Alexander Graham Bell’in 3 Mart 1847’deki doğum gününün anısına, her yıl 3 Mart günü Dünya Kulak ve İşitme Günü olarak kutlanır .
Kulağımız birbirimizle iletişimimizi sağlayan, etrafımızda olan bitenle ilgili bilgilenmemize yardımcı olan en önemli duyu organımızdır. Sadece işitmemizi sağlamakla kalmaz aynı zamanda dengemizi de sağlar. Biz Alexander Graham Bell’i telefonu icat etmesiyle tanıyoruz. Oysa İskoçyalı bilim adamının bu mucizevi icadını gerçekleştirmeden önce özellikle işitme engelli annesinin ve eşinin duyamadığı sesleri kaydetmenin yanı sıra işitme kayıpları üzerine sayısız çalışması bulunmaktadır. Bu nedenle 3 Mart 1847’deki doğum gününün anısına, her yıl 3 Mart günü Dünya Kulak ve İşitme Günü olarak kutlanmaktadır.
Başımızın iki yanında yer alan kulaklarımızın dışarıdan görünen kısmı kulak kepçesidir. Bulunduğumuz ortamdan gelen ses dalgaları ilk önce buraya ulaşır. Daha sonra dış kulak yolunda ilerleyerek, kulak zarı ve üç küçük kemikçikten oluşan orta kulağa gelir. Ses dalgaları zarı ve bu kemikçikleri titreştirerek ilerler ve iç kulağa geçer. İç kulak, dengeyle ilişkili olan sistemi ve işitmeyle ilgili olan bölümü içeren karmaşık yapılı bir bölgedir. En sonunda iç kulaktaki işitmeyle ilgili olan bölüme ulaşan ses dalgaları buradaki ilgili sinir hücrelerini uyarır. Uyarılan sinir hücreleri, ses dalgalarını elektriksel yolla beyne iletir. Beyin, gelen ses dalgalarını anlamlandırır ve işitme eylemi gerçekleşmiş olur.
En sık yaşlılık sebebiyle çıkıyor
En basit haliyle anlatmaya çalıştığım ama aslında olağanüstü karmaşık olan işitmeyle ilgili bozukluklar doğuştan ya da sonradan olarak karşımıza çıkabilir. Genetik olarak yatkınlığa sahip kimselerde daha sık olarak görebildiğimiz işitme azlığı en sık yaşlılık sebebiyle karşımıza çıkmakta. Fabrika, inşaat gibi gürültülü ortamlarda çalışan kişiler, yüksek sesle müzik dinleyenler meslekleri yüzünden yüksek sese uzun süre maruz kaldıkları için işitme sorunlarıyla karşılaşabilirler. Bazı antibiyotikler ve kemoterapide kullanılan bazı ilaçlar, iç kulakta hasar yaratabilir. Aşırı dozda alınan aspirin, ağrı kesici, idrar söktürücü gibi ilaçlar, kulak çınlaması ya da işitme kaybı gibi geçici olarak yaşanan işitme sorunlarına neden olabilir. Yüksek ateşle seyreden menenjit gibi hastalıklar, iç kulakta işitmeyle ilgili bölümü zedeleyerek işitme kaybına neden olabilir. Ayrıca kulağın kir ya da yabancı cisimle tıkanması, orta kulak iltihabı, kulağa gelen travma, kulak zarının yırtılması, kulakta kireçlenme ve nadiren tümör işitme kaybı sebeplerindendir. Ani işitme kaybı genellikle sadece bir kulakta gelişir. İç kulaktaki işitme sinirini etkileyen çeşitli hastalıklarda ortaya çıkan bir bulgudur.
Kulak çınlaması eşlik ediyor
Hastaların yüzde 70’inde kulak çınlaması eşlik eder. Beraberinde dengesizlik hissi, baş dönmesi, mide bulantısı, kulakta dolgunluk hissi de görülebilir. Bu tarz işitme kayıplarının yüzde 90’ı idiopatik dediğimiz, araştırılmasına rağmen belirli bir nedeni bulunamayan işitme kayıplarıdır.
Ayrıca kızamık, kabakulak, herpes gibi bazı virüs infeksiyonları, diabet, yüksek kolesterol gibi metabolik nedenler, damar tıkanıklığı, Behçet gibi otoimmün hastalıklar, MS gibi bazı nörolojik hastalıklar da işitme azlığına sebep hazırlayabilir. Kulak sağlığımızı koruma konusunda bize düşen görev tüm bu saydığım sebeplere dikkat etmenin yanı sıra kulak ile ilgili bir şikayetimiz olduğunda gecikmeden doktora müracaat etmek ve kulak yolunu pamuklu çubukla temizlemek yerine belirli aralıklarla doktor kontrolünde bunu yaptırmaktır.