Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Her şeyden önce ben bir Türk vatandaşıyım.

Öyleyse, yeni anayasa söz konusu ise ben de bazı şeyler düşünür ve söylerim, diyebilirim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi.

Ama bu demek değil ki ben anayasa ve sistemler konusunda gerekli bilgiye sahibim.

Hayır.

Aksini savunmak ezbere konuşmak olur. Bilgisizce, atıp tutmak olur. Ben atıp tutarım, ama bu konuda ihtisas yapmış olanlar konuşabilir.

Yani benim gibilerin konuşması atıp tutma sayılır.

* * *

Öyleyse “Anayasa” konusunda ihtisas yapmışların konuşması beklenir ve onlar dikkate alınır, alınmalıdır.

Haberin Devamı

Bu konularda çalışmış parlamenterler, bu konuda ihtisas yapmış olan hukuk fakültesi profesörleri ve doçentleri, dünyadaki başkanlık sistemi ve parlamenter sistemleri inceleyenler ve bu konuda kitaplar yazanlar. Bu konularda mukayeseler ortaya koyan çalışmaları olanlar. Dünyada halkı bize benzeyen ülkelerin anayasa hukukunu inceleyenler. Bu konuları bilen hukukçular.

Evet bunlar konuşabilir.

Çünkü bu bir ihtisas işidir, mukayese yapabilme işidir ve herkes bu konuda konuşamaz.

* * *

Ben bu köşede “yarı başkanlık” sistemini birkaç kez savundum.

Ama ısrar etmedim, etmiyorum, edemiyorum. Hem de hukuk mezunu ve bu konulara meraklı olduğum halde.

Hep “esas teşkilat hukuku” hocalarımızın ne diyeceğini bekliyorum.

Oysa onlar nedense bu konuda ağızlarını açmıyorlar. Daha doğrusu tartışmayı politikacılara bırakıp seyretmeyi tercih ediyorlar.

Korkuyorlar mı ne!..

* * *

Bana göre bu konular da referandumda olur ama bu değişikliği yani yeni anayasayı ihtisas sahibi bir heyet yaparsa yani “kurucu irade” gibi bir heyet yaparsa.

Yoksa partinin bu işten anlayan, anlamayan kişilerini topla...

Onlar istediğini yazsın, çizsin, yapsın.

Ve sen bunu sana oy vermiş veya verecek ekseriyetin oyuna sun.

Bu olmaz, olamaz.

Olursa aldatmaca olur.

* * *

Uzatmayalım...

Meclis’te de ihtisas sahipleri mevcuttur. Onlar, mukayesede, esas teşkilat hukuku hocalarından da yardım alır. Ve bu ihtisas sahibi heyetin yaptığı yeni anayasa taslağı Meclis’te oylanır. Meclis’i bu 78 milyon seçmedi mi?

Daha ne?..

Haberin Devamı

ROMAN KIZ
Evlenmek istiyor

Televizyonda çeşitli kanallar ve o kanallarda çeşitli programlar var.
Ben de bu programların birçoğunu seyredenlerden biriyim. Çünkü eskiden beri söylüyorum, Türkiye’yi iyi ve kötü taraflarıyla tanımak için bu programların bazısını mutlaka seyretmek lazım.
Siyasi münakaşalar ve farklı görüş tartışmaları ayağınıza geliyor. Koltuğunuza gömülüp bu farklı görüş sahiplerini dinlemek, alkışlamak veya yuhalamak sizi bilgili, sizi mutlu etmez mi?
Sonra o “eş bulma programları” hele onları seyretmek demek Türkiye’yi gezip tozmadan Türkiye’yi, Türk insanını ve değişimleri anlama anlamına gelmez mi?
Mesela, yıllar sonra, artist gibi, manken gibi bir güzel kız “Ben Romanım” dedi.
Yani ekseriyetin tabiriyle çingene.
Fazla abartma sayılmazsa, ben böyle güzel Roman görmedim, diyebilirim. Demek Türkiye’de böyleleri de var.
Ve onlar artık çekinmiyor.
Açıkça “Ben Romanım” diyebiliyor.
Değil Romanların kardeşimiz olmasını, Rum, Ermeni ve Yahudi asıllılar için zaten böyle olmasını ben de savunuyorum. “Azınlık” kelimesinin kullanılmamasını her zaman istedim, istiyorum.
Bu Roman kızımıza her gün talip geldi.
Bu da Türkiye’deki değişimi göstermiyor mu?
“Kim Milyoner Olmak İster” programı var.
O da Türkiye’nin bilgi seviyesinin nasıl iflas ettiğini gösteriyor.
Adamlar üniversite mezunu ve bilgi yarışmasına katılacak kadar kendilerini bilgili zannediyorlar.
Oysa netice hüsran.
Bu da bizim ezbere dayanan, testlerle kuşatılmış yeni bilgi sistemimizin iflasını ilan ediyor.
Ahlaka aykırı programlara yer kalmadığı için değinmeyeceğim, onları da başka sefer konuşuruz.
HOCAYA
İçmek yasak

Başkalarını rahatsız etmeyecek kadar içkiye bir şey denilemez. İsteyen içer. İçmemek başka, içtirmemek başka. Boğaz’da da böyle bir yer var: Üniversitenin yeri.
Müşterileri üniversite hocalarıdır. Yerler, içerler, sohbet ederler. İşte burada içki yasaklandı. Artık yemek yanında bir bardak bira bile yok. Bu hocalara hakaret sayılmaz mı?
Ama beni daha çok üzen bu yakışıksız kararı hocalarımızın sessiz karşılaması.
Hocalar hâlâ susacak mı? Susmalı mı?
AYIPTIR
Arınç’ın yaptığı

Bülent Arınç yıllarca AKP’nin başköşesindeydi. İktidardaydı. Hükümetteydi. Erdoğan’ın emrindeydi.
Kötü ne yapıldıysa o da mesuldü.
Ama şimdi aklı başına geldi!..
İcraatı eleştiriyor!..
Çünkü o artık yani Bülent Arınç iktidardan düştü.
Peki, iktidardayken aklı neredeydi?
O zaman eleştirecek şey hiç olmadı mı?
Ayıptır, ayıp...