Doğan Heper

Doğan Heper

dheper@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türkiye en karışık yılını bu gece arkada bırakıyor.

2016’nın yeni bir umutla başlamasını temenni ediyorum. O umut “düzen, huzur” ve “kalkınma” umudu olacak.

Tabii yalnız temenniyle bunlar gerçekleşirse...

Ama benim ve benim gibilerin, yani bizim elimizden temenni dışında ne gelebilir?

“Huzur” sağlayacak, “düzeni” yerine oturtacak, “kalkınma”yı başaracak olan iktidardır.

O iktidar ki artık 13 yıllık olmuştur.

Yani tecrübelidir. Yani “huzur” onun iki dudağının arasında olmalıdır.

Ve muhalefet. O da her an huzura, kalkınmaya yardımcı olmalıdır.

Haberin Devamı

Ama nerede?..

***

Ben 78 milyonluk bir Türkiye’deyim.

Benim bulunduğum yer belki de dünyanın en önemli yerlerinden biri, adeta dünyanın çeşitli güçleri arasında köprü.

Bu topraklarda her şey yetiştirilebiliyor. Nüfusumuz genç, okuyanımız çok.

Yani “büyük devlet” olmak için her şeyimiz var.

Ama olamıyoruz.

Zayıflıyoruz.

Bölünüyoruz.

***

“2000 yılında ekonomik bakımdan İtalya’yı yakalayacağımız”, kaç yıl önce söylenmişti, biz de halk olarak bu söze inanmıştık.

Hep tekrar ettim. İtalya’yı yakalamak bir yana Kore’den de geride kaldıksa bunun sorumlusu yöneticilerimiz değil mi?

Türkiye bölgesinde bir Japonya olabilir, ama olamıyor.

Siz katılın katılmayın, “Niye”nin cevabını ben işte şu cümlede buluyorum: “İktidarlar da, muhalefetler de bu millete layık değil”...

***

2016’ya saatler kaldı ama biz nelerle uğraşıyoruz. Demokrasi bize uygun mu, değil mi? Uygun dersek, hani nerede eşitliği sağlayan yeni anayasa diye sormazlar mı?

Hapishaneler gazetecilerle dolu, söz hürriyeti hem var, hem yok.

Mahkûm olmadan 4 yıl cezaevinde kalan, hatta orada ölen aydınlarımız var.

Meclis’e güven eksik, hükümete güven yok, yargıya güven yok. Muhalefete güven yok.

Peki, bu ne biçim demokrasi?

Ama umut bitmez.

***

Mutluluk izafi sayılabilir.

Mukayeseyi toplumumuzun yaşantısındaki geçmiş yıllara göre yaparsak bugün eskiye göre mutlu sayılmamız gerekir.

30-40 yıl önceye göre daha iyi giyiniyoruz, daha iyi yiyip içiyoruz, daha iyi yerlerde oturuyoruz, daha iyi eğitim görüyoruz, daha iyi eğleniyoruz.

Haberin Devamı

Ama bu mukayeseyi bazı başka ülkelerin halkıyla yaptığımızda hiç de mutlu olamayacağımız ortaya çıkıyor. Çünkü onlar bizden iyi yaşıyorlar. Dertleri bizden çok az.

***

İktidarların görevi halkı mutlu etmektir, değil mi?

Oysa Gallup’un bir süre önce yaptığı 150 bin kişilik mutluluk araştırmasına göre Türkiye 148 ülke arasında 132’nci idi.

Türkiye halkının en mutsuz 20 ülke arasında olması ağlanacak bir durum.

Ama biz bu yıl sonu veya yeni yıl yazısını da klasik bir temenni ile bitirelim.

Hepinizin yeni yılını kutlar, demokrasi dolu ve bütünlüğümüzün bozulmadığı huzurlu günler dilerim.

HATIRA Atlı sütçüler nerede?

Yolda bir kâğıt-hurda toplayıcısı ile karşılaştım.

O çuvalına eskileri doldurmuş, iki değneğin üzerine çuvalı oturtmuş, kendisi de bu değneklerin arasına girerek çöplerden topladığı malları çekip götürüyor. Götürüp paraya çevirecek.

Düşündüm, eskiden yani 15-20 yıl önce böyle bir meslek yoktu, böyle bir iş yoktu. Şimdi çok. Adeta adım başında...

Sonra aklıma geldi. Omuzda taşınan bir değneğin uçlarına asılı tenekelerindeki yoğurdu satanlar yani sokakların seyyar yoğurtçuları ise bugün yok.

Haberin Devamı

Atın iki yanına güğümlerini asan ve sokak sokak bağırarak dolaşan sütçülere de artık rastlanmıyor.

Diyeceksiniz ki, mahalle bakkalları bile bitti, bitecek, onların yerlerini AVM’ler aldı.

Zaman hızla geçiyor ve her şey değişiyor.

Biz bu meslekte önce kurşun kalıbı, sonra ofseti tanıdık ve zamanımızda elektronik sisteme geçtik. 2026’ya varırsak kim bilir başka bir sistem de görebiliriz.

Hep beraber inşallah...

YANILMIŞIM, ÖZÜR DİLERİM!..

Seçimlerden önce şöyle demiştik.

“İşte bulundu. Selahattin Demirtaş Türk solunun lideri olabilir.”

Oysa yanılmışız.

O bölücüymüş.

Mevcut Türk-Kürt kardeşliğini daha da derinleştirmesi gerekirken Demirtaş aksini yapıp şöyle diyor: “Kürtler kendi coğrafyasında siyasi bir irade olacak. Bir Kürdistan gerçeği doğacak. Kürtlerin bağımsız devleti de, federal devleti de, kantonları da, özerk bölgeleri de olacak...”

Sen Türkiye milletvekili misin? Yoksa...

Yani ben ve benim gibiler Demirtaş hakkında yanılmışız.

Özür dilerim!..