikler, yaş ve cinsiyet değiştirilemeyen özelliklerdir. Anne ya da babada erken yaşta kalp damar hastalığı başlamışsa, erkek cinsiyet varsa, yaş erkek için 45, kadın için 55 ve üzeriyse bu gerçekleri değiştiremeyiz. Ancak hal böyle olsa bile eğer kendimize iyi bakar, yeme içmemize dikkat edip kontrollerimizi zamanında yaptırırsak başımıza bir hadise gelmeden hayatımıza devam edebiliriz. Fakat iyi kolesterolümüz düşük, kötü kolesterolümüz yüksekse, kolesterol dengesini en çok bozan transyağları bolca tüketiyorsak, obezite, şeker hastalığı, yüksek tansiyon varsa ve tüm bunların tedavisiyle takibini ihmal ediyorsak, hareket etmeye üşeniyorsak, stresli bir hayatımız varsa hele bir de sigara kullanıyorsak işte kalp hastalığına reddedemeyeceği bir davetiyeyi sunuyoruz demektir. İşte “Sağlıklı yaşam ömrünüzü uzatır, iyi yaşlanmayı sağlar, konforlu yaşlılık için şarttır” sözleri bunun içindir. Genç yaşlarda bu pek anlaşılmaz hele bir de hızlı tempoda bir iş hayatı varsa insan bu değerleri unutabilir. Ama zamanla nasıl cildimiz buruşup, kırışıp sarkmaya başlıyorsa damarlarımız da öyle yaşlanır. Dikkat etmezsek bu süreç daha da hızlanır ama en önemlisi hayatımızı tehdit edecek bozukluklara da yol açar. İşte bizim için asıl önemli olan bu tehlikeyi önlemektir.
Stres yükünün yoğun olduğu koşuşturmalarla geçen iş hayatı, toplantılar, iş yemekleri, rekabet ortamı ve bilgisayar karşısında hareketsiz geçen zaman istemeyerek bile olsa kalp damar hastalığını çağırır.
Hastalığı önleme merkezleri
Dünyada sağlık alanındaki trend artık öncelikli olarak hastalıkları önlemek adına ilerliyor. Asıl amaç hastalık ortaya çıkmadan engellemek. Kalp damar hastalıkları da önlenebilir hastalıklardan olduğu için dünyada ve ülkemizde ölüm sebeplerinin başında yer alan bu sinsi hastalığa dur diyecek merkezlere ihtiyaç vardır.
Bu merkezler kişiye özel hareket etmeli, kalp damar hastalığı riskini, yaşam tarzı, yeme içme alışkanlığı, stres derecesi, genetik ve kişisel sağlık özelliklerine göre belirleyip takibe alarak, kalp damar hastalıklarına karşı kişiyi korumaya almalı, gerektiğinde ve zamanı geldiğinde de tedaviye yönlendirmelidir.
