Bugün 14 Şubat sevgililer günü sevgilinizi ya da sevdiklerinizi ağırladığınız kalbiniz ne durumdaymış gelin bir bakalım.
Kalbinizin kıymetini biliyor musunuz? Yaşamanız için mutlaka gerekli olan bu organın ne kadar değerli olduğunun farkında mısınız? Böbreğinizin, gözünüzün birini kaybetseniz de yaşamaya devam edersiniz. Hatta akciğerinizin, karaciğerinizin bir kısmını alsalar da yine yaşarsınız. Apendiks, safra kesesi zaten tümü alınabiliyor. Ama kalp öyle değil. Bu durumda ona çok iyi bakmalıyız. Gece gündüz her gün her an hiç durmadan, yorulmadan bizim için çalışan bu vefalı organımız iyi kalmak için bize muhtaçtır.
Dünyada ve ülkemizde birinci ölüm sebebi kalp damar hastalıklarıdır. Uzun zamandır aynı sırayı koruyan bu hastalık aslında önlenebilen ve vaktinde teşhis edildiğinde iyileşebilen bir hastalık grubuna girer. O halde neden hala birinci ölüm sebebi oluyor bunu anlamak zor. Demek ki hala bilgilendirmede ve farkındalık yaratmada bir sorun var. Bunda da en büyük görev biz doktorlara düşüyor.
14 Şubat günü başrolde olan ve içi kan dolu olduğu için de kıpkırmızı boyanarak her görselde arzı endam eden kalbimizi unutmayalım. İşte size, onu sağlam tutacak birkaç tavsiye. Ben kendi adıma bu farkındalığı yaratmak için birkaç ipucu vereceğim. Ancak top sizde, yapıp yapmama kararınız yaşam kalitenizi ve belki de yaşam sürenizi belirleyecek.
1- Kalp damar hastalığına yakalanma riskinizi öğrenin.
Savaşa girmeden önce askerlerinizin gücünü, silahlarınızın miktarını, savunma kabiliyetinizin derecesini test etmeniz gerekir. Eksiklerinizi bulup tamamlamak, hem eğitim, hem de malzeme ve teknik donanımı tamamlamak, daha üst seviyeye taşımak size bu savaşta elinizin güçlenmesini sağlayacaktır. Savunmanızı ve orduyu sağlam tuttuktan sonra kimlerden hangi tür saldırı gelebileceği ve bu saldırıların size ne kadar zarar verebileceğini de iyi hesaplamak gerekir. Bu nedenle olayın ciddiyetini öğrenmek ve müdahalede geç kalmamak için de öncelikle kalp damar hastalığına yakalanma riskinizi bilmeniz önemlidir. Bu değerlendirmeyi aşağı yukarı saptayacak şekilde kendi kendinize de yapabilirsiniz ancak bazı ölçümler ve tahliller gerektiğinden bize yani bir kardiyoloji uzmanına gelerek yaptırmanızı öneririm. Zira doktorunuz aynı zamanda size yol haritanızı da çizebilir.
2-Sigara içmeyin içilen ortamda da bulunmayın. Tütün kullanımının kalp damar sağlığına olan olumsuz etkisini artık herkes biliyor. Sigara damarın içini döşeyen tabakanın yapısını bozduğundan ve böylece tıkanıklığa sebep olan plakların oluşumunu kolaylaştırmasından bahsetmeliyiz. Nikotin, adrenalin salgılanmasını artırarak kalp damarlarında spazm yapar, kanda pıhtılaşma faktörlerini artırarak trombüs oluşumunu kolaylaştırır. Tansiyon ve nabız yükselmesine sebep olarak tehlikeli olabilecek kalp ritim bozukluklarına yol açabilir. Koronerlerde anlamlı darlık olmasa bile damar içindeki plakların yırtılmasını kolaylaştırıp buraya pıhtılaşma hücrelerinin hücum etmesine ve damarda ani gelişen tıkanmaya sebep olur. Kalp ile ilgili tetkiklerde kalp damarları tıkalı gözükmediği halde ani gelişen enfarktüslerin oluşumu da bu şekildedir Kendiniz içmeseniz bile içilen ortamda durmak dahi size zarar verecektir. Riskinizi belirlerken bunu da göz önüne almalısınız.
3- Fazla kilolardan sağlıklı beslenerek kurtulun. Fazla kilo genel olarak sağlık için hiç de iyi olmadığı gibi kalp için de zararlıdır. Bu yük sizi, tüm vücudunuzu, kaslarınızı yorduğu gibi kalbinizi de yorar. Sağlıklı beslenmek için Akdeniz diyetini tercih edebilirsiniz.
4- Kolesterole ve şekere dikkat. Durmadan şekerli yiyecekler tüketildiğinde ardından insülin direnci, bel çevresinin artması beraberinde metabolik sendrom ve damar hastalığının gelişmesi beklenir. Kolesterol yüksekliği de kalp damar hastalıklarına zemin hazırlayan risk faktörlerindendir. Kötü kolesterolün yüksek olması kötü olduğu gibi iyi kolesterolün düşük olması da kalp damar hastalığı açısından kötüdür. İyi kolesterolünüzü yükseltmek için sigara içmeyin. Hareket edin. Omega3 den zengin beslenin. Niasin yani B3 vitamini de iyi kolesterolü yükseltir. Bu vitamin ilaç olarak alındığında ateş basması gibi yan etkiler yapabilir. Ancak örneğin balıkta bol miktarda vardır. Bu nedenle balık tüketerek hem omega3 hem de B3 alırsınız.
5-Tuzu azaltın. Yemekleri lezzetlendirmek için yerine göre zerdeçal, karabiber, kırmızıbiber, kekik, çörek otu, gibi baharatları tercih edin. Tuzun içindeki sodyum mineralinin fazlası tansiyonun yükselmesine, su tutulumuna ve böbreklerin çalışmasında olumsuz bir etkiye yol açar.
6- Hareket edin. Hareket etmek hem kilo kontrolünde hem de yeni damarların gelişiminde faydalı olacaktır.
7- Stresi iyi yönetin. Gerekirse uzmanından yardım alın.
8- İyi uyuyun. Açık havada yapılan yürüyüşler en iyi uyku ilacıdır. Aynı zamanda hem stresten kurtulmak, hem de hareket etmek için iyi bir fırsattır.
9- Yarışmalı sporlardan kaçının. Yarışmalı sporlar aynı zamanda adrenalin deşarjına da sebep olduğundan kalp için risk yaratır.
10- Tansiyon ve şekeri kontrol altına alın. Tansiyon ve şeker hastasıysanız ilaçlarınızı ve kontrollerinizi aksatmayın.
11- Kalp kontrollerinizi zamanında yaptırın