Dr. Demet Erciyes

Dr. Demet Erciyes

demeterciyes@yahoo.com

Tüm Yazıları

Havadaki kurşun, kadmiyum, nikel, civa gibi ağır metaller ve asbest oranındaki artış vücutta toksik yani zehir etkisi göstererek çeşitli hastalıklara ve kanserlere yol açabilir

Aralık ayının üçüncü haftası, her sene hava kirliliğine dikkat çekmek üzere “Hava Kirliliği ile Savaş Haftası” olarak kutlanır. Hava kirliliği, sağlığımızı doğrudan etkilediği için “çevre kirliliği”nden söz ederken hava kirliliği ön planda olmalıdır.

Hava dendiğinde hepimizin aklına hemen oksijen gelir oysa soluduğumuz hava sadece oksijen içermez. Normal şartlarda havanın, yüzde 20.95’i oksijen, yüzde 78.09’u azot, yüzde 0.93’ü argon ve yüzde 0,04’ü karbondioksitdir. Ayrıca hava, deniz seviyesinde yüzde 1, genel atmosferde ise yüzde 0.4 oranda su buharı içerir. Bu gazlardaki denge tüm canlılar için önemlidir. Hayatımızı sürdürmek için vazgeçilmez olan güneşin zararlı etkilerinden korunmak, canlılığın devamının bir belirtisi olan fotosentezin gerçekleşmesi için belirli oranda bu gazlara ihtiyaç vardır.

Haberin Devamı

Hava kirliliğin sebepleri

Bu gazların oranını değiştirerek hava kirliliğine neden olanlar, ağırlıklı olarak tozlar, kimyasal gazlar (zehirli gazlar) ve biyolojik moleküllerdir. Volkanik faaliyetler esnasında meydana gelen gaz ve küçük partiküller atmosferde doğal yollarla oluşan hava kirliliğine örnektir. Volkanlar atmosfere önemli miktarda kükürt dioksit ve madde yaydıkları için radyasyon dengesini olumsuz yönde etkiler. Bununla beraber toz ve kum, rüzgar yardımıyla uzun mesafelere taşınarak yer değiştirebilir ve hava kirliliğine neden olur. Temiz havanın sağlanmasında son derece önemli olan ormanların kaybına yol açan orman yangınları atmosfere önemli miktarlarda duman ve zehirli gazlar karışmasına sebep olur. Bu yangınlar doğal sebeplerle meydana gelebildiği gibi insanlar tarafından kasıtlı olarak da çıkarılmaktadır.

Doğal yollarla oluşan hava kirliliğini önlemek, doğal afetleri önlemek gibi imkansızdır. Bir de modern hayatın ve sanayideki büyümenin getirdiği sebepler vardır. Trafikte ortaya çıkan egzoz gazları ve ısınma sonucu atmosfere salınan is, duman, toz, gaz, buhar ve aerosol halinde dış havaya atılan kirleticiler de buna dahildir.

Haberin Devamı

Meydana gelen zararlar

Havanın yapısındaki gazların oranının değişmesinin yanı sıra kurşun, kadmiyum, nikel, civa gibi ağır metaller ve asbest oranındaki artış vücutta toksik yani zehir etkisi göstererek çeşitli hastalıklara ve kanserlere yol açabilir. Karbon monoksit, kükürt oksit, azot oksit ve uçucu karbon bileşikleri, polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH), dioksin, furan içeren partiküllerdeki artış da benzer şekilde ağırlıklı olarak kronik astım, bronşit, KOAH gibi akciğer hastalıkları başta olmak üzere çeşitli hastalık ve kanserlere zemin hazırlamaktadır.

HAVA KİRLİLİĞİ İLE SAVAŞMAK GEREK
Havanın kirli olması görüş mesafesindeki netliğin az olmasına, binaların özellikle de tarihi eserlerin dış yüzeyinin çabuk kirlenmesine neden olur. Sebze ve meyvelerin büyümesini engeller, zarar görmesine de sebep olur.

Yeşil alanların artırılmasını sağlamak, havayı ve çevreyi kirleten atıklarda dikkatli davranmak gerekir

Alınacak önlemler

Toplu taşıma araçları yaygınlaştırılmalı ve özendirilmeli. Ülkemizde trafik yoğunluğunun çok fazla olduğu büyük şehirlerde metro ağının yaygınlaştırılması güvenli ve çabuk ulaşımın yanı sıra hava kirliliğine karşı alınan tedbir açısından da önemlidir. Sanayi tesislerinin bacalarına filtre takılmalı, yer seçimine dikkat edilmeli. Doğalgaz kullanımı yaygınlaştırılmalı, fosil yakıt kullanımı yerine enerji kaynağı olarak güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi ve jeotermal enerji kaynaklarına önem verilmelidir. Araçların egzoz gazı emisyon ölçümleri periyodik olarak yapılmalı, alternatif enerji kullanan motorlu taşıtlar geliştirilmeli ve özendirilmelidir.

Haberin Devamı

Aynı amaçtan yola çıkarak hava kirliliğini daha geniş anlamda çevre kirliliği olarak ele alıp sosyal sorumluluk bilinci içinde yeşil alanların artırılmasını sağlamak, havayı ve çevreyi kirleten atıklarda dikkatli davranmak gerekir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıkların kontrol altına alınması, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir bir dünya bırakılması hedefi doğrultusunda, israfın önlenmesi, atığın azaltılması ve atıkların dönüştürülmesi kapsamında “Sıfır Atık Projesi” başlatılmıştır.