Burun akıntısı, hapşırık, öksürük gibi bulgular ilk planda bize sanki bir soğuk algınlığı varmış da o yüzden bu belirtileri gösteriyoruz gibi bir izlenim bırakabilir. Pandemiden önceki dönemde alerji mi nezle mi diye bizi ikileme düşüren bu belirtiler, şimdi bir de acaba kovid mi geçiriyorum sorusunu da sorduruyor. Neyse ki artık bu koronavirüs mü uslandı, ya da aşılanarak veya geçirerek artık ona karşı bir bağışıklık mı kazandık. Görünüşte hastalık azaldı, ağır geçirenlerin oranı düştü, vefat sayıları azaldı. Fakat bu sevindirici haber bizi sakın rehavete düşürmesin, zira şimdiye kadar her sene gördüğümüz bahar ve yaza doğru azalan sayılar sonbaharda tekrar artış gösteriyordu. Dilerim bu sene de aynısı olmaz ve artık virüs de bizden bıkmıştır. Çünkü biz ondan fazlasıyla bıktık.
Bugünlerde burun tıkanıklığı, burun akıntısı, boğazda kaşınma, hapşırma, öksürme gibi şikâyetler bizde bir kafa karışıklığı yaratıyor. Böyle bir durumda koronavirüsten şüphelenip test yaptırmaya koşuyoruz. Bir kısmımız da basit grip oldum diye düşünüp bu şikâyetlere yönelik parasetamol, vitamin gibi ilaçlara başlıyor. Oysa karşılaştığımız bu belirtilere basit bir alerji de sebep olabilir. Bahar mevsimine girdiğimiz şu günlerde havada dolaşan alerjenler bizi hapşırtıyor, burun akıntısı, geniz akıntısı ve buna bağlı öksürüğe sebep olabiliyor. Vitaminlere pek itirazım olmaz ancak tüm bu belirtiler aslında basit tedbirler ve alerji ilaçlarıyla tamamen ortadan kalkacak iken boşu boşuna soğuk algınlığıymış gibi bu ilaçları kullanmak boşa kürek çekmek gibi olabilir.
Bahar alerjisi
İlkbaharın gelişi, güneşli, güzel havaların da gelişi ile beraber doğanın çiçekler açıp güzelleşerek sevinçle karşıladığı gibi insanlar için de bir sevinç ve enerji kaynağıdır. Kışın nispeten karanlık halinden uyanmaktır aslında. Fakat bazılarımız için de hapşırık, burun, göz akıntısı, öksürük, genizde yanma, akıntı, kaşıntı, burun tıkanıklığı ile beraber nefes darlığı ile geçen sıkıntılı bir dönemdir. Bahar nezlesi ya da bahar alerjisi olarak tanımlanan bu süreç baharda polen adı verilen çiçek tozlarının havada uçuşmasıyla eş zamanlıdır. Alerjik özellik taşıyan bu maddeler nefes alırken burun iç yüzeyine ulaşıp alerjik rinit dediğimiz mikrobik olmayan iltihabi bir duruma yol açar. Aynı alerjen gözlerde de benzer şekilde konjonktivit şeklinde kızarma, batma, sulanmaya yol açar. Her ikisi de çok rahatsız edici ve günlük hayatı olumsuz yönde etkileyen şikâyetlerdir.
Korunmak
En kolay çözüm alerjiye sebep olan polenlerden mümkün olduğunca uzak kalmaktır.
Polenlerin en çok uçuştuğu sabah saatlerinde genelde saat 10:00’a kadar ve akşam saatlerinde, açık havada dolaşmamak, pencere açmamak, açık havada yürüyüş ve sporu diğer saatlere ertelemek alerjen ile olan teması azaltacaktır.
Burnun dış kısmına ve göz çevresine çok ince bir tabaka şeklinde vazelin sürmek polenlerin vazeline yapışmasını sağlayarak girişini bir ölçüde engelleyebilir.
Alerjen ile teması azaltmak üzere açık havada iken güneş gözlüğü kullanmak, ağız, burun maskesi kullanmak da çözüm önerileri arasında yer alır.
Dışarıda yürüdükten sonra giysiler üzerine yapışan polenlerden kurtulmaya dikkat etmek gerekir. Aynı sebeple giysileri açık havada kurutmamak da önerilir. Saçlar da aynı şekilde polenleri tutabileceği için açık havada bulunduktan sonra duş almak iyi olur.
Özellikle kaloriferli evlerde kuru hava alerjik rinitin kötüleşmesine neden olabileceğinden, kalorifer üzerine konulan su dolu bir kap en basit şekilde havayı nemlendirmeye yardımcı olacaktır.
Arabadayken camı kapalı tutmak evde ya da arabadaki klima filtrelerini her ay değiştirmek, alerjenleri tutan özel filtreler kullanmak da çözümler arasındadır. Hava değişimini içeride bulunan havayı kullanarak temizleyen, dışarıdaki havayı kullanmayan özel klimaları tercih etmek çözüm olabilir.
Alerji şikâyetlerini engellemek üzere mevsimden bağımsız olarak, sigara içmemeli, içilen ortamda bulunmamalı, tüylü ve yünlü battaniyeler yerine pamuklu ve sentetik olanları tercih etmeli, toz barındırabilecek tarzda kilim, halı gibi ev eşyalarını kullanmamaya özen göstermelidir.
Bahar alerjisiyle mikrobik nezlenin farkı
Nispeten benzer belirtilere yol açtığı halde bu iki farklı hastalığı ayırt etmek kolaydır. Mikrobik nezle adından da anlaşılacağı gibi virüsün sebep olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle bir hafta gibi kısa bir süre içinde geçer. Beraberinde yüksek ateş ve genel vücut ağrısı, halsizlik olur. Bahar nezlesi ise polen mevsimi boyunca devam eder. Yüksek ateş, genel vücut ağrısı, halsizlik yoktur, genizde, burunda kaşıntı vardır, bulaşıcı değildir.
Ancak unutmamalıdır ki her ikisi de bir arada görülebilir ya da hastalık bazı virüslere alerji şeklinde ortaya çıkabilir.
Tedavi
Korunmaya rağmen şikâyetler devam ederse doktor kontrolünde ilaç ve aşı tedavileri uygulanabilir.
Dilerim her hapşırdığınız zaman yanınızda size “çok yaşa, iyi yaşa “ diyecek kimseler olsun.
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024