D vitamini mi, D hormonu mu? Yıllardır adlandırdığımız ismiyle D vitamini, bilinen klasik vitaminlerden farklı olarak cildimizde üretilebilir ve metabolitleri hormona benzer etki gösterir. Ancak vücutta salgılanan hormonlara da tam benzemediğinden ikisi arası bir konumdadır. O yüzden alışılagelmiş adıyla biz yine vitamin olarak bahsedelim.
Ne mutlu ki D vitaminini vücudumuz üretebiliyor. Hem de bedava olan güneş sayesinde cildimizde yapılıyor. O halde neden toplumda D vitamini eksikliği bu kadar çok konuşuluyor ve yaygın olarak görülüyor? Demek ki dikkatimizden kaçan bazı detaylar var.
Cildimizin güneş ışınları ile D vitamini sentez etmesi için saat 11.00-15.00 arası 15-20 dakika vücudumuzun en az beşte birinin güneş ışını görmesi gerekir.
UVA ve UVB ışınları
Yeryüzüne ulaşan güneş ışınları UVA ve UVB olarak iki çeşittir. Bunlardan UVA, camdan ve giysilerden geçer. D vitamini üretmezler, bronzlaşmaya sebep olmazlar. Buna karşılık cildin derinine işler, erken yaşlanmaya, kırışıklıklara sebep olur. Yani bronzlaşayım diye ya da D vitamini üreteyim diye güneşin karşısında, kapalı pencerenin ardında beklemenin bir faydası yoktur ama zararı vardır. Asıl D vitamini üretimine yarayan UVB ışınları cildi bronzlaştırır, camdan ve giysilerden geçmez.
Güneş koruyucu faktör (20’den fazlası) kullanmak D vitamininin oluşmasını engeller. Bu nedenle D vitamini üretmek üzere güneşten faydalandığımız bu saatlerde güneşe hassas bölgeler haricinde koruyucu güneş kremi de kullanmamalıyız.
Güneş yanığı açısından şanslı sayılan esmerler, D vitamini sentezi açısından beyaz tenli olanlara kıyasla daha şanssızlar. Aynı miktarda D vitamini sentezi için beyaz tenli olanlara kıyasla daha uzun sürede güneş altında kalmaları gerekir.
Benzer şekilde kuzey ülkelerinde yaşayan kimseler her ne kadar güneş yüzünü gösterdikçe dışarı çıksalar da bundan aldıkları fayda daha güneyde yaşayanlara kıyasla daha azdır. Bu nedenle güneşin bu faydasını elde etmek üzere güneye tatile gitmek iyi bir seçenek olacaktır.
Bol güneşli günler
D vitamini eksikliğine yol açan bir diğer sebep de ileri yaştır. Sentezi yapan hücrelerin de yaşlanması bu kapasitelerinin azalmasına yol açar.
D vitamini diğer vitaminler gibi aldığımız besinler yoluyla da az miktarda vücuda girer. Beslenmedeki yetersizlik ya da yaşla da beraber artabilen emilim yetersizliği D vitamininin yetersiz kalma sebeplerindendir.
Herkese bol güneşli ve aydınlık günler dilerim.
Şişmanlık ve D vitamini
D vitamininin şişmanlıkla da ilgisi olduğu söylenir. Bunun sebebi şişman kimselerde D vitamini eksikliğinin daha sık görülmesidir. D vitamini eksikliği mi obeziteye yol açıyor, yoksa şişman kimselerde D vitamini yağlarda depolanıp kullanılamıyor mu? Bu yumurta-tavuk hikayesine benzer. Yağla kaplı vücutta güneş yardımıyla ciltteki sentezinin azalması, obezitede sık görülen karaciğer yağlanması sebebiyle D vitamininin aktif hale gelişinin bozulması, obez kimselerde yüksek oranda olan leptin hormonunun vitamin üretimine olumsuz etkisi şişman kimselerde D vitamini eksikliği sebepleri arasında sayılabilir. Esas yapılması gereken tabii ki eksik olan D vitaminini yerine koymak ve fazla kilolardan da kurtulmak.
Özay Şendir
F-35 meselesinde kitabın orta yeri...
29 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Ankara’da ‘değerlendirme’ kulisi: Öcalan ile kim görüşecek?
29 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Diploma mı, meslek mi?
29 Kasım 2024
Abdullah Karakuş
Bölgede satranç ve terörle mücadele
29 Kasım 2024
Mehmet Tez
Suudi Arabistan başarabilecek mi?
29 Kasım 2024