Kürt ayrılığı peşinde koşan takıma şimdi bir de Alevi ayrılığı peşinde koşanlar eklendi.Aleviler azınlıkmış, korunmalıymış...Oysa Lozana göre Türkiyede azınlıklar yalnızca Müslüman olmuyorlar.Müslüman bir toplumda Aleviler Müslüman değilmiş gibi gösterilmek isteniyor.ABDdeki tahrikçilere bizden bazıları da katılıyor.Bunların içinde Alevi olanlar da var. Onlara tavsiyem Alevi vatandaşlar arasında bir anket yapsınlar "Biz azınlığız" desinler kabul ettirebiliyorlarsa, ilan etsinler.Yapabiliyorlar mı?***ALEVİ vatandaşlarımızın, Müslümanlığı tartışılmayacak kadar açıktır.Aleviler de, semavi kitaplar ve Kuran hakkında bütün Müslümanların düşündüğü gibi düşünürler.Allahın varlığına, birliğine inanırlar. Hz. Muhammedi Allahın elçisi ve son peygamberi olarak görürler.Kuranı Hz. Muhammede indirilen Allahın kelamı olduğuna iman etmişlerdir. Meleklere, kadere, ahiret gününe, mahşere, hesap sorulmasına inanırlar. Sırat köprüsü inancı aynıdır. Cenazelerin yıkanması, kefelenmesi, gömülmesi Sünnilerinki gibidir.Yani Alevi vatandaşlarımız da İslam esaslarına bağlıdır.Onların yalnızca Muharrem orucu tutmaları, namaz kılmamaları ise eski kültürel bağlılıkları, ve şamanizmin etkisiyle açıklanabilir.Üstelik; özellikle şehirlerde yaşayan birçok Alevi namaz kılıp Ramazanda oruç da tutmaktadır.***İslam dini zorlama dini değildir, hoşgörü, müsamaha gösteren bir dindir.Eski Türk din kurallarının halk inanışları içinde, örf - âdetler şeklinde yaşaması Müslümanlığa zarar vermez. Aksine Müslümanlıktan uzaklaştırılmak tehlikesiyle karşı karşıya bulunanları İslama çeker.Bu bakımdan Diyanete ve onun bağlı olduğu bakanlığa da görevler düşmektedir.***BAŞTA da değindiğimiz gibi bazı Türkiye karşıtları çeşitli amaçlarla Aleviliği tahrike kalkmışlardır.Birkaç yüzyıldan beri bu amaç için çalışanlar vardır, onların uzantıları bugün de boş durmamaktadır. (Bu konuda, bizim de yararlandığımız Prof. Dr. Mehmet Erözün Türkiyede Alevilik ve Bektaşilik adlı eserine bakılabilir.)Bugün bu görevi özellikle AB içindeki bir grup yerine getirmeye gayret etmektedir. Bir de onların yurtiçindeki bir avuç destekçisi...Bu nifak sokuculara en değerli cevabı yine Alevi kardeşlerimiz verecektir. ADI üstünde, Avrupa Birliği" ama buradakilerden bazılarının amacı Türkiye için sanki birlik değil de ayrılık. Semtimizin pazarında yumurta satan esnaf şöyle bağırırdı: "Yüz paraya, hem iri hem taze, hem iri hem taze."100 para yani 2.5 kuruş. Oysa bugün Levent pazarında yumurta 300 bin lira. Yani Yeni TL ile 30 kuruş.Nereden nereye, değil mi? BU KURUŞ BAŞKA KURUŞ CHIRAC Chirac, aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık. Fransa Cumhurbaşkanı Türkiye ile Fransa halkı arasında sıkışmış durumda...Belki de biraz fesatlık yaparak, bunu, Fransız halkıyla 36 Airbus arasında diye de ifade edebiliriz.Berlin buluşmasında Chirac, Türkiye lehine konuştu, "Üyelik müzakerelerine 2005te başlanabilir" dedi ve Türkiyenin tam üyeliğine ışık yaktı.Buraya kadar güzel, ama Chiracın bir cümlesi daha var ki kimse onun üzerinde durmadı. Türkiyenin tam üyeliği söz konusu olduğunda Fransız halkının referandumuna başvurulması..."10 - 15 yıl sonra kim öle, kim kala" diyorsak bu küçük engeli (!) görmezden gelebiliriz. Birçoğumuzun yaptığı gibi... Referandum var ABYE ENGEL "Kıbrıstan askerini çek. Güney Kıbrısı tanı. Ermenistan sınırını aç. Ermenilerle uzlaş. Ruhban okulunu aç. Alevileri azınlık olarak tanı. Azınlık dillerinde yayın ve eğitim yap. Güneydoğuya özel kalkınma programı uygula. Yeni bir Anayasa yap."Bunlar Kopenhag kriterleri değil. Hollandalı Camiel Eurlingsin herzeleri. "Uçuk Hollandalı!" bu şartları 2 Aralıkta toplanacak Avrupa Parlamentosu için hazırladı.Dengesiz raporu nedeniyle Dış İlişkiler Komisyonunda ağır eleştiri alan Hollandalı Eurlings açıkça, "Türkiye bunları yerine getirse bile ABye alınması yine de garantili olmayacak" diyor.Buna "aslan payı ortaklığı" denir; "Kârın hepsi benim, zararın tümü senin..." Böyle olunca da Hollandalıya İnönünün ağzıyla "Hadi canım sen de!" demekten başka ne cevap verilebilir. Kim bu Hollandalı? BEYOĞLU "Beyoğlu Balık Pazarı" turistik bir alandır. Bugün esnaf belediyenin düzenleme isteğine karşı çıkıyor. Bana göre esnaf, dükkânlarının önünde 1 metreden daha ileri çıkmamalı. Vitrinler açılıp mallar içeride de sergilenmeli. O zaman hem belediyenin hem esnafın istediği yerine gelmiş olur. Görüntü de korunur, pazarda daha rahat gezilip alışveriş yapılabilir. dheper@milliyet.com.tr Ve Balık Pazarı