Dr. Demet Erciyes

Dr. Demet Erciyes

demeterciyes@yahoo.com

Tüm Yazıları

Bugünlerde kendinizi yorgun mu hissediyorsunuz? Üstelik bahar yorgunluğu deyip geçeceğimiz bir mevsimde de değiliz. O zaman nedir bu yorgunluğun sebebi diye düşünecek olursak neleri gözden geçirmeliyiz bir bakalım.

Bedensel yorgunluğun sebeplerini anlamak çoğu zaman kolaydır. Örneğin uzun yol yürümüş ya da ağır yük taşımışsınızdır. Saatlerce spor yapmış veya evi temizlemiş de olabilirsiniz. Bütün bunların ardından bir kas yorgunluğunun başlaması beklenen bir sonuçtur. Özellikle uzun ve ağır bir egzersiz sonucunda kas içi biriken laktik asit kas yorgunluğunun ve krampların sebebi olarak karşımıza çıkabilir. Profesyonel sporcularda ve düzenli egzersiz yapanlarda bu olumsuz etkiyi daha az görürüz. Hiç alıştırma yapmadan birden ve ağır bir spora girişildiğinde spor sonrası yorgunluğun yanı sıra kas ağrılarını, kramp ve tutulmaları çok sık görürüz. Bu nedenle spora ya da egzersize başlarken ısınma turu yaparak yani hafif hafif artırarak devam etmeyi tavsiye ederiz.

Haberin Devamı

Nasıl ki bedenimiz yorulduğu zaman artık yeter diyor elimizi kolumuzu kımıldatacak takati bulamıyorsak ve dinlenme ihtiyacı hissediyorsak beynimiz de haddinden çok çalıştığında bize artık yeter diye sinyal verir. Beynimizin bu çalışması sadece ders ya da iş olmayabilir. Kafamızı kurcalayan bir mesele, üzüldüğümüz ya da halletmek zorunda olduğumuz bir konu da beynimizi ama en çok da ruhumuzu yorar.

Sabah kalkmakta güçlük mü çekiyorsunuz? Uyanıyor ama hazırlanmak istemiyor musunuz? Oturduğunuz yerden kalkmak zor mu geliyor? Bütün bunlar artık tembel biri olduğunuz için değil yorgun olduğunuz yüzündendir. Ancak bu ne yorgunluğu böyle derken neleri gözden geçirmeliyiz gelin bir bakalım.

Bedeniniz mi yoksa ruhunuz mu yorgun

1-) Moral ve motivasyon eksikliği

İşte kritik soru. Bedensel olarak sapasağlamsınız. Bir güzel dinlendiniz, çok da iyi uyudunuz ama canınız hiçbir şey yapmak istemiyor. Yani içinizden gelmiyor. Bunun sebebi belki de artık ruhunuzun yorgun olmasıdır. Belki aynı işe daha önce kaç kez kalkıştınız ancak engeller çıktı yapamadınız. Olumsuzluklar üst üste geldi hiçbir şeye hevesiniz kalmadı. Artık boşuna çaba sarf etmek istemiyorsunuz. Üstelik isteğinizin gerçekleşmesi de eskisi kadar sizi heyecanlandırmıyor. Başka problemler yüzünden moraliniz bozuk. Bu moral bozukluğu da motivasyonunuzu düşürüyor. Yani ruhunuz yorgun!

Haberin Devamı

Çözüm: Burada tarihe geçmiş o meşhur sözü hatırlatmak isterim. “Ey Türk titre ve kendine gel!” Bu söz Moğolistan’da bulunan Orhun abideleri ya da Göktürk yazıtları olarak bilinen kitabelerden esinlenerek çıkarılmış. Türkler 'in bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile Göktürkler tarafından yazılmış bu yapıtlarda Bilge Kağan’a ait olan “Ey Türk! Üstte mavi gök çökmedikçe altta yağız yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir? Sözü bize zorluklardan yılmamak gerektiğini ve sonuna kadar savaşmayı öğüt veriyor.

Bu nedenle karşınıza çıkan zorluklarla uğraşmayı bir yarışma gibi ele alın. Ne kadar zor olursa olsun siz bu yarışmayı kazanabilecek güçtesiniz. Unutmayın ancak siz vaz geçtiğiniz zaman her şey biter. Aksi taktirde hep bir B, C, D…. planı vardır. Ama tabi bazen vazgeçmeniz de gerekebilir. Rotayı başka yöne çevirmek ve bunun için gereken zamanı da iyi bilmek gerek.

Haberin Devamı

2-) Monoton bir gidiş

Monoton bir hayat aslında görünüşte çok konforlu gibi gözükebilir. Her gün aynı geçtiği için hiç kafanızı yormazsınız çoğu iş ve hareketleri göz kapalı bile yapabilir hale gelmişsinizdir. Ama bu sizi daha az mı yoruyor demektir? Tüm bunları severek ve isteyerek mi yapıyorsunuz, yoksa artık alışkanlık haline gelmiş hiçbir anlamı olmayan sizin için hiç merak uyandırmayan aktiviteler mi? New England Tıp dergisinde yayınlanan bir araştırmada Almanya’ya ait Neumayer Kutup Araştırma İstasyonu’nda görev yapan 9 bilim insanının görev öncesinde ve sonrasında beyin taramaları yapılmış. Bu araştırmacıların beyinlerinin bazı kısımlarında, Antarktika’da geçirilen süre zarfında küçülmeler olduğu tespit edilmiş. En fazla küçülme de beynin öğrenme ve hafıza merkezi olan hipokampus bölgesindeymiş.

Çözüm: Çok basit rutininizi değiştirin. Farklı yerler keşfedin. Yeni insanlarla tanışın. Yeni bir dil öğrenin. Yeni bir kitap okuyun O kitabın sizi farklı dünyalara götürmesine izin verin.

3-) Sizde FOMO sendromu mu var?

İngilizcede “Fear Of Missin g Out” bir şeyleri kaçırma korkusu anlamına gelen bu sendrom bir çeşit kontrol takıntısı olan kişilerde sık görülür. Bu sendroma sahip kişilerin yakınlarını, birlikte çalışanları ve etrafındaki kimseleri yorduğu gibi en çok da sendroma sahip olan kişileri yorar. Bu sendroma sahip kişinin hem bedeni hem ruhu hem de zihni sürekli çalışmaktan yorulur.

Çözümü: Bunun için profesyonel bir yardım almanız gerekebilir. Ancak böyle davrandığınızın farkındaysanız önlemeniz için ilk adımı atmışsınız demektir. Kendinizi tutun Hobi edinip ilginizi ona yönlendirin.

4-) Teknolojinin sebep olduğu yorgunluk

Buna teknolojinin sebep olduğu tembellik desek daha doğru olacak. Teknoloji aslında hayatımızı kolaylaştırıyor gibi gözükse de bizi daha az hareket etmeye, hafızamızı daha az kullanmaya alıştırır. Merdivenle çıkmak yerine asansöre bineriz, kısa mesafelere bile yürüyerek gitmek yerine arabayla gideriz. Telefon numaralarını artık ezberlemiyor akıllı telefonlardan faydalanıyoruz. Kendi zekamızı kullanmıyor yapay zekadan medet umuyoruz. Arkadaşlarımızı görmeye gideceğimize telefonla sohbet ediyoruz. Özlediysek görüntülü aramak bize yetiyor. Ekran karşısında seyretmeyi doğada yürüyerek gezerek görmeye tercih ediyoruz. Oturduğumuz yerden kumandayla idare etmek çok kolay geliyor. Alın size bir yorgunluk sebebi daha!

Çözümü: Kolay, arkadaşlarınızla görüşmede telefonu kullanacağınıza buluşun. Arabaya binmek yerine yakın mesafelere yürüyerek gidin. Emin olun açık havada yürümek size daha iyi gelecektir.