Bir bakıma şanssız bir ülkenin şanssız insanlarıyız.
Tabii büyük çoğunluktan söz ediyorum.
TV'lere bakın, gazetelere bakın; gece gündüz hüngür hüngür ağlayın.
İç açıcı, moral yükseltici, gurur verici, neşelendirici bir haber, bir olay, bir başarı var mı?
Yok.
İçte de, dışta da, ekonomide de öyle.
Keder ve kasvet...
TV'deki diziler bile öyle, vurma, kırma, hile, hurda, ihanet, fakirlik, ölüm...
Şimdi bunlara TV reklamları da eklendi.
Bir şeker firmasının "bayram şekeri" reklamı...
Ben o film başlayınca ilk günden beri kanal değiştiriyorum, seyretmemek için. Benim gibi çok kişi olduğunu da biliyorum.
Bu nedenle reklamı çok etkili de bulabilirsiniz, ama bu menfi bir etki değil mi?
Bu reklamla ilgili bir haber vardı.
O haber de duygularımıza tercüman oluyordu.
"...Bu reklam, sosyal hizmetler uzmanları tarafından eleştiri alıyor. Huzurevi Müdürü Mehmet Ali Karcıoğlu, bu reklam filminin işlerini çok zorlaştırdığını söylüyor. Çünkü, bu reklamı izleyen huzurevindekiler sürekli ağlıyorlarmış. Reklamdan huzurevi sakinlerinin çok etkilendiğini anlatan Karcıoğlu, şunları söylüyor:
Bayram öncesi yakınlarının gelmeyeceğini düşünenler, huzursuz olur, hastalanırlar. Bu nedenle günler önce psikolojik destek için çalışma yaparız. Ancak bu bayram bu şeker reklamı işimizi hayli zorlaştırdı. Biz insanlarımızı hazırlamaya çalışırken, reklam filmi bütün motivasyonu altüst ediyor."
Kadere bakın; "bayram" ve "şeker" gibi "neşeli" ve "tatlı" konular için bile halkı ağlatılan bir ülkede yaşıyoruz.
Ciddi tasarruf dönemine girildiği devletin, "araç saltanatına son verme" kararıyla daha net anlaşılıyor.
Aslında bu, kamuda devrim de sayılabilir.
Çünkü bugüne kadar araç saltanatı çok eleştirildiği halde tasarruf amaçlı olumlu bir karar alınmamıştı.
2000 verilerine göre kamuda 87 bin 130 taşıt bulunuyor. Bunlardan 22 bin 504'ü binek, 9 bin 184'ü station vagon, 419'u özel güvenlik zırhlı otomobil. Toplam 32 bin 107 otomobilin 16 binden fazlası makam otomobili olarak kullanılıyor. Şu anda kamu kuruluşlarında şube müdürlerinin altında bile makam otosu bulunuyor.
Çıkacak genelge makam araçlarının tatilde, çarşıda, pazarda, kullanımı ile eş ve çocukların hizmetine verilmesini önleyecek.
Aynı bölgede veya lojmanda oturan kamu görevlileri, çıkartılacak genelgeden sonra gidiş dönüşlerde, mümkün olduğunca bir tek makam aracını birlikte kullanacaklar. Makam aracı kullanan bazı kadrolara da bundan sonra araç tahsis edilmeyecek. Bunlar, göreve gidiş gelişlerde taksi kullanacaklar.
Tabii bu tasarrufun, hizmeti sekteye uğratıcı olmaması da gerekiyor.
Yani, kaş yapayım derken göz çıkartılmamalı. Kısa bir süre sonra da karardan dönülmemeli.